T.C.

YARGITAY

19. Ceza Dairesi

TÜRK MİLLETİ ADINA

YARGITAY KARARI

 

Esas No    : 2015/16141              

Karar No : 2015/4561

Tebliğname No        : KYB - 2015/33603

 

Kasten öldürme suçundan dolayı Kırıkhan Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan Önder Ergin’in; alkol kullanmak eyleminden dolayı 11 gün hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına dair aynı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığı'nın 06/03/2014 tarihli ve 2014/78 sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne ilişkin Hatay İnfaz Hâkimliğinin 14/03/2014 tarihli ve 2014/536-573 E.K. sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne dair mercii Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/03/2014 tarihli ve 2014/383 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 22/01/2015 gün ve 5329 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/02/2015 gün ve KYB. 2015-33603 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.

Anılan ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre;

(1) 01/03/2014 tarihinde infaz kurumunda bulunan bazı hükümlülerin alkol kullandıkları duyumunun alınması üzerine idare tarafından yapılan soruşturma sonucunda, hükümlü Önder Ergin’in kan tahlili sonuçlarına göre alkol kullandığının tespit edilerek, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 79/1-2 ve 83/1-f maddelerine aykırı olarak, hükümlünün bu eylemi ile kurumda bulunan diğer hükümlülere kötü örnek olduğu, kurumun güvenlik ve disiplininin sağlanması bakımından kanun, tüzük ve yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği düzenlemeleri kusurlu olarak ihlal ettiği anlaşıldığından, 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 44/3-g maddesi uyarınca 11 gün hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,

Çözümlenmesi gereken meselenin hükümlünün eyleminin ve bunun müeyyidesinin ne olduğu noktasında toplandığı, hükümlüye disiplin cezası verilmesini gerektiren eylemin kuruma alkol sokmak ve kullanmak suretiyle Tüzük’ün 79/1-2 ve 83/1-f maddelerine aykırı davranılması şeklinde tarif edildiği,

Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 79. maddesinde, “(1) Hükümlü, hapis cezasının yerine getirilmesine katlanma ve bu amaçla düzenlenen infaz rejimine uygun tutum ve davranışlar içinde bulunmakla yükümlüdür. (2) Hükümlü, kurumun güvenlik ve iyileştirme programlarına tam bir uyum göstermekle yükümlüdür. Her ne amaçla olursa olsun, bilerek kendi yaşamlarını ve bedensel bütünlüklerini tehlikeye düşürecek eylemlere girişmeleri, cezanın yerine getirilmesine katlanma yükümlülüğünün ihlâli sayılır.” şeklinde,

83/1-f maddesinde ise, “Hükümlüler alkollü içkiler içemez, uyuşturucu, uçucu ve uyarıcı maddeler kullanamaz.” biçiminde bir düzenleme yer aldığı, anılan maddelerde kuruma alkol sokmak veya diğer hükümlülere alkol temin etmenin yasak olduğuna dair bir hüküm bulunmadığı,

Hükümlünün bu eylemi neticesinde, 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 44/3-g maddesi uyarınca 11 gün hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,

Anılan maddeye bakıldığında, “Her türlü ateşli silah, mermi, patlayıcı madde, kesici, delici, yaralayıcı, bereleyici alet, yakıcı, aşındırıcı, boğucu, bayıltıcı, kör edici gaz ve ecza, her türlü zehir ve uyuşturucu ilâç ve madde, cep telefonu, telsiz ve sair elektronik haberleşme aracını kuruma sokmak, bulundurmak, kullanmak.” şeklinde tarif edilen eylemlerin gerçekleştirilmesi halinde 11 günden 20 güne kadar hücreye koyma cezası verileceğinin hüküm altına alındığı,

Görüldüğü üzere hükümlünün eylemi ile verilen ceza arasında bir irtibat bulunmadığı, ancak hükümlünün eyleminin bir an için ceza infaz kurumuna kanunla yasaklanmış madde sokmak olarak düşünülmesi halinde ise, 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 44/2-g maddesinde yer alan, “Üçüncü fıkranın (g) bendinde belirtilenler dışında kalıp da Kanuna uygun olarak yasaklanmış bulunan her türlü eşya, araç, gereç veya malzemeyi ceza infaz kuramlarına sokmak, bulundurmak, kullanmak.” hükmüme

aykırılık oluşturabileceği, bu durumda dahi kanunla yasaklanmış bir durum bulunması gerektiği, 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un hiçbir maddesinde ceza infaz kurumuna alkol sokulmasının veya diğer hükümlülere alkol temin edilmesinin yasaklandığına dair bir hüküm bulunmadığı, yine, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun “İnfaz Kurumuna veya Tutukevine Yasak Eşya Sokmak” başlıklı 297/1. maddesinde yer alan, “İnfaz kurumuna veya tutukevine silâh, uyuşturucu veya uyarıcı madde veya elektronik haberleşme aracı sokan veya bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun konusunu oluşturan eşyanın, temin edilmesi veya bulundurulması ayrı bir suç oluşturduğu takdirde; fikrî içtima hükümlerine göre belirlenecek ceza yarı oranında artırılır.” şeklindeki düzenleme uyarınca, ceza infaz kurumun alkol sokmanın yasaklanmadığı,

Hükümlünün eyleminin kıyas yoluyla diğer yasak hükümler içeren maddelere göre değerlendirilip bir ceza verilmesinin de mümkün bulunmadığı, keza 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 48/1. maddesinde yer alan, “37 ilâ 46 ncı Maddelerde yer alan eylemlerin tanımına uymayan ve kanunda tanımları yapılmamış olan eylemler, nitelik ve ağırlıkları bakımından bunlara benzediklerinde, aynı maddelerdeki disiplin cezaları ile karşılanırlar.” şeklindeki hükmün, Anayasa Mahkemesinin 03/10/2013 tarihli ve 2013/28 esas, 2013/106 sayılı kararı ile iptal edildiği ve iptal gerekçesinde yer alan “... Kanun'da, tutuklu ve hükümlüler hakkında uygulanacak disiplin cezaları 37 ilâ 46. Maddeler arasında düzenlenmiştir. Bu kurallarda disiplinsizlik oluşturan her bir fiil ayrı ayrı tanımlanmış, bu fiillerin işlenmesi durumunda verilecek cezalar da yine ayrıntılı olarak gösterilmiştir. İtiraz konusu kuralda ise 37 ilâ 46. Maddelerde yer alan eylemlerin tanımına uymayan ve kanunda tanımları yapılmamış olan fiillerin, nitelik ve ağırlıkları bakımından bunlara benzediklerinde, aynı Maddelerdeki disiplin cezalan ile karşılanacağı öngörülmektedir... Anayasa'nın 38. Maddesinin birinci fıkrasında, "Kimse, ...kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz" denilerek "suçun kanuniliği", üçüncü fıkrasında da "Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur" denilerek, "cezanın kanuniliği" ilkesi getirilmiştir. Anayasa'da öngörülen suçta ve cezada kanunilik ilkesi, insan hak ve özgürlüklerini esas alan bir anlayışın öne çıktığı günümüzde, ceza hukukunun da temel ilkelerinden birini oluşturmaktadır. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca, hangi fiillerin yasaklandığının ve bu yasak fiillere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir... İtiraz konusu kuralla, Kanun'un 37 ilâ 46. Maddelerinde yer almayan fiillerle ilgili olarak da disiplin cezasının uygulanabileceğinin öngörülmesi belirsizliğe neden olmaktadır. Zira, ceza infaz kuramlarında bulunan hükümlü ve tutuklular, hangi fiilleri işlerlerse haklarında disiplin cezası uygulanabileceği konusunda duraksamaya sevk edilmektedir. Bu şekilde bir belirsizliğin kabul edilmesi, ise hukuki güvenlik ilkesiyle bağdaşmaz...” şeklindeki açıklamalar dikkate alındığında, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde,

(2) Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabul edilmesini müteakip, Ceza infaz Kurumu Müdürlüğünün kararının onaylanmasına da karar verilmiş ise de, 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 48/3-a maddesinde sadece hücreye koyma disiplin cezası bakımından özel bir düzenleme yapılmış ve hücreye koyma cezasının infazına infaz hâkiminin onayı ile başlanacağının hüküm altına alınmış olması karşısında, itiraz merciinin sadece itiraz konusu hakkında bir karar vermesi gerektiği gözetilmeden, ayrıca hücreye koyma cezasının onaylanmasına da karar vermesinde,

İsabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;

I- 1 nolu bende yönelik yapılan incelemede;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 37. maddesindeki “ (1) Hükümlü hakkında kurumda, düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlâl ettiğinde, eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre Kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanır." hükmü ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 79/1-2 maddesi ve 83/1-f maddesindeki “ f) Hükümlüler alkollü içkiler içemez, uyuşturucu, uçucu ve uyarıcı maddeler kullanamaz,” hükmü karşısında, ceza infaz kurumunda alkol kullanma eyleminden hükmolunacak disiplin cezasının hukuka ve usule uygun olacağının anlaşıldığı,

II- 2 nolu bende yönelik yapılan incelemede;

 

5271 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 48/3-a maddesi “ (3) .....Disiplin cezalarının infazı; a) Hücreye koyma cezasının infazına, infaz hâkiminin onayı ile başlanır. Hücreye koyma cezasına ilişkin diğer hükümler saklı kalmak üzere, kesinleşen disiplin cezalarının infazına derhâl başlanır. Birden fazla disiplin cezası verilmiş olması hâlinde, bu cezalar kesinleşme tarihleri sırasına göre ayrı ayrı infaz edilir. Bir cezanın infazı tamamlanmadan diğerinin infazına başlanmaz." hükmü, 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu'nun İnfaz hâkimliklerinin görevleri başlıklı 4/3 maddesi " Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak." hükmü ve İnfaz hâkimliğince şikâyet üzerine verilen kararlar başlıklı 6/5 maddesi "İnfaz hâkiminin kararlarına karşı şikâyetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir." hükmü ile itirazın ne şekilde karara bağlanacağını düzenleyen 5271 sayılı CMK.nun 271/2. maddesindeki "itiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir" biçimindeki hükmü karşısında, itiraz merciin verdiği kararın hukuka ve usule uygun olduğunun anlaşıldığı,

Açıklanan bu nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yerinde görülmeyen 1 ve 2 nolu kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 17/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

Başkan

R. ÖZKEPİR

Üye

M. S. GÜNEY

Üye

İ. KÖSE

Üye

Dr.İ. BAŞTÜRK

Üye

S. ÖZTEMİZ