T.C.
YARGITAY 
Yirmibirinci Hukuk Dairesi

E: 2012/22548
K: 2013/23 742
T: 12.12.2013

  • Çakışan Sigortalılık Süresinin İptali
  • Limited Şirket Ortağının Sigortalılığının Sona Ermesi

Özet: 
5510 sayılı Yasanın 53/1. maddesine göre sigortalının çalışmasının birden fazla sigortalılık kapsamına girmesi halinde öncelikle 4/c kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda bir çalışması yoksa önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı, davacının da önce başlayan sigortalılığına itibar edilmesi gerektiği; ayrıca limited şirket ortaklığının hisselerin tamamının devredilmesi ile hisse devri yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihte sigortalılığın sona ereceği dikkate alınarak davacının limited şirket ortaklığının devam ettiği sürece 506 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyeceği ve şirket ortaklığının ne zaman sona erdiğinin tespit edilmesi gerektiği gözardı edilmemelidir.

(5510 s. SSGSSK m. 53/1, 9/3 , 4/1-a-b-c)
Davacı, 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının geçerli olduğunun tespitiyle kurum işleminin iptaline, kurumca 01.05.2008 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa uyarınca sigortalı kabul edilmesi nedeniyle çıkarılan borçtan sorumlu olmadığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, 27.04.2002-30.04.2008 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa uyarınca sigortalı olduğunun tespiti ile, 01.05.2008 tarihinden itibaren çakışan sigortalılığı söz konusu olmakla birlikte, bu tarihten sonra kendi nam ve hesabına çalışması bulunmadığından 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti ile, kurum işleminin iptali ve kurumca 01.05.2008 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa uyarınca sigortalı kabul edilmesi nedeni ile çıkarılan 9.601,70 TL prim borcundan sorumlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 27.04.2002-30.04.2008 tarihleri arasındaki 506 sayılı Yasa uyarınca sigortalı kabul edilmesine yönelik isteminde hukuki yarar bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacının 06.01.2009- dava tarihleri arasında kendi nam ve hesabına çalışmasının bulunmadığından 5510 sayılı Yasa'nın 4/1-a maddesi uyarınca sigortalı sayılmasının gerektiğinin tespitine ve davacının 9.601,70 TL prim borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 24.04.1984-28.02.1986, 20.06.1994-30.09.1999 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa uyarınca bağkur sigortalılığının bulunduğu, davacının 5 yılı aşkın prim borcunun bulunması nedeni ile 5510 sayılı Yasa'nın geçici 17. maddesi uyarınca sigortalılığının 30.09.1999 tarihi itibari ile durdurulduğu ve kendi nam ve hesabına çalışmasının devam etmesi nedeni ile 06.01.2009 tarihi itibari ile sigortalılığının yeniden başlatıldığı ve halen devam ettiği, 25.04.1984-28.02.1986, 15.10.1994-12.09.1996, 01.04.2007- 30.11.2008 tarihleri arasında vergi kaydının, 20.06.1994-12.09.1996 tarihleri arasında oda kaydının, 14.06.1994- devam şeklinde sicil kaydının, 14.03.1996 tarihinden itibaren ise N... G... Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti ortaklığının bulunduğu ve halen devam ettiği, 1972/3-2011/1 tarihleri arasında ise 3456 gün 506 sayılı Yasaya tabi çalışmalarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık ise davacının limited şirket ortaklığının devam edip etmediği ve zorunlu sigortalı sayılıp sayılmayacağı ve çakışan sigortalılık sorununun çözüme kavuşturulması noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten 01.10.2008 tarihinden önce yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalı olanların gerek 506 ve gerekse 2926 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulü gerekecektir
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Yasa'nın 33. maddesi ile değiştirilen "Sigortalılık Hallerinin Birleşmesi" başlıklı 53/1 maddesi; "Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı" hususunu düzenlemiş olmakla, Önce başlayan sigortalılığa üstünlük tanımıştır.
Somut olayda davacı 506 sayılı Yasa'ya tabi olarak çalışmaya başladığı 06.01.2009 tarihinden sonra kendi nam ve hesabına çalışmasının olmadığı gerekçesi ile 06.01.2009 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalı çalışmalarının geçerli olduğunu talep etmektese de, mevcut yasal düzenlemelere göre önce başlayan sigortalığa üstünlük tanınacağı hususu gözardı edilerek hüküm kurulmuş olması hatalı olmuştur.
Öte yandan, 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi bu kanuna göre sigortalı sayılanları düzenlemiş olup, 24/I-d maddesi, limited şirket ortaklarının bu kanun. ı göre sigortalı sayılacağı hükmüne haiz olup, 5510 sayılı Yasa'nın 9. maddesi ise sigortalılığın sona ermesi hallerini düzenlemiş olup, anılan maddenin 3. fıkrası "...limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devri yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler İçin ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerinin ortaklarının ise tasfiye kurulu kararının ticaret sicili memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sona erer" hükmüne haiz olup, davacının Limited Şirket ortaklığının devam edip etmediği hususları araştırılmaksızın hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece yapılacak iş, mevcut yasal düzenleme uyarınca 01.10.2008 ile 01.03.2011 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasa'nın 5754 sayılı Yasa ile değişik 33. maddesi dikkate alınarak sonuca gitmek ve davacının şirket ortaklığının ne zaman sonlandığı hususları arattırılarak, şirket ortaklığının devam ettiği sürelerde 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı kabul edilemeyeceğinden o döneme ilişkin talebi reddetmekten ibarettir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 12.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.