Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza atarak, boşanma kararı kesinleşmeden davalı kocanın başka bir erkekle evlenen eşinin düğün fotoğraflarını temyiz dosyasına sunmasını dikkate alarak davacı kadını kusurlu buldu. Eşlerin sadakat yükümlülüğünün bulunduğuna dikkat çekilen kararda, "Evlilik birliğinde eşlerin sadakat yükümlülüğü, birlik devam ettiği sürece aranır. Boşanma yönünde oluşan karar kesin hüküm halini almadan, eşlerden birinin bu yükümlülüğe aykırı davranışı gerçekleştiği takdirde, davanın açılmasından sonra da olsa, o taraf bakımından kusur oluşturur ve boşanmanın fer ’i sonuçlarına etkili olur." denildi.

Adana 4. Aile Mahkemesi’ne 2010 yılında müracaat eden bir çift boyanmak istedi. Nafaka taleplerini de değerlendiren Mahkeme çiftin boşanması yönünde karar verirken davalı koca kararı temyiz etti. Dava temyiz aşamasındayken davalı koca, davacı eşinin karar kesinleşmeden başka bir erkekle evlendiğini belirterek, düğün fotoğraflarını temyiz dosyasına koydurttu. Dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanma yönünde oluşan karar henüz kesinleşmeden, davacı kadının bir başka erkekle düğün yaptığına ilişkin fotoğraflar temyiz aşamasında dosyaya sunulduğunu hatırlattı.

Evlilik birliğinde eşlerin sadakat yükümlülüğü birlik devam ettiği sürece arandığına dikkat çekilen Yargıtay kararında, "Boşanma yönünde oluşan karar kesin hüküm halini almadan, eşlerden birinin bu yükümlülüğe aykırı davranışı gerçekleştiği takdirde, davanın açılmasından sonra da olsa, o taraf bakımından kusur oluşturur ve boşanmanın fer’i sonuçlarına etkili olur. Öyleyse, davalı kocanın temyiz aşamasında sunduğu fotoğraflarla ilgili gerektiğinde davacı kadının isticvap (sorgulanmak) beyanına başvurulması ve gerçekleşecek sonucuna göre tarafların kusur durumu ile kusura bağlı taleplerin yeniden değerlendirilip karara bağlanması gerekir. Açıklanan yönde işlem yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiş, bozma sebebine göre ise kocanın diğer yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenmemiştir. Temyiz edilen hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre davalı kocanın davacı kadının kabul edilen boşanma davası ile fer’ilerine (ayrılmasına) ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi."

DAVA DOSYASINA YENİ DELİL KONULMAMALIYDI
Karara karşı çıkan Yargıtay üyesi ise gerekçesinde şu ifadeleri kullandı: "Çoğunluk boşanma davalarında temyiz aşamasında yeni delil sunulabileceği düşüncesindedir. Oysa, pozitif hukukta böyle bir usul hükmü bulunmamaktadır. Atıf yapılan Türk Medeni Kanunu’nun 185/3 hükmünün ise bir usul kuralı olmayıp maddi hukuk kuralı olduğu herkesin bilgisi dahilindedir. Boşanma davalarında hakim işten elini çektikten sonra bile delil sunma hakkı verilmesi bütün boşanma davalarında sonsuz sayıda delil sunma hak ve yetkisini içerir ki bu uygulamanın boşanma davalarını sonlanmaz duruma getireceği izahtan varestedir. Kaldı ki tahkikat aşamasında vakıaların genişletilmesine diğer taraf muvafakat etmediği ve usulüne uygun bir ıslah dahi olmadığına göre, sadece dava öncesi vakıalara göre karar verilebilir Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. madde hükmü değerli çoğunluk ile aynı düşünmeme engel oluşturmaktadır."

http://www.pirsushaber.com/bosanma-karari-kesinlesmeden-evlenen-kadin-kusurlu-bulundu-1283930n.html