Davacı Y... vekili Avukat ... tarafından, davalı ...Bankası A.Ş aleyhine 25/02/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 12/07/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 

Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı bankanın gerekli özeni göstermeyerek adına düzenlenen sahte kimliğe itibar ederek çek karnesi verdiğini, karşılıksız çek verme suçundan haksız yere cezalandırıldığını, yargılamanın iadesi yoluyla bu davadan beraat ettiğini, davalı bankanın bu olaylardan haberdar olduğu halde ayrıca bu sahte çeklerden dolayı kendisinden yedi adet çek yaprağı bedelini ödemesi için 25/07/2012 tarihli yazıyı gönderdiğini, bu yazı ile uzun yıllar yaşadığı sıkıntıları tekrar yaşamasına neden olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat istemiştir.

Davalı, tazminat alacağının zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur. 

Mahkemece, davacının zarar verici olayı ve faili 2005 senesinde öğrendiğini ve 02/09/2005 günü yargılamanın yenilenmesini istediğini, 2005 yılından dava tarihine kadar bir ve on yıllık zamanaşımı sürelerinin geçtiği gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir. 

Haksız eyleme dayalı tazminat davalarında olay tarihinde bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 60/1. maddesine göre öngörülen zamanaşımı süresi fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren bir yıl ve her halükarda on yıldır. 

Dosya kapsamına göre; davacı sadece sahte nüfus cüzdanına dayalı olarak çek karnesi düzenlenmesi sebebiyle değil, ayrıca davalı bankanın bu sahte kimliğe dayalı olarak düzenlenen ve sahte olduğu anlaşılan çek yaprakları bedelinin ödenmesi talebine ilişkin 25/07/2012 tarihli yazısı nedeniyle de maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Şu halde, son haksız eylem tarihi olan 25/07/2012 itibarıyla zamanaşımı süresinin dolmadığı açıkça anlaşılmakta olduğundan mahkemece işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/11/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi. 



KARŞI OY YAZISI

Davacı, davalı bankanın gerekli özeni göstermeyerek, sahte kimliğe dayalı olarak adına çek karnesi verdiğini, kendisinin bu çeklerden dolayı karşılık çek vermek suçundan cezalandırıldığını ve yargılamanın iadesi yoluyla bu davalardan beraat ettiğini, davalı bankanın bütün bu aşamalardan sonra yeniden kendisine yedi adet çek yaprağı bedelini ödemesi için 25/07/2012 tarihli yazıyı gönderdiğini belirterek tüm bu eylemler nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. 
Mahkemece ceza davalarına konu olan ve yargılamanın iadesi yoluyla sonuçlanan bölümle ilgili olarak istemlerin zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermesi yerindedir. 
Mahkeme kararının sadece 25/07/2012 tarihli ihtar yazısına dayalı eylem yönünden bozulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 18/11/2013






kararara.com