Bankaların haraç kesmesine bir mahkeme daha dur dedi. Bakalım bankalar hem müşterilerini hem de kendilerini savunan vekillerinin haklarını yok etmeye daha ne kadar devam edecekler?
İstanbul 7. Tüketici Mahkemesi verdiği kararlarda tüketici hakem heyetinin kararını iptal etmesine rağmen tüketici olan davalı aleyhine vekalet ücretine hükmetmedi. 
Davacı banka lehine vekalet ücretine hükmetmemesi gerekçesi ise çok anlamlı :" ancak davacının tüketici hakem heyetinde savunma yapmayarak kredi kartı üyelik sözleşmesini ibraz etmeyerek  ve belgeleri sunmayarak eksik inceleme ile aleyhine karar verilmesine sebep olduğu, mahkememizde açılan davaya davalı tüketicinin kusuru ile sebep olmadığı anlaşıldığından, HMK 312/2 madde gereğince davalı aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki gibi karar verilmiştir."

Türkiye'nin en çok kazanan ve belkide en kurumsal kişileri olan Bankların 50-100 TL'lik kart aidat iadelerinden bile tüketici hakem heyeti, tüketici mahkemesi ve icra mahkemesi gibi 3 ayrı kurumu meşgul ettiği bir hukuk hayatında arabuluculuk gibi uygulamaların işleyeceğini düşünmek biraz hayalcilik olsa gerek!

İşte kararın tam metni :

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
İSTANBUL
7. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR




DAVA : Satıcının Hakem Kurulu Kararına İtirazı


GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACI TALEBİ: Davacı özetle; Gaziosmanpaşa hakem heyeit kararı ile davalı lehine 386,49-TL para verilmesine hükmedildiğini bildirip bu kararın iptalini istemiştir. 
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: İncelenen davada dava şartlarına ilk itirazlara görev ve yetkiye ait bir olumsuzluk olmadığı mahkememizin görevli ve yetkili olduğu anlaşılmaktadır
Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi  6502 sayılı kanun  3/k. Maddesi uyarınca tüketicidir. Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan yada mal sunan adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişileri de 6502 sayılı yasa 3/i madde uyarınca satıcı sayılır. Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere  ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya bunun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan , eser , taşıma, simsarlı, sigorta , vekalet , bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem   6502 sayılı yasa 3/ l  maddesine göre tüketici işlemi niteliğindedir. 
Mevcut davada taraflar arasındaki hukuki ilişki kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu tür uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesi görevlidir. 
Taraflar arasında bankacılık hizmetleri sözleşmesinin bulunduğu ve bu sözleşme dayanak yapılarak tüketiciye kredi kartı verildiği, sonuçta da bir miktar bedelin kredi kartı aidatı adı altında kredi kartı kullanımından kaynaklanan bir masraf niteliğinde alındığı hususunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Asıl uyuşmazlık kredi kartı kullanma nedeni ile tüketiciden bir miktar aidat vs. Adı altında bedelin alınıp alınamayacağı hususundadır. 
Kural olarak herkes dilediği sözleşmeyi yapmakta serbest olduğu gibi istemediği bir sözleşmeyi sürdürmek zorunda da değildir. Bunun istisnası iltihaki sözleşmeler olarak adlandırılan kamu hizmeti görmekte olan kamu idare ve kurumları ile bunlardan hizmet alan şahıslar arasında kurulan sözleşmelerdir. Bu tür sözleşmelerde kamu idaresi ve kurumları kar amacından ziyade kamu hizmeti görmekle yükümlü olduklarından talep eden her şahısla sözleşme yapma yükümlülüğü altındadır. Bankalar ise bunun aksine kar amacı ile kurulan kurumlardır. Bu yüzden gördükleri hizmetin karşılığını isteyebilirler. Ayrıca çok sayıda banka bulunduğuna göre de tüketici kendi yükümlülüğünü yerine getirmek kaydı ile dilediği bankadan kredi kartı kullanma imkanına sahiptir. Bu şartlarda tüketici ve banka arasındaki sözleşmenin iltihaki bir sözleşme olmadığının kabulü gerekir. Keza kredi kartı kullandırımına ilişkin sözleşmenin niteliği ve ticari boyutu değerlendirildiğinde bu sözleşmelerin tüketici kredisi sözleşmelerinden farklı olduğu, yapılan işlemin, banka tarafından sunulan ürünün maliyetlemesi açısından farklar bulunduğu, ticari yaşamın gereklerine de uygun bir tespittir. Bankalar gördükleri hizmetin uygun karşılığını isteme hakkına sahiptir. Kredi kartı hizmetinin banka için riski bulunduğu gibi bir maliyeti de bulunmaktadır. Haklı kabul edilebilecek bu maliyetin kredi kartı kullanıcılarına yansıtılması hakkaniyete uygundur. 
Somut olayda dava konusu sözleşmede kart aidatı hususunun düzenlendiği ve ek tabloya göre belirlenebileceğinin kararlaştırıldığı , tüketicinin ek tabloyu imzaladığı bu nedenle hakem heyeti kararının yerinde olmadığı ancak davacının tüketici hakem heyetinde savunma yapmayarak kredi kartı üyelik sözleşmesini ibraz etmeyerek  ve belgeleri sunmayarak eksik inceleme ile aleyhine karar verilmesine sebep olduğu, mahkememizde açılan davaya davalı tüketicinin kusuru ile sebep olmadığı anlaşıldığından, HMK 312/2 madde gereğince davalı aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki gibi karar verilmiştir
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE, 
2- Gaziosmanpaşa TSHB 28/09/2015 tarihli ...sayılı kararının iptaline, 
3- Davacının yaptığı masrafların kendi üzerine bırakılmasına, 
4- 6502 sayılı yasa 73/2 madde gereğince davalı tüketiciden harç alınmasına yer olmadığına, 
5- Davacı vekiline vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 
Dair, tarafların yokluğunda  HMK 341/1-2 madde ve 6502 sayılı kanun maddesinin 70/5 gereğince kesin olmak üzere karar verildi.