Adalet Bakanlığı, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin ret kararının kanun yararına bozulması istemiyle Yargıtay 9. Ceza Dairesine başvurdu. 

Ergenekon davasının temyiz incelemesini de yapacak olan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, kanun yararına bozma istemini reddetti.

-Gerekçeden-

Yargıtay 9. Ceza Dairesinin gerekçesinde, kanun yararına bozmanın, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun içtihatlarında da vurgulandığı gibi sadece karar veya hükmün verildiği zamanda yürürlükte bulunan usul veya maddi ceza hukukuna aykırılıkların giderilmesiyle sınırlı olarak başvurulabilen olağanüstü bir kanun yolu olduğu vurgulandı. 

Kararda, hukuka aykırılığın giderilmesi için başka bir kanun yolunun mümkün olduğu veya yargılama makamlarının asıl ceza davasına devam ettikleri durumlarda, bu kanun yoluna başvurulamayacağına işaret edildi.

Yargıtayın içtihadı birleştirme, Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları ve yerleşik Yargıtay uygulamalarında, mahkemenin veya hakimin kanaat ve takdirine ait fiili sorunlara ilişkin kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağı da belirtildi.

Sanık hakkında hükümle birlikte verilen adli kontrol altına alma ve yurt dışına çıkmama kararının esas hükümle birlikte bu hükme bağlı olarak temyizen inceleneceği ifade edilen kararda, kanun yararına bozma talebine konu edilen hukuka aykırılık iddiası da dahil, asıl hükme yönelik temyizen ileri sürülmüş hukuka aykırılıkların da neticeye bağlanacağı kovuşturma sürecinin henüz bitmediği ve temyiz aşamasında beklediği kaydedildi.

Kararda, "Kanun yararına bozma talebinde hukuka aykırılık bağlamında ileri sürülen talebin sanığa yüklenen suçun sübutu ve vasfıyla ilişkisi de nazara alındığında temyize konu edilmiş mahkumiyet hükmünün bir yönüyle temyizden önce incelenmesi sonucunu doğuracak ve bu durum kanun yararına bozma yolunun niteliğiyle bağdaşmayacaktır" denildi.

Sanığın tahliye edildiği, sonradan hükümle birlikte adli kontrole ve yurt dışına çıkmama yükümlülüğüne tabi tutulduğu hatırlatılan kararda, bu işlemlerin tamamının mahkemenin takdiri çerçevesinde gerçekleştiği ifade edildi.

Kararda, "Kanun yararına bozma talebinde ileri sürülen bozma nedeninin tutukluluğun adli kontrolün ve sanığın tabi tutulmakta olduğu yükümlülüğün ceza muhakemesi kanununun ilgili hükümlerinde gösterilen objektif kurallara aykırılık iddiasını içermediği, aksine takdire ilişkin hususlara yönelik olduğu görülmektedir" tespitleri yapıld