Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Mersin Barosu'na kayıtlı olarak avukatlık yapan sanık S..., katılan H...hakkında Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2006/123 esas sayılı dosyasında yürütülen yargılamada sanık olan H... müdafii olarak görev yaptığı, anılan davanın 04/07/2006 tarihli oturumunda, H...'un 3.000 TL nakdi kefaletle tahliyesine karar verilmesi üzerine, kefaletin Hacı Us tarafından ödendiği, 14/11/2006 tarihli karar duruşmasında ise ödenen kefaletin iadesine karar verildiği, bu karara istinaden avukat olan sanığın mahkemeden aldığı yazı ile nakdi kefaleti Mersin İl Müdürlüğü'nden tahsil ettiği halde, katılana vermeyip uhdesinde tuttuğu iddia edilen olayda;

Sanığın savunmalarında, katılan H...'un daha önce de 3-4 dosyasına baktığını, bu nedenle katılandan vekalet ücreti alacağı olduğunu, katılanla sözlü anlaşmaları üzerine, nakdi kefaleti vekalet ücretine alacağına mahsuben aldığını beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın katılana sağladığı hukuki yardımların nelerden ibaret olduğunun, söz konusu para sanık tarafından tahsil edildiğinde, sanığın alması gereken avukatlık ücreti bulunup bulunmadığı, yapılmış herhangi bir masraf olup olmadığı varsa ne kadar olduğu ve vekil edenin ödediği masraf miktarı da dikkate alınarak hapis hakkını kullanmayı gerektirir bir alacak bulunup bulunmadığı husularının belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdii ile, elde edilecek sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule göre de;

5237 sayılı TCK'da cezaların içtimasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 99. maddesinin "hükmolunan her bir ceza diğerinden bağımsızdır, varlıklarını ayrı ayrı korurlar" hükmünü içerdiği gözetilmeden, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezadan dönüştürülen adli para cezası ile doğrudan hükmedilen adli para cezasının toplanmasına karar verilmesi,

Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/12/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

www.kararara.com