Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı avukatın Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/450 E. sayılı dava dosyasında vekili sıfatıyla yer aldığını, aleyhe sonuçlanan dosyanın davalı avukatınca temyiz edildiğini, ancak teminat yatırıldığı ve icra müdürlüğünce de mehil vesikası tanzim edildiği halde Yargıtay ilgili dairesinden tehir-i icra talebinde bulunulmadığını, bu nedenle anılan icra hukuk mahkemesinin tahliyeye ilişkin kararının icra marifetiyle 28.01.2012 tarihinde infaz edildiğini, ticari itabarının zedelendiğini, telafisi imkansız zararların doğduğunu ileri sürerek, işyeri olarak kullandığı taşınmazı erken boşaltması nedeniyle ortaya çıkan 100 TL fiili zarar, 100 TL yoksun kalınan kar olmak üzere toplam 200 TL maddi zarar, 10.000 TL manevi zararın davalıdan tazminine karar verilmesini istemiş, ıslah ile maddi zarara ilişkin talep miktarını 1.834,17 TL ye artırmıştır.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

[Mahkemece, 01.09.2014 tarihli bilirkişi raporu benimsenerek, davalı avukatın kusurlu davranışı sonucu işyerinden icra kanalıyla tahliye olmak zorunda kalan davacının bu eylem nedeniyle ticari itibarının zedelendiği, kazanç kaybına uğrayıp borçlarını ödeyemez duruma düştüğü gerekçesi ile, 1.834,17 TL maddi, 5.000 TL manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Dava, vekil avukatın özen yükümlülüğüne aykırı davranışı sonucu uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58.maddesi (eski Borçlar Kanunu 49.md) hükmü uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için, şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Somut olayda davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemez. Mahkemece olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin bütünüyle reddi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 202,10 TL harcın istek halinde iadesine, 13/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

www.karara.com