T.C.

YARGITAY

İkinci Hukuk Dairesi

E:2013/6790

K:2013/26175

T: 13.11.2013

 

·         Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması

·         Tapu Kütüğüne Aile Konutu Şerhi Verilmemesi

·         İyiniyet

 

Özet: Kanunun iyiniyete sonuç bağladığı durumlarda asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Tapu kaydında, taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığından, davalı Kooperatif Başkanlığı 'nın kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükü davacıya düşer. Davacı, davalının kötüniyetli olduğunu gösteren bir delil getirememiş olup, taşınmaz davalı koca adına tescil edilmiş ve ipotek işlemi de aynı tarihte yapılmıştır. Taşınmazın satın alındığı gün, aile konutu olduğundan bahsedilemeyeceği gibi, ipotek senedinde davalı kocanın adresi ve eşlerin nüfus kayıtlarında görünen yerleşim yerleri de dava konusu taşınmazdan farklı olduğundan, ipoteğin kaldırılmasına ilişkin talep reddedilmelidir.

(4721 s. MK m. 194, 3)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı, aile konutu olduğunu iddia ettiği taşınmazda davalı eşi Ali tarafından diğer davalı Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanlığı lehine kurulan ipoteğin, Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince kaldırılmasını istemiştir. Davalı Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanlığı iyiniyetli olduğunu savunduğuna göre; Kanunun iyiniyete sonuç bağladığı durumlarda (TMK md. 3) asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Tapu kaydında, dava konusu taşınmaza dair aile konutu şerhi bulunmadığı da dikkate alındığında davalı Kooperatif Başkanlığının kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükü davacıya düşer. Davacı, davalı Esnaf ve Kefalet Kooperatifi Başkanlığının kötüniyetli olduğunu gösteren bir delil getirememiştir. Kaldı ki, dava konusu taşınmaz 23.01.2007 tarihinde davalı koca adına tescil edilmiş ve dava konusu edilen ipotek işlemi de aynı tarihte tesis edilmiştir. Taşınmazın satın alındığı gün, aile konutu olduğundan bahsedilemeyeceği gibi, ipotek senedinde davalı kocanın adresi, aile konutu olduğu iddia edilen dava konusu taşınmaz değildir. Eşlerin, nüfus kayıtlarında görünen yerleşim yerleri de dava konusu taşınmazdan farklı olduğuna göre, İpoteğin kaldırılmasına dair talebin reddi gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.