Daire:2
Tarih:2012
Esas No:2011/6563
Karar No:2012/44750
Kaynak:UYAP
İlgili Maddeler:50
İlgili Kavramlar:adli para cezası dışındaki diğer seçenek yaptırımlara çevrilebileceği hususu
1- Katılanın bir tazminat istemi bulunmadığı gibi dosyaya yansıyan bir zararının da belirlenemediği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde nazara alınacak zararın maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı gözetilmeden, “sanık ile katılan arasında boşanma davasının bulunması, katılanın olay nedeniyle şikayetçi olması ve katılanın zararının karşılanmamış olması” şeklindeki dosya içeriğine uygun olmayan, yetersiz gerekçe ile sanık hakkında 5271 sayılı CMK.nun 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2- 17.03.2009 tarihli son celsede sanık müdafiinin “lehe olan hükümlerin uygulanması” yönünde talebinin bulunduğu ve 5237 sayılı TCK’nun 50/2. maddesinde, “suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceği” belirtilmekle beraber, kısa süreli hapis cezasının aynı kanunun 50. maddesinde sayılan adli para cezası dışındaki diğer seçenek yaptırımlara çevrilebileceği hususu dikkate alınarak anılan hususun karar yerinde tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 01.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.1- Katılanın bir tazminat istemi bulunmadığı gibi dosyaya yansıyan bir zararının da belirlenemediği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde nazara alınacak zararın maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı gözetilmeden, “sanık ile katılan arasında boşanma davasının bulunması, katılanın olay nedeniyle şikayetçi olması ve katılanın zararının karşılanmamış olması” şeklindeki dosya içeriğine uygun olmayan, yetersiz gerekçe ile sanık hakkında 5271 sayılı CMK.nun 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2- 17.03.2009 tarihli son celsede sanık müdafiinin “lehe olan hükümlerin uygulanması” yönünde talebinin bulunduğu ve 5237 sayılı TCK’nun 50/2. maddesinde, “suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceği” belirtilmekle beraber, kısa süreli hapis cezasının aynı kanunun 50. maddesinde sayılan adli para cezası dışındaki diğer seçenek yaptırımlara çevrilebileceği hususu dikkate alınarak anılan hususun karar yerinde tartışılmaması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 01.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.