Davacı vekili dava dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında açıkça müvekkili lehine vekalet ücreti ve yargılama masraflarına hükmedilmesini talep etmemiş ise de, bu masraflardan vazgeçtiğine ilişkin bir beyanda da bulunmamıştır. 29.05.1957 tarihli, 1957/4 esas, 1957/16 karar sayılı Yargıtay içtihatları">Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "...hukuk davalarında hasma tahmili gereken ve muhakeme masraflarından madut bulunan vekalet ücretine diğer muhakeme masrafları gibi mutlak surette talep olunmaksızın re'sen hükmedilmesi icap ettiğine..." denilmek suretiyle yargılama masrafı ve vekalet ücretine hükmedilmesinde talep şartının aranmadığı, mahkemece re'sen hüküm altına alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verildiğinden davacı lehine vekalet ücretine ve yargılama masrafına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.

T.C.
Yargıtay
19. Hukuk Dairesi


Esas No:2010/14162
Karar No:2011/1542



Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili; dava dışı borçluya ait bir adet çekin zorunlu tutarının ödenmesi için davalıya yazılı talepte bulunduklarını, talebe cevap verilmeyince yapılan icra takibinde ana alacak yatırılmasına rağmen avukat/ictihatlari/" title="avukat içtihatları">avukatlık ücreti ve harç miktarının yatırılmadığını belirterek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece; davalının 3167 sayılı Kanun gereğince karşılıksız çıkan çeke ilişkin teminat konusu alacağı almak talebiyle yapılan başvuruya rağmen alacağı ödemediği, yapılan icra takibine ilişkin harç ve masrafların davalı tarafından ödenmesi gerektiği, yapılan itirazın haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmesine rağmen talep olmadığından ücreti vekalet ve yargılama gideri hususlarında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında açıkça müvekkili lehine vekalet ücreti ve yargılama masraflarına hükmedilmesini talep etmemiş ise de, bu masraflardan vazgeçtiğine ilişkin bir beyanda da bulunmamıştır. 29.05.1957 tarihli, 1957/4 esas, 1957/16 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "...hukuk davalarında hasma tahmili gereken ve muhakeme masraflarından madut bulunan vekalet ücretine diğer muhakeme masrafları gibi mutlak surette talep olunmaksızın re'sen hükmedilmesi icap ettiğine..." denilmek suretiyle yargılama masrafı ve vekalet ücretine hükmedilmesinde talep şartının aranmadığı, mahkemece re'sen hüküm altına alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verildiğinden davacı lehine vekalet ücretine ve yargılama masrafına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 9.2.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
www.hukukmedeniyeti.org