YARGITAY 3. Hukuk Dairesi 
ESAS: 2013/18272
KARAR: 2014/1879


Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davada, işyeri abonesi olan davalının 2009/11-2010/12 arası elektrik bedelini ödemediği ileri sürülerek 14.091,73. TL'nin tahsili için ...4. İcra Müdürlüğünün 2010/12810 sayılı ilâmsız icra takibine vaki haksız itirazın iptali istenilmiştir.

Davalı, fatura tarihlerinde cezaevinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davalının 20.04.2007 tarihinde cezaevine girdiği, aboneliği kapatmamış olmasının sorumluluğunu gerektirmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyada bulunan 03.06.2005 tarihli A... Perakende Satış Sözleşmesi ile davalı, davacı şirketin 62710.1 numaralı abonesi olmuştur. Bu aboneliğe ait tüketim föyü celp olunarak mahallinde 21.06.2012 tarihinde keşif yapılarak alınan dosya da bulunan elektrik bilirkişisinin 11.07.2012 tarihli raporu ile işyerini 3.bir kişinin işlettiği, dava konusu borcun en büyük tutarını oluşturan asıl borç tutarı 9.709,60 TL.'lık borcun 25/04/2006 tarihi ile 09/11/2009 tarihi arasındaki sayaç tarafından kaydedilen elektrik tüketimine istinaden çıkarıldığı, davalının cezaevine girmeden önce kendi adına olan dava konusu elektrik aboneliğini kapatmış olması gerektiği, elektrik aboneliğini kapattırmamasının elektrik kullanımına rıza verdiğinin göstergesi olduğunu, davalı davacı şirkete olan borcu ödeyip daha sonra dava konusu iş yerini kullanmadığı dönemdeki tüketimlerle ilgili bu tüketimleri gerçekleştiren kişilerden parasını tahsil yoluna gitmesi gerektiği bildirilmiştir.

Uyuşmazlık; davacının aboneliğinin bulunduğu yerde elektrik kullanılmasından dolayı sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır

İşyerinde elektrik kullanımdan dolayı fiilen kullanan kişinin haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak, bu sorumluluk davacı olan abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmamaktadır. Fiilen elektrik kullanan şahsın haksız fiil hükümleri uyarınca, abonenin de sözleşmeden doğan sorumluluğunun bulunduğu, bu durumda kullanımdan her ikisinin de müteselsilen sorumlu oldukları belirgin olmasına göre, alacaklının alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda, sayaç inceleme raporunda sayacın doğru çalıştığının bildirilmesi de dikkate alındığında, aboneliğini iptal ettirmeyen ve kullanıma sebebiyet veren abone davacının sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.

Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, itibar edilmeyen gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.


Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

www.kararara.com