YARGITAY 6. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/5896
KARAR: 2013/7050


Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye davası, birleşen dava ise akdin feshi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava yönünden ise davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili 26.9.2012 tarihli dilekçe ile, iktisap ve ihtiyaç nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir. Bilahare davacı vekili 26.11.2012 tarihli dilekçe ile birleştirme talepli olarak 6098 sayılı TBK.nun 347. maddesi gereğince "10 yıllık uzama süresi kira sözleşmesi sonunda herhangi bir neden bildirmeksizin tahliye talebinde bulunulabileceği" gerekçesine dayalı olarak kiralananın tahliyesini ve her iki dosyanın birleştirilmesini istemiştir. Davalı, önceki malik ile aralarında daha önceden açılan davalar olduğunu, satış işleminin gerçek bir satım işlemi olmadığını, davacının ihtiyaç iddiasının samimi bulunmadığını, davacının amacının dava konusu yeri boşaltıp eski malikin işyerini genişletmeyi amaçladığını savunmuştur. Mahkemece her iki dava dosyasının birleştirilerek asıl dava dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
Davacı birleşen dava ile 6098 ssayılı TBK.nun 347. maddesine dayanarak akdin feshi ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece davacı tarafından daha önce açılan 2012/1152 esas sayılı dava dosyası ile akdin feshi nedeniyle açılan 2012/1440 esas sayılı dava dosyalarının birleştirilmesine karar verilmiş ise de her iki dava dosyasında tahliye sebepleri ayrı olup ayrı ayrı incelenmesi gerekir. Asıl dava ile birleştirilen 2012/1440 esas sayılı dava dosyasında HMK.nun 27. maddesi gereğince taraflar duruşmaya çağrılmadan ve duruşma açılmadan birleştirme kararı verilmesi doğru değildir. Öte yandan TBK. nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında 6101 sayılı kanunun geçici 2. maddesinde TBK.nun 347. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesinde öngörülen "kira sözleşmelerinden 10 yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl sonra uygulanır" hükmüne yer verilmiştir. Diğer bir deyişle TBK.nun 347. maddesinde belirtilen 10 yıllık sürenin dolması nedeniyle davacı ancak 2014 yılından sonra bu davayı açabilecektir. Bu hususunda gözönüne alınmaması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.