8 Mayıs'ta ABD başkanı Donald Trump, Pentagon'u Suriye'de PKK/PYD teröristlerinin teçhizatlandırılması için yetkilendirdi. Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer'e göre böyle bir adım "Raqqa'da İŞİD'i yenilgiye uğratmak" amacıyla atandı. Spicer açıkladığı gibi de ABD, "Türkiye'nin güvenlik endişelerinin çok iyi farkında ve NATO müttefiki için yeni güvenlik risklerinin oluşmasını engellemeye kararlı oldu".

Ama bununla birlikte Amerikanlılar, YPG'lilerin Washington'un teslim ettiği silah kıllanırken Türkiye halkını hedef aldığını görmezden geliyor. Suriyeli Kürtlerin ülkemizde PKK'yi silahlandırdığı ve eğittiğini arka plana atıyor. Türkiye'nin şehirlerinde teröristlerin düzenlediği patlamalara da hiç önem vermiyor.

Ve şimdi Trump, YPG'ye yeni silah vermeye karar alıyor. İlginç ki hangi "ağır silah"ın Kürtlere teslim edileceği resmi olarak ilan edilmedi. BBC muhabiri Gary O'Donoghue'nin bilgilerine göre Washington, YPG'ye mühümmat ve ölümcül olan hafif silahlar, makinalı tüfekler, ağır makinalı tüfekler, iş makineleri ve zırhlı araçlar gönderecek. Ama Kürtlerim şunlardan başka tanksavar ve uçaksavar füzeler ve pilotsuz uçaklar almayacağına garanti var mı?

Beyaz Saray ne yaptığını biliyordur. Resmi açıklamalara rağmen Kürtlerin silahlandırılması, Suriye-Türkiye sınırında gerilimi tırmandıracak. Dahası, bu yöntemler Türkiye'de topyekün bir savaşa yol açabilir. Vatandaşlarımız – kadın ve çocukların – öldürülmesi Amerikanlılar için hiç önem taşımıyor; sadece kendi çıkar gözetiyorlar.

Son dönemlerde, Washington'un "bağımsız Kürt devleti" haberleri medyada ortaya çıkmaya başladı. Şu an bu "devletin" oluşma tartışması sadece Suriye ve Irak topraklarını dokunuyor ancak Amerikan politikacılar ülkemizin Doğu ve Güneydoğu illerini böyle bir kuruluşa içermek isteyebilir. Fakat Kürtler, Suriye'de İŞİD'e karşı savaşırken de Türkiye'de tek bir "düşmanı" vatandaşlarımızdır. Bunun için Kürtlerin diğer bir ülke topraklarının ilhakı sözde "terörle mücadele"ye dayandırılmaz.

Bundan başka, Washington'un "Kürt projesi", kontrolden çıkıp El Kaide veya İŞİD gibi kurucusuna karşı hareket etmeye başlayabilir.

Böylece ABD ikili oynuyor gibi görünüyor. Bir yandan Washington, Türkiye ile kardeşliğini vurguluyor; öte yandan da müttefikinin vatandaşlarını öldüren teröristlere silah veriyor. Bu tutum, Beyaz Saray'ın Ankara ile ilişkilerini iyileştirmek istememesini gösteriyor ve cevapsız kalmamalıdır.

16 Mayıs Salı günü Recep Tayyip Erdoğan, Donald Trump ile görüşecek. Kürt sorununun gündemin en önemli konularından biri olacağından Cumhurbaşkanımız, ABD'nin faaliyetlerinin kabul edilemez olduğu ve Türkiye'nin güvenliğini tehlikeye attığını vurgulayacak. NATO birliklerinin İncirlik Üssü kullanılma sorusu da tartışılmalı belki. Herhalde, çok geç olmadan ve Amerikan silahının Ankara veya İstanbul'da "tesadüfen" ateş etmediğinden Türkiye, ABD'nin Kürt teröristlerine veren desteği hakkında katı bir tutum almalıdır.


Selim Burhanoğlu