I- GİRİŞ

Yazımızın önceki bölümünde, vergi inceleme raporlarına karşı açılacak olan dava dilekçesinde olması gereken hususlar ve dava açma sürecinden bahsetmiştik. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu(İYUK)’na göre, her bir idari işleme karşı ayrı ayrı dava açılması gerekmektedir. Vergi incelemeleri neticesinde, vergi daireleri tarafından düzenlenen vergi ve ceza ihbarnameleri, her bir vergi türü ve vergi cezası için ayrı ayrı ihbarname şeklinde düzenlenmektedir. Tarhiyat öncesi uzlaşma müessesesinden faydalanmayıp vergi mahkemesinde dava açmayı düşünen bazı mükellefler, haklarında düzenlenmiş olan vergi/ceza ihbarnamelerine karşı ayrı ayrı dava açmakta, bazı mükellefler ise birbiri ile ilişkili olmayan hususları tek bir dilekçe ile dava açmaktadırlar. Her bir işlem için açılan davalar mükelleflere ilave yük getirmektedir (Yargı harcı, posta gideri, kırtasiye vb.). Hatalı bir şekilde ilişkisiz işlemlerin tek dilekçe ile dava edilmesi durumunda da davanın kabul edilmemekte ve verilen yasal süre içerisinde ayrı ayrı tekrar dava açılması gerekmektedir. Bu yazımızda, vergi mahkemelerinde açılacak olan davalarda bir dilekçe ile birden fazla konu hakkında dava açılıp açılamayacağı üzerinde durulacaktır.

II- YASAL DÜZENLEMELER

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Aynı Dilekçe İle Dava Açılabilecek Haller” başlıklı 5. maddesinde;

“1. Her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir.

2. Birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerekir.” hükmü yer almaktadır.

Anılan Kanun’un “Dilekçeler Üzerine İlk İnceleme” başlıklı 14. maddesinin 3. fıkrasının (g) bendinde dilekçelerin Kanun’un 3 ve 5. maddelerine uygun olup olmadığının inceleneceği ifade edilmiştir.

Kanun’un 15. maddesinde de yukarıda bahsedilen hususlara aykırı bir durumun tespit edilmesi halinde uygun olmayan dilekçenin 30 gün içerisinde eksikliklerin tamamlanarak yeniden dava açılmak üzere reddedileceği, tekrar aynı yanlışlıkların yapılması halinde davanın reddedileceği belirtilmiştir.

III- DEĞERLENDİRME

İYUK’un 5. maddesine bakıldığında ana kuralın, her bir idari işleme karşı ayrı ayrı dava açılması olduğu görülecektir. Ancak Kanun maddesinde bazı durumlarda birden fazla işleme karşı bir kişinin tek dilekçe ile dava açması veya birden fazla kişinin tek bir işleme karşı tek dilekçe ile dava açması da mümkün hale getirilmiştir. Madde metninde “açılabilir” ifadesi kullanıldığı için tek dilekçe ile dava açılmasına ilişkin şartlar oluşsa bile tek dilekçe ile dava açılmasının zorunlu olmadığı anlaşılmaktadır.

Vergi Mahkemelerinde tek dilekçe ile dava açmak mükelleflere; zaman, emek, maliyet, yargılama sürecinin kısalması ve ilişkili konuların bir bütün olarak sonuçlanması gibi faydalar sağlayacaktır.

Ayrıca aynı konu hakkında birbiriyle çelişkili yargı kararlarının verilmesinin önlenmesi de sağlanmış olacaktır.

Kanun maddesinde davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması hallerinde birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği belirtilmiş ancak hangi koşullarda ilişki oluştuğu, hangi durumalar da maddi ve hukuki yönden bağ olduğu belirtilmemiştir.

Örneğin, bir vergi inceleme elemanı yapmış olduğu inceleme esnasında mükellefin 2013 ve 2014 yıllarında kayıt dışı hasılatının olduğunu tespit etti. Bu durumla ilgili vergi dairesince kurumlar vergisi, kurum geçici vergisi, kâr dağıtımına ilişkin gelir stopaj vergisi, KDV, vergi ziya-ı cezaları, usulsüzlük cezaları, özel usulsüzlük cezaları tahakkuk ettirildi. Bu durumların hangileri arasında bir hukuki ilişki vardır? Hangi konular birlikte dava konusu edilebilir? Birden fazla dönem bir dava dilekçesinde dava konusu edilebilir mi? gibi sorular karşımıza çıkmaktadır.

Maddi yönden bağlılık gerekçesiyle aynı dilekçe ile dava konusu edilen işlemlerin aynı maddi sebeplere dayanıyor olması gerekmektedir. Yani iki farklı vergiyi doğuran olayın aynı olması durumunda maddi yönden bağlılık olduğu varsayılmaktadır. Fakat aralarında maddi yönden bağlılık olmasına rağmen iki ayrı vergi türünün aynı davada görülmesi yargı tarafından kabul edilmemektedir. Örneğin, bir vergi incelemesi sonucunda aynı maddi olaya dayalı olarak yazılan kurumlar vergisi ve KDV raporlarına karşı ayrı ayrı dava açılması gerekmektedir.

Yargı müessesesi hukuki bağlılığı, farklı yasal temellere dayanmış olsa da bir hukuki durum içinde bulunması diğer hukuki durum içinde bulunmayı gerektiriyor ve ilgili idarece farklı temele dayanan işlemler bu nedenle uygulanıyor ise işlemler arasında hukuki bağlılık bulunduğunu kabul etmektedir.

Sebep sonuç ilişkisi, bir maddi olayın meydana gelmesi başka bir olayın meydana gelmesine bağlı ise veya bir hukuki sebebin ortaya konulması için başka bir hukuki sebebe dayanması gerekiyor ise veya bunların sonucunda meydana geliyor ise sebep-sonuç ilişkisi var demektir. Örneğin, vergi incelemesi sonucunda mükellefin kayıt dışı hasılatının tespit edilmesi sonucunda eksik matrah farkı nedeniyle vergi ziyaı ortaya çıkar ise buna bağlı olarak da vergi ziyaı cezası kesilmesi gerekmektedir. Açılan dava sonucunda vergi tarhiyatı terkin edilirse, buna bağlı olarak vergi ziyaı cezasının da terkin edilmesi gerekmektedir.

Yukarıda yer alan hususlar değerlendirildiğinde;

- Aynı maddi ve hukuki olaya dayansa bile farklı vergi türleri ile ilgili işlemler için ayrı ayrı dava açılması gerekmektedir.

- Kurumlar vergisine bağlı olan, kurumlar geçici, stopaj gelir vergisi tarhiyatları aynı dava dilekçesine konu edilebilir.

- Vergi ziyaı cezaları, ilgili oldukları vergi asılları ile birlikte aynı dava dilekçesine konu edilebilir.

- Aynı takvim yılı içinde olmak kaydıyla aylık veya üçer aylık hesaplanan KDV’ler ile ilgili tek dilekçe ile dava açılabilir.

Ancak bu durumlar yargı tarafından zaman içerisinde değişiklik göstermektedir. Örneğin, önceden KDV raporlarına karşı her ay için ayrı dava açılması gerektiği şeklinde olan hakim görüş zamanla aynı takvim yılı içinde olmak kaydıyla düzenlenen KDV raporlarına karşı tek dava dilekçesinde dava açılabileceği şeklinde değişiklik kazanmıştır.

IV- SONUÇ

İYUK’a göre aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile dava açılması olanak dahilindedir. Fakat Kanun’da tek dilekçe ile dava açılmasına yönelik koşulların içeriği net olarak açıklanmamıştır. Koşulların oluşup oluşmadığını mahkemeler karar vermektedirler. Bu durum ise tek dilekçe ile dava açmada farklı uygulamalar ortaya çıkarmaktadır. Bu sebepten dolayı davalar genelde ayrı dava dilekçeleri ile açılmaktadır. Ancak bu uygulama mükelleflere yargı harcı, posta masrafı, kırtasiye masrafı gibi ekstra yükler getirdiği gibi diğer taraftan da mahkemelerin iş yüklerini, dava dosya sayılarını arttırmakta, zaman kaybına yol açmakta ve bazen aynı dayanağı olan raporlarla ilgili farklı yargı kararları ortaya çıkabilmektedir. Hem mükelleflerin hem de yargının işini kolaylaştırmak için yapılacak bir yasal düzenleme ile vergi inceleme raporlarına karşı tek dilekçe ile açılacak olan davaların detaylı olarak belirlenmesi yerinde olacaktır.



*           Vergi Müfettişi (E. Maliye Müfettişi)

(G)       Yazının I. Bölümü İçin Bkz. Yaklaşım, Sayı: 269, Mayıs 2015, s. 252-256

Yazarlar : 'ALİ AVKAN'