Vergi incelemeleri ve takdir komisyonuna sevk işlemleri ile devam eden vergi incelemelerinde, nezdinde inceleme yürütülen gerçek kişilerde kendisi, tüzel kişilerde kanuni temsilcisi, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bu teşekkülleri idare edenler tarafından hazırlanan imzalı bir muvafakatnamenin verilmiş olması şartıyla, 3568 sayılı Kanun kapsamında yetkisi bulunan meslek mensupları ile avukatlar veya mükellefler tarafından belirlenen diğer kişilerin, mükellefle birlikte veya mükellef olmaksızın vergi incelemesini yürütenlerle inceleme ile ilgili olarak görüşmesi, bilgi ve belge sunması hk.

04.01.1961 tarih ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin birinci fıkrasında re’sen vergi tarhı tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise 6 bent halinde re’sen tarh sebepleri sıralanmıştır. İlgili Kanun’un 74. maddesinde takdir komisyonlarının görevleri, 75. maddesinde komisyonların yetkileri açıklanmış olup aynı Kanun’un 134. maddesinde incelemeden maksadın ne olduğu izah edilmiş, 140. maddesinde ise vergi incelemelerinde uyulacak esaslar düzenlenmiştir. Öte yandan 31.10.2011 tarihli Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’te vergi incelemelerinde uyulacak diğer usul ve esaslar belirlenmiştir.

Vergi Usul Kanunu kapsamındaki vergi incelemesi ve takdir işlemleri esas itibarıyla yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri çerçevesinde yürütülmektedir. Bununla birlikte Bakanlığımıza intikal eden bazı konular ve müstakar hale gelmiş olan yargı kararları nedeniyle vergi incelemeleri ve takdir işlemleri süreçlerinde tereddüt oluştuğu ve uygulama farklılıklarının bulunduğu anlaşılmıştır. Oluşan tereddütlerin giderilmesi ve uygulama birliğinin sağlanması amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.

1- Vergi incelemesinden maksat ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Bu maksat doğrultusunda vergi incelemelerinin ve inceleme sonrasındaki idari işlemlerin süresinde tamamlanabilmesi amacıyla, iade talepleri ile adli makamlardan gelen inceleme talepleri hariç olmak üzere, tarh zamanaşımının son yılında yürütülen vergi incelemelerine ilişkin görevlendirmeler en geç içinde bulunulan yılın Haziran ayı sonuna kadar yapılacaktır.

Bu tarihten sonra zamanaşımlı döneme ilişkin olarak gelen vergi inceleme talepleri hakkında vergi incelemesine ilişkin görevlendirme ve/veya takdire sevk işlemi yapılmayacaktır.

Öte yandan tarh zamanaşımının son yılının Haziran ayından sonra kayıtlara intikal eden ihbar ikramiyesi talepli ihbarların, ilgili değerlendirme komisyonu tarafından tetkik edilerek, durumu uygun görülenlerin, incelemeye veya takdire sevk işlemi yapılması mümkündür.

Diğer taraftan Vergi Usul Kanunu’nun 253. maddesine göre defter tutmak mecburiyetinde olanlar, tuttukları defterler ile vesikaları, ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecburdurlar. Dolayısıyla takdire sevk işlemi yapılan mükellefler hakkında bu süre dolduktan sonra incelemeye başlama tutanağı düzenlenmeyecektir.

2- Tarh zamanaşımının son yılında yürütülen vergi incelemeleri, raporun en geç içinde bulunulan yılın Ekim ayının son gününe kadar vergi dairesi kayıtlarına girmesi sağlanacak şekilde, incelemeye başlanılan birim bünyesinde tamamlanacaktır. Diğer taraftan ilgili birimlerde başlanılan ve o yılın sonu itibarıyla tarh zamanaşımına uğrayacak dönemlere ilişkin vergi incelemeleriyle ilgili olarak takdire sevk işlemi de yapılmayacaktır.

3- Haksız iadenin geri alınması veya indirimin reddi gibi tarhiyat gerektiren ancak matrah veya matrah farkı takdiri niteliğinde olmayan işlemleri içeren konular hiçbir surette takdir komisyonlarına sevk edilmeyecektir.

4- Devam eden vergi incelemelerinde, nezdinde inceleme yürütülen gerçek kişilerde kendisi, tüzel kişilerde kanuni temsilcisi, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bu teşekkülleri idare edenler tarafından hazırlanan imzalı bir muvafakatnamenin verilmiş olması şartıyla, 3568 sayılı Kanun kapsamında yetkisi bulunan meslek mensupları ile avukatlar veya mükellefler tarafından belirlenen diğer kişilerin, mükellefle birlikte veya mükellef olmaksızın vergi incelemesini yürütenlerle inceleme ile ilgili olarak görüşmesi, bilgi ve belge sunması mümkün olup, muvafakat verilen bu kişilerden ayrıca resmi vekaletname istenmeyecektir. Diğer taraftan anılan kişilere verilen muvafakatnamenin bir örneği, kendilerine ait tarh dosyasına konulmak üzere ilgili vergi dairesine gönderilecektir.

Söz konusu muvafakatname için özel bir şekil şartı aranmayacaktır. Bu muvafakatnamenin vergi incelemesini yürütenlerin huzurunda düzenlenebilmesi veya öncesinde düzenlenerek inceleme elemanına ibraz edilmesi mümkündür.

Öte yandan söz konusu muvafakatname, yalnızca yürütülen inceleme sürecine ilişkin hüküm ifade edecek olup, muvafakatname ile muvafakat verilen kişilere yukarıda belirtilen hususlar dışında herhangi bir temsil veya vekalet yetkisi verildiği anlamına gelmeyecektir. Bu anlamda, inceleme sürecinde düzenlenecek inceleme tutanaklarının mükellefle ve/veya kanuni temsilcisiyle birlikte imza altına alınması gerektiği tabiidir.