Bülent TAŞ / Gelir İdaresi E.Başkan Yrd./E.Baş Hesap UzmanıNazmi KARYAĞDI / Gelir İdaresi E.Daire Bşk./E.Baş Hesap Uzmanı

Mahkeme kararına istinaden, bir işverene bağlı olarak ücretli olarak değil de, serbest çalışan avukatların elde ettikleri vekâlet ücretlerinin mahiyeti ve vergi mevzuatı karşısındaki durumu davacı, davalı, Maliye Bakanlığı (GİB, VDK) ve avukatlar arasında uzunca zamandır duraksamaya neden olan bir konudur.

Gelir vergisi stopajı yapılacaksa bunun kimin tarafından yapılacağı (davayı kaybeden/kazanan), KDV’nin hesaplanıp hesaplanmayacağı, davayı kazanan tarafın fatura düzenleyip düzenlemeyeceği, avukatların serbest meslek makbuzunu kime düzenleyeceği gibi sorular gündemi meşgul etmektedir.

Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından yayımlanan KDV Uygulama Genel Tebliği ile 356 ve 375 sıra no.lu VUK Genel Tebliğleri'nde birbiriyle çelişen düzenlemeler ve standart hale dönüşmüş özelgelerle sorun daha da sistemik bir hale gelmiştir.

Bu yazımızda sorunun nedenlerini analiz etmek yerine vekâlet ücretinin yargılama usulü, icra iflas ve vergi hukuku alanındaki yerinden hareketle çözüm önerimizi ele alacağız.

Avukatlık vekâlet ücretinin dayanağı

Avukatlık ücreti, Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesine göre avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı ve değeri ifade eder.

Diğer taraftan ise, vekâlet ücreti, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 323. maddesi uyarınca yargılama giderlerindendir. Adı geçen kanunun 417. maddesi uyarınca vekâlet ücretinin haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilmesine hükmolunur. 

Keza 7571 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 324. maddesi uyarınca tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri de bir yargılama gideridir. Verilen hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükleneceği gösterilir.

Öte yandan 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 138/3 maddesine göre icra takip masraflarına dahil olan vekâlet ücreti, vekil aracılığıyla yapılan takiplerde, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış sözleşmeye bakılmaksızın, icra memuru tarafından avukatlık ücret tarifesine göre belirlenir.

Haksız olan taraftan alınacak vekâlet ücretinin kimin tarafından nasıl belirleneceği Avukatlık Kanunu'nun 168. maddesinde, bu ücretin kime ait olacağı ise aynı Kanunun 164. maddesinde düzenlenmiştir. 

Avukatlık Kanunu’nun “Avukatla iş sahibi arasında aksine yazılı sözleşme bulunmadıkça tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek avukatlık ücreti avukata aittir” şeklindeki 164/son maddesi, 4667 sayılı Kanun'un 77. maddesi ile değiştirilmiş “Dava sonunda, karar ile tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.

Yargıtay Hukuk Daireleri kararları incelendiğinde de vekâlet ücretinin doğrudan vekile değil, davanın tarafları lehine hükmedilmesi gerektiği tespit edilmektedir.

Vekâlet ücretinin tahsil yolları

Yukarıda da belirttiğimiz üzere HMK uyarınca bir tür yargılama gideri olan vekâlet ücretinin mahkeme tarafından lehine sonuçlanan kişi adına hükmolunması gerekmektedir. Dolayısıyla da davayı kaybeden taraf, hukuken ödemeyi karşı tarafın avukatına değil, karar lehine olan tarafa yapmaktadır.

Davayı kaybeden tarafın davayı kazanan tarafa ödediği yargılama gideri niteliğindeki vekâlet ücretinin;

- Mahkeme veya icra veznesinin düzenlediği makbuz imzalanarak nakden (5.12.2013’ten itibaren icra ve iflas daireleri tarafından yapılacak her türlü tahsilat ve ödemelerin banka aracılığıyla yapılması zorunludur), 

- Bizzat karşı/borçlu tarafın mahkemenin veya icra dairesinin tespit ettiği vekâlet ücretini elden (nakden) veya banka havalesi ile ödemesi,

- Mahkeme veya icra dairesinin yargılama giderleri ile birlikte davayı kazanan müvekkile herhangi bir şekilde ödeme yapması ve müvekkilin de karşı/borçlu taraftan alınan vekâlet ücretini avukata ödemesi

şekillerinde gerçekleştiği görülmektedir.

Vekâlet ücretinin vergi yasaları karşısındaki durumu

İlgilenenler için konuya ilişkin olarak kapsamlı analiz, VERGİALGI internet sitesindeki yazımızda yer almakta olup olması gereken vergileme esaslarını şu şekilde özetleyebiliriz:

- Mahkeme kararı aleyhine olan ve bu nedenle avukat vekâlet/icra vekâlet ücreti ödeyecek kişi ödeme yaparken GVK’nın 94. maddesi uyarınca tevkifat yapmamalıdır.

- Mahkeme kararı lehine olan taraf, VUK uyarınca fatura düzenlemek zorunda olan bir kişi ise kaybeden tarafa KDV hesaplamaksızın yargı ve icra gideri olarak (vekâlet ücretleri) fatura düzenlemelidir.

- Mahkeme kararı lehine olan taraf, VUK uyarınca fatura düzenlemek zorunda olan bir kişi değilse (örneğin bir gerçek kişiyse), kaybeden taraf mahkeme kararına/ilama istinaden ödediği bedeli gider yazabilecektir.

- Mahkeme kararı lehine olan taraf GVK Md. 94 uyarınca tevkifat yapacak kişiler arasında sayılmışsa (Örn. ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı..) stopaj, sözleşmeli avukata bu bedeller aktarılırken yapılmalıdır.

- Mahkeme kararı lehine olan taraf, GVK Md. 94’te tevkifat yapacak kişiler arasında yer almıyorsa (örneğin gerçek kişiyse) sözleşmeli (yazılı/sözlü) avukatına stopaj yapmaksızın bu bedelleri aktaracaktır.

-Avukat, mahkeme kararı lehine olan tarafa yani müvekkiline serbest meslek makbuzu düzenlemeli, makbuzda KDV hesaplamalı ve ödeme esnasında gelir vergisi stopajı yapılmışsa bunu da makbuzda göstermelidir.

Sonuçta Maliye Bakanlığı'nın (Gelir İdaresi Başkanlığı'nın) yayımlayacağı bir genel tebliğle bu konulara açıklık getirmesi avukatlar, davaya taraf olan vergi mükellefleri ve vergi daireleri açısından yararlı olacaktır. Ayrıca bu genel tebliğ, vergi inceleme elemanları ile avukatlar ve işlemlere taraf olan vergi mükellefleri açısından yorum farkları nedeniyle ortaya çıkan iş yükünü ve farklı uygulamaları ortadan kaldırmış, hukuk güvencesini sağlamış olacaktır.


http://www.dunya.com/yorum-inceleme/mahkeme-kararina-istinaden-odenen-avukatlik-vekalet-ucretlerindeki-ve-278620h.htm