TBMM Sağlıkta Şiddeti Araştırma Komisyonu, AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar başkanlığında toplandı. 

Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. İnci Çınarlı, ''Haberlerde şiddeti tetikleyecek, yeniden üretilmesine, kopyalanmasına hizmet eden, şiddeti tasvir edici ifadeler ve ayrıntılar kullanılmamalı'' dedi. 

Komisyonda, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarında medyanın rolüne ilişkin akademisyenlerin ve medya mensuplarının görüşleri alındı. 

Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. İnci Çınarlı, ''Sağlık Personeline Yönelik Şiddetin Medyada Temsili'' başlıklı sunumunda, şiddetin günlük hayatı kuşattığını belirterek, şiddetin sıradanlaştırılmasının şiddetin meşrulaştırılmasının araçlarından biri olduğunu söyledi. Şiddetin işlendiği haberlerde tarafsızlık, nesnellik ve denge ilkelerinin ihlal edildiğini öne süren Çınarlı, haber metinlerinde ''silah'' kelimesinin ''bıçak çekmek'' ya da ''ateş etmek'' gibi saldırgan ifade içeren şekilde kullanıldığını dile getirdi. 

Çınarlı, ''haberlerde şiddeti tetikleyecek, yeniden üretilmesine, kopyalanmasına hizmet eden, şiddeti tasvir edici ifadelerin ve ayrıntıların kullanılmaması'' gerektiğini belirtti. ''Hemşireyi duvara fırlattı'' ya da ''Hemşireye meydan dayağı'' gibi haber cümlelerinden örnekler veren Çınarlı, ''Haberlerde 'korku kültürü' benimsenmemeli. Sağlık haberciliği uzmanlığı geliştirilmeli'' dedi. 

Çınarlı, sağlık personeline yönelik şiddetin önlenmesinde şiddet tanımının sınırlarının çizilmesinin ilk adım olduğunu vurgulayarak, ''İlk adım hangi tanımın referans alınacağı olmalıdır. Böylelikle istatistiklerde de bütünlük ve tutarlılık sağlanabilir. Yine aynı şekilde şiddeti nasıl ölçülendirilip, değerlendirileceğine dair de standart yöntem belirlenmelidir'' diye konuştu. 

Sağlık Bakanlığı iletişim Dairesi Başkanı ve Muğla Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Abdulrezzak Altun da sağlık çalışanlarına ilişkin olumsuz kalıp yargıların, onlara yönelik olumsuz davranışları haklılaştırma mekanizmasında rol oynayabildiğini söyledi. Haberlerdeki başlıkla metnin mutlaka birbiri ile bütün olması gerektiğinin altını çizen Altun, başlıkla metin arasındaki uyumsuzlara ilişkin basında çıkan sağlık haberlerinden örnekler sundu. 

Anadolu Ajansı'nda sağlık muhabiri olarak görev yapan Yeşim Sert Karaaslan da sağlık çalışanlarına yönelik şiddet içerikli haberlerde yazım dilinin çok önemli olduğunu belirterek, her kelimenin özenle seçilmesi, haber kurgusunun şiddeti kamuoyunda ''kabul'' ya da ''teşvik edici'' göstermemesi gerektiğini vurguladı. 

Karaaslan, haber metninde şiddeti ''olumlu'' kılacak ifadelerden kaçınılmasının önemine işaret ederek, hekime yönelik şiddeti gerçekleştiren saldırganın gerekçesinin ''iddia'' olarak verilmesi gerektiğini ifade etti. Sağlık çalışanlarına şiddet içeren bir haber metninin bitiminde mutlaka saldırganın yakalanması halinde gözaltına alındığı ve adli merciye gönderildiğinin belirtilmesi gerektiğini söyledi. 

Karaaslan, haberde hekimin mağduriyetinin öne çıkartılması, saldırgan ve eylemin edilgenleştirilmesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

''Haberde, toplumda eşitlik, adalet ve hukuk duygusunun zedelenmemesine dikkat edilmelidir.Haberin sonuna, hasta ve hasta yakınlarının nereye şikayette bulunabilecekleri, danışma hatlarının telefon numaraları, ilgili Sağlık Bakanlığı birimleri ve hastane içindeki hasta ve hasta hakları merkezleri hakkında bilgelere yer verilmelidir. 

Haber değeri taşıyan olayların dışında münferit olabilen hasta-hekim tartışması gibi olaylar haber olmamalıdır. Çünkü, bu tip olayların sık sık basında yer alması şiddeti kamuoyunda normalleştirebilir, olağanlaştırabilir ve kanıksanmasına yol açabilir. Aynı zamanda bu tip haberlerle sık sık kamuoyunun karşısına çıkan hekimin saygınlığa da zedelenebilir. 

Gazeteci, olaya ilişkin her detayı da bir roman kurgusunda vermemelidir. Bu anlatım, bir başkasına yol gösterici olabilirken aynı zamanda eylemi 'korku salıcı' bir yöntem olarak da algılatabilir. Bunun için gazeteci, haberlerinde toplum yararını da düşünmelidir. Detay vererek saldırganın eylemi ''önemli'' kılınmamalı, hekimin mağduriyeti öne çıkartılmalıdır. 

Haberde, şiddete yol açan nedenlerin üzerinde durulmalı, çözüm yolları aranmalı ve ilgili yetkililer göreve çağrılmalıdır.'' 

TRT'de sağlık muhabiri olarak görev yapan Gülben Şahin Yalçın da haberde kullanılan betimlemeler ve kurgunun abartıdan uzak olması gerektiğini ifade etti. 

TRT olarak bu tür haberlerde kontrollü bir tutum sergilendiğini belirten Yalçın, şiddet olaylarının medya hikayeleştirilerek anlatıldığını söyledi. Yalçın, kimi zaman haberlerde kişisel hakların bile ötelendiğine işaret ederek, daha doğru sağlık haberciliği için eğitim seferberliğinin başlatılması gerektiği önerisinde bulundu. 

Şiddetle mücadelede, görsel fragmanların, kısa filmlerin gazetele ilanlarında, dizi, maç gibi izlenme oranları yüksek programlarının aralarında kullanılması gerektiğini belirten Yalçın, sağlıkla ilgili düzenlemelerde hasta ve hekim ilişkisini zorlaştıran kısımların yetkili kurumlarca düzeltilmesi gerektiğini söyledi. ''Şiddetin sonuç ve etkilerinin gösterilmesi de bir o kadar şiddet içerebilir'' diyen Yalçın, ''Bunun için ilgili kurum ve kuruluşlar, medya ile işbirliği içinde olmalıdır'' dedi. 

Sosyal Medya Uzmanı Esra Öz de internette şiddet içerikli sağlık haberlerinin ne şekilde yer aldığı, şiddet karşısında hekimlerin sosyal medyada nasıl iletişim kurdukları hakkında bilgi verdi. (16.53)

meclishaber