“Spor Savcısı göz açtırmayacak” ..Bu sözler  12 Ağustos tarihli zaman gazetesinden alıntı ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’a ait..

Bu sözleri söyleyen kişi aklını peynir ekmekle yemedi  ise bir provakatördür, tahrikçidir.. Şiddeti davet ediyor, tahrik ediyor bakan..

Bakanın açıklaması:

Sahalardaki şiddet ve Gezi eylemlerinin statlara taşınmak istenmesi, liglerin başlamasına az bir zaman kala spor kamuoyunu meşgul ediyor. Sağduyu çağrısı ise Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’tan geldi. “Stadyumları şiddetin, siyasi gösterilerin merkezi haline getirenler hukuki bedelini öder.” diyen Kılıç, kargaşanın Türk futbolunu, kulüpleri ve yöneticileri bitireceği uyarısında bulundu. Yasadaki yaptırımların işletileceği, olaylar bitmedikçe elektronik biletin olacağı, spor savcısının göz açtırmayacağı bilgisini verdi. “Can yanabilir, radar var.” ifadelerini kullanan Bakan, kulüp yöneticilerine de sorumluluklarını “40 gün sussunlar, sporda polemik kalmaz.” sözleriyle hatırlattı. Doping vakalarında antrenörlere de ceza getirileceğini belirten Kılıç, ödül miktarlarının yüzde 50 azaltılacağını, belirlenen ödülün tamamını alabilmesi için sporcuya ‘olimpiyat şampiyonluğu’ şartının getirileceğini açıkladı.

Bakan Suat Kılıç, sporun gündemine ilişkin Zaman’a açıklamalarda bulundu. Gezi Parkı olaylarının tribünlere taşınması durumunda sporun ciddi zarar göreceğini ifade etti. Kılıç, “Futbol taraftarı arasına siyasi nifak sokanlar, bedelini öder. Kanunda bedeli neyse. Stadyumlar siyaset yeri değil. Kaldı ki, kulüp başkanı ve yöneticilerinin bilgisi dışında bu tür kitlesel eylemlerin yapılabilmesi mümkün değil. Statlarda güvenliğin sağlanması kulüplerin sorumluluğunda. Çakmak, taş, şişe nasıl girer?” dedi.

Burası muz cumhuriyeti değil; yapan 24 saat içinde bulunur

Gezi olaylarının çevreyi unutan bir duyarlılığa dönüştüğünü aktaran Spor Bakanı, uyarılarını şöyle sürdürdü: “Taraftar gruplarının arasına birileri sızmak isterlerse burası muz cumhuriyeti değil. 30 senedir terörle mücadele eden bir devletiz. Bir-iki, yaşanır. Üçüncüde kontrol altına alınır. Olayların arkasında kim var, tahrik eden kim, kulüpler nereye kadar içinde? Devlet, 24 saat içinde lamba gibi ortaya koyar. Polisle, yargıyla kimseyi korkutmuyorum ama bir eylem için senelerce men cezası almak, kulübü ve kendini ateşe atmak kimseye bir şey kazandırmaz. İnsanlar çocuklarını maça, cepheye mi korkusuyla gönderir hale gelirse bu durum Türkiye’de futbolu, kulüpleri, yöneticilerini bitirir.”

Kanun yeterli, uygulansın yeter uyarıyorum statlarda radar var

Kılıç, Sporda Şiddeti Önleme Yasası’nın tam manasıyla uygulanmamasını sorunun sebepleri arasında gösterdi. “Tahrikkâr konuşan kulüp başkanı bir yaptırıma maruz kalmayacak mı? Yayınlar, yazılar, kışkırtılan kitleler. Bir sorumluluk oraya çıkmayacak mı?” diye sordu. Spor savcısı, kamera ve elektronik bilet uygulamalarına da değindi. Sporun tepesindeki isim, “Kanunun uygulanacağını herkes bilecek. Temennim can yanmaması ama yanabilir. Uyarıyorum, radar var.” ifadelerini kullanırken ekledi: “Spor savcıları, müsabakaları yerinde izleyecek. Doğrudan görecek. Raporlar, görüntüler önüne gelecek. Kimin hangi koltukta oturduğunun tespiti için elektronik bilet uygulamasına geçiyoruz. Burada bir fişleme yok. Elektronik bilet tribünlerde yaşanan olaylardan çıktı. Olaysız bir sezon geçirebilirsek zannediyorum bir daha konuşulabilir. Elektronik bilet güvenlik, suç işleyeni bulmak ve bir daha stadyuma girmesini engellemek amaçlı.”

Kulüp Başkanları 40 gün konuşmasın

Rahat, güzel bir lig umuyorum. İyi transferler var. Kalite, rekabete yansımalı. Kulüp başkanları 40 gün birbirine cevap yetiştirmekten vazgeçsin, Türkiye’de spor alanında polemik konusu kalmaz. Bitmeyen bir kayıkçı kavgası var. Şu anki atmosferde kulüp başkanlarını bir araya getirsem ‘devlet çağırdı, geldik’ olur. Bu kafayla bir araya gelmemek lazım. 

Gördüğünüz gibi bakan bir taraftan tehdit ediyor diğer taraftan da Klüp başkanlarına konuşmayın diyor..

Ne güzel ileri demokrasi!..