Ankara YMM Odası Başkanı Sakıp ŞEKER Odanın İnternet Sitesinden yayınladığı duyuru ile SMMM’lere KDV raporu düzenleme hakkı verilmesini değerlendirdi.

ANKARA YMM ODASININ MALİ MÜŞAVİRLERİN KDV İADE RAPORU YAZMASIYLA İLGİLİ GÖRÜŞLERİ.

Değerli Meslektaşlarım,

27.02.2018 tarihinde TBMM’ne sunulan “Katma Değer Vergisi ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nda,  33 yıldan beri uygulamada olan KDV Kanununda çok önemli ve çok gerekli değişikliklerin yapılması önerilmektedir. Kuşkusuz bu değişikliklerin en önemlisi, devreden KDV’nin iade edilemeyeceğine ilişkin hükmün kaldırılmasıdır. Bu değişiklik KDV teorisine uygundur ve gereklidir. Buna göre, 31.12.2018 tarihi itibarıyla, KDV beyannamelerinde görünen devreden KDV tutarları muhasebe kayıtlarında ayrı bir hesapta izlenecek ve bu tutar 01.01.2019 tarihinden itibaren hesaplanacak ve indirilecek KDV hesaplarıyla ilişkilendirilmeyecek; bütçe imkanları dikkate alınarak ya mükelleflere iade edilecek ya vergi borçlarına mahsup edilecek ya da gelir/kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak değerlendirilebilecektir. Böylelikle KDV Kanununun yürürlüğe girdiği 1985 yılından beri indirim veya iade edilemediği için beyannamelerde görünen yaklaşık 150 milyar TL devreden KDV tutarı tasfiye edilmiş olacaktır. 01.01.2019 tarihinden itibaren ise devreden KDV tutarı mükelleflere iade edilebilecektir. Kanun Tasarısında devreden KDV konusu dışında pek çok tartışmalı konu da KDV teorisine ve mükelleflerin lehine çözüme kavuşturulmaktadır. Bu yönleriyle KDV Kanununda yapılması istenen değişiklikleri birkaç husus hariç olumlu bulmaktayız.

Ancak, söz konusu Tasarı ile 3568 sayılı Meslek Yasamıza eklenen 8/A maddesi ile serbest muhasebeci mali müşavirlere de katma değer vergisi iadesi raporu düzenleme yetkisi verilmektedir. Tasarıda, serbest muhasebeci mali müşavirler beyannamesini imzaladıkları mükellefler hakkında KDV iadesi raporu düzenleyebileceklerdir. Bu kapsamda rapor düzenleyecek serbest muhasebeci mali müşavirlerde aranacak nitelik ve şartlar ile rapor düzenlenebilecek iade türü ve iade tutarı Maliye Bakanlığınca belirlenecektir.

Bu düzenleme defter tutma ve denetim fonksiyonunu birbirinden ayıran ve bu görevleri farklı meslek mensuplarına tahsis eden meslek yasasının özüne aykırıdır. Rapor düzenleme işi bir denetim faaliyetidir. Kural olarak, defteri tutan ve beyannameyi düzenleyen kendi tuttuğu defteri ve kendi düzenlediği beyannameyi denetleyemez. Tasarı bu yönüyle uluslararası denetim ilkesini (standardını) ihlal etmektedir.

Serbest muhasebeci mali müşavirlere verilmesi öngörülen rapor düzenleme yetkisi, kuşkusuz yeminli mali müşavirlerin iş alanını olumsuz etkileyecektir. Bugüne kadar Maliye Bakanlığınca iade edilen KDV’nin yaklaşık yarısı yeminli mali müşavirler tarafından düzenlenen tasdik raporlarıyla yerine getirilmektedir. Bu yönüyle yeminli mali müşavirler Türkiye ekonomisine önemli bir katkı sağlamaktadır. KDV iadelerinin yerine getirilmesinde YMM’lerden kaynaklanan bir gecikme söz konusu değildir. Eğer bir gecikme söz konusu ise İdarenin kendi prosedürlerinden kaynaklanmaktadır.

Söz konusu değişikliğin gerekçesi Tasarıda tam olarak açıklanmamış olmakla birlikte, yetkililerin beyan ve ifadelerinden; önerinin gerekçesinin KDV tasdik ücretlerinin yüksek olduğu yönündedir. Söz konusu düzenlemenin esas amacının ücret rekabeti yaratmak olduğu açıktır. Bu yöndeki iddia ve söylemler gerçeği yansıtmamaktadır.  Şöyle ki, 2018 yılı asgari ücret tarifesinde bütün itirazlarımıza rağmen Maliye Bakanlığınca yapılan %35’e, üst dilimlerde %50’ye varan indirim ile ücret/iade oranı binde beşin altına çekilmiştir. Yüksek tutarlı iade işlemlerinde bölgelere göre ücretin yapılan iadeye oranı binde 2-3’lere kadar gerilemiştir. Bu ücretlerle kaliteli hizmet sunma imkanı ortadan kalkmıştır. Olası ücret rekabetinden Devletin zarar göreceği uzun olmayan bir zaman dilimi içinde görülecektir. Bu rekabetten serbest muhasebeci mali müşavirler de zarar görecektir.

Yeminli mali müşavirlik, özel uzmanlığın yanında yüksek ahlak ve tecrübe sahibi olmayı da gerektirmektedir. Bilindiği gibi yeminli mali müşavir olabilmek için 10 yıl serbest muhasebeci mali müşavirlik yapmış olmak ve zorlu bir sınavı başarmak gerekmektedir. Kanun Tasarısında rapor düzenleyecek mali müşavirlerin niteliklerini belirleme konusunda Maliye Bakanlığına bazı yetkiler tanınmış olmakla birlikte, Kanunda açıkça yer almayan niteliklerin belirlenmesinin idarenin inisiyatifine bırakılması ilerde hukuksal tartışmalara ve anlaşmazlıklara neden olacaktır. 

Değerli Meslektaşlarım,

Esas itibarıyla, mükelleflerin vergi iade alacağının Devlet tarafından ücretsiz olarak, makul bir sürede yerine getirilmesi gerekmektedir. Bugüne kadar YMM’ler Devlet tarafından yerine getirilmesi gereken bu hizmeti başarılı ve dürüst bir şekilde Devlete yük olmadan yerine getirmiş ve getirmektedir. Bu konuda YMM’ler devletin ve mükelleflerin haklı güvenini kazanmıştır. Bu güven yaklaşık 30 yıllık bir birikimin ve emeğin ürünüdür. Bu birikimin yok edilme girişimi hepimizi derinden üzmektedir. YMM’ler kamu görevlisi sayıldığı için söz konusu kamusal hizmeti ifa etmektedirler. Kamu görevlisi niteliklerine ve ehliyetine sahip olmayan kişilere verilecek yetkiler, ilerde telafisi güç ve imkansız zararların doğmasına neden olacaktır. Bu kapsamda zorunlu mesleki sorumluluk sigortası mutlaka devreye sokulmalıdır.

Değerli Meslektaşlarım,

TBMM’ne sunulan Kanun Tasarısı ile 3568 sayılı Kanuna eklenmesi istenen söz konusu 8/A maddesindeki düzenlemenin mesleğimize, meslektaşlarımıza ve Mali İdareye vereceği zararın farkında olduğumuzu ve konunun takipçisi olacağımızı bilmenizi isteriz. 28.02.2018

Saygılarımızla.

Sakıp ŞEKER

Başkan 

https://www.muhasebeweb.com/