Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.

Hiçbir kimseye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” demektedir.

Felsefe yapmaya hiç gerek yok…

Madde çok açık seçik ve halkımızın anlayacağı dilde yazılmış…

Gelelim yazımın başlığına örnek vermeye.

Meslektaşlarımızın derdi şudur.

Neden bize ayrımcılık ve haksızlık yapılıyor?

Birilerine imtiyaz neden tanınıyor?

Tüm meslek mensupları çalışmalarının karşılığında az veya çok bir ücret alıyor. Makbuzunu kesiyor. KDV ve vergisini devletine ödüyor. Burada bir fark var mı?  Yok…

O halde sorun nerede?

Sizlere Maliye Bakanlığı’na bağlı Vergi Denetim Kurulu Başkanı Hüseyin Karakum’un imzası ile onaya sunulan, 20 Şubat 2015 tarihli 53065925-612.99-217 sayılı, o tarihteki Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in OLUR onayını da alan Yönergesinden bazı maddeleri paylaşacağım.

İmtiyaz olup olmadığına sizler karar verin?

Yönergenin adı; Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Hakkında Vergi Müfettişleri Tarafından Sorumluluk Raporu Düzenlenmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönerge’dir.

Bu yönergenin amacı; Madde 1: Yürütülmekte olan vergi incelemeleri sırasında 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde, serbest muhasebeci mali müşavirler ve yeminli mali müşavirlerin mesleki sorumluluklarına ilişkin olarak vergi müfettişlerince yürütülecek işlemlere ve izlenecek usullere açıklık getirmek ve uygulama birliği sağlamaktadır.”  denilmektedir. 

Bir de Madde: 2’de ‘Kapsam’ başlığı ile; “Bu yönerge, vergi müfettişlerinin yaptıkları vergi incelemeleri sırasında 3568 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat çerçevesinde, serbest muhasebeci mali müşavirlerin ve yeminli mali müşavirlerin mesleki sorumluluklarına aykırı tutum, işlem ve eylemlerinin tespiti halinde izlenecek süreçler ile gerekli görülmesi halinde düzenlenecek raporları kapsar” diyor.

Şimdi kimlerin sorumlu olacağına gelelim.

Mali Sorumluluk Md:6’da; Vergi müfettişlerinin yaptıkları vergi incelemeleri sırasında ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olarak defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmaması durumunda, incelemede tespit edilen hususlar ile meslek mensubunun davranışı arasında illiyet bağını delilleri ile birlikte açık bir şekilde belirleyerek vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, kesilecek ceza ve hesaplanacak gecikme faizlerinden meslek mensuplarının mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği hususunu içeren ayrı bir görüş ve öneri raporu düzenlerler.”  demektedir.

Yani ister Smmm ister Ymm vergi ziyaına illiyet bağı ile sebep olmuşlarsa mükellefle birlikte zincirleme sorumludurlar diyor.

Sonra, vergi müfettişi, mükellefle birlikte Smmm veya Ymm’yi Cumhuriyet Başsavcılığa gönderilmek üzere bağlı olduğu Grup Başkanlığına tevdi ederler.

Oysa, aynı yönergenin, Savunma İsteme ve İzlenecek Yöntem Madde: 9/4’üncü fıkrası bakın öyle demiyor.

Ne diyor?

“Yeminli Mali Müşavirlerin sorumluluğu, tasdik kapsamı ile sınırlıdır. Tasdikin kapsamı dışında Yeminli Mali Müşavirler hiçbir şekilde Kanunun (3568 sayılı Yasanın) 12’nci maddesi, Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 227’nci maddesi ve Disiplin Yönetmeliği hükümleri açısından sorumlu tutulamaz.

Hoppala!...

Daha bitmedi…

Madde 11’de ise, “Smmm odası yönetim kurulu veya disiplin kurullarının, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlarına karşı; bu kararların bildirim tarihinden itibaren 30 gün içinde Vergi Müfettişi tarafından Birlik (TÜRMOB) Disiplin Kurulu’na itiraz edilebilir” diyor.   

Şu görev aşkına bakın!...

Birde Vergi Denetim Kurulu Başkanı Hüseyin Karakum imzalı 03 Mart 2016 tarihli 53065925-612.99-9005 sayılı; Rapor Değerlendirme Komisyonlarının Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Genelgesi (SIRA NO: 2016/1) yayımlanmıştır.

Bu genelgenin 2.1’inci maddesi aynen şöyle diyor. “ 3568 sayılı kanunun 12’nci maddesine uygun olarak Yeminli Mali Müşavir (YMM)’lerden savunma alınırken, savunma yazısında eleştiri konusu yapılması düşünülen konular ayrıntılı bir şekilde açıklanarak 30 gün içinde savunma yazılarının müfettişliklerine gönderilmesi istenilmelidir. Zorunlu olmadıkçaYMM’lerden ifade tutanağı şeklinde savunma alınmamalı, şayet tutanak şeklinde savunma alınmak durumunda kalınırsa bu tutanağın, 3568 sayılı Kanunun 12’nci maddesinde hüküm altına alınan savunmaya esas teşkil etmek üzere düzenlendiği açıklanmalıdır.

Aynı genelgenin 2.4’üncü maddesi ise “Sorumluluk raporları sadece tasdik raporu düzenlenen vergi türleri veya konusu itibarıyla düzenlenmelidir. Tasdik raporu kapsamında olmayan vergi türü veya konusu itibarıyla sorumluluk raporu düzenlenmelidir. Örneğin kurumlar vergisi beyannamesi tam tasdik raporu dolayısıyla yalnızca kurumlar vergisi açısından sorumluluk raporu düzenlenir. YMM tarafından düzenlenen kurumlar vergisi tam tasdik raporu dolayısıyla katma değer vergisi açısından sorumluluk raporu düzenlenemez.” 

Genelgenin 2.6’ıncı maddesinde, “31.10.2000 tarih ve 24216 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Disiplin Yönetmeliğine göre, YMM’ler hakkında disiplin kovuşturması yapma yetkisi YMM’lerin bağlı olduğu Odanın yetkili kurullarındadır. Bu nedenle, Vergi Müfettişlerince düzenlenen YMM disiplin sorumluluğu raporlarında “YMM’ler hakkında disiplin kovuşturması yapılması gerektiği” gibi ifadelere yer verilmemelidir.”demektedir.

Burada bir Demokrat Ymm çıksın da; ya arkadaşlar  Smmm’lere haksızlık oluyor desin. Bunu, şu zamana kadar ne genel kurullarda, ne panel, forum veya sempozyumlarda, ne de ikili konuşmalarda duymadık…

Şimdi sizlere 20 Kasım 2012 tarihinde şimdiki Cumhurbaşkanımız, o tarihteki Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın, Vergi Denetim Kurulu’nun Eğitim Merkezi ve Yeni Hizmet Binasının Açılışındaki muhteşem konuşmasından bir bölüm aktaracağım.

“Bildiğiniz gibi Maliye Camiasında 4 tane birim vardı. Yani denetim dediğiniz zaman  4 ayrı birim Maliye Camiamızın içinde adeta kendilerine ait KAST oluşturmuşlardı. Bir kast sistemi Maliyenin içinde çalışıyordu. Gücenme yok. Ben şimdi gerçeği, tespiti söylüyorum. Bunu aşana kadar ben 6 yıl mücadele verdim. Bakın 6 yıl. Kendi arkadaşlarım dahi zaman zaman bu işte önüme çıktılar. Yok şöyledir, olmaz, sıkıntı doğurur, şu olur, bu olur vs. vs. Tabi hiçbirine inanmıyordum. İnandığım tek şey vardı. Burada bu iş tek başlı yürürse netice alırız. Tek başlı yürürse BEREKET olur. Birde bu camianın içine bizim birlikteliği getirmek lâzım. Beraberliği getirmek lâzım. Kardeşliği getirmek lâzım. Eğer müfettişse bakıyorsun o kendine göre müfettişlerle işi götürüyor. Hesap uzmanıysa onlarla götürüyor. Vergi kontrolüyse onlarla götürüyor. Hatta siyasete bile soyunduğu zaman bakıyorsunuz onları arıyor. Diğerleriyle beraber değil. İşte biz bu sistemi YIKTIK…” diyerek gönülden gelen bir konuşma yapıyor.

Şimdi birileri yıkılan bu Kast Sistemi’ni tekrar getirmeye çalışıyor.

Biliyorum, bu köşe yazılarımı takip edenler tarafından gitmesi gereken yerlere götürülecek ve gereğini de yapacaklardır

 

Şakir SÜLOĞLU
Bağımsız Denetçi / Mali Müşavir
KOCAELİ BAĞIMSIZ DENETÇİLER DERNEĞİ BAŞKANI


http://www.bizimkocaeli.com/yazar/sakir-suloglu/smmmlere-haksizlik-ymmlere-imtiyaz!.../17547.html