Bağ-Kur'lu deyince genelde akla esnaf geliyor. Ama bu kesim o kadar geniş ki… Bir şirketin patronundan köşedeki bakkal amcaya kadar. Eczacı, ofisini açmış avukat... Hatta evde kendi primini ödeyen Ayşe teyze, tarlasını süren çiftçi Mehmet amca… Hepsi Bağ-Kur'lu… Yeni adıyla 4B'li Üreten, istihdam açan, vergi veren, prim ödeyen insanlar.. En önemli sorun borçları idi. Yapılandırma ile çoğu nefes aldı.. Hastaneye gidemiyorlardı borç dondurma ile bu da bir nebze giderilecek.. Çünkü hala 60 günlük cari borcu olan için tehlike sürüyor. Üstelik borçlarını öderken geçmişte almadıkları sağlık hizmetinin parasını da faiziyle ödüyorlar. Bu noktada Bağ- Kur'luya geçmiş borcunu öderken hiç olmazsa almadığı sağlık hizmetinin parası iade edilebilir veya faiz işletilmez. Bir başka sorunları ise emeklilik hakları… Burada norm birliği olmadığı için eski adıyla SSK ve Emekli Sandığı mensuplarına göre dezavantajlılar. Hem daha çok prim ödemek zorundalar, hem de bekleme süreleri uzun. Üstelik maaşları da düşük oluyor. Bugün yüz binlerce Bağ- Kur'luyu ilgilendiren başka bir konudaki gelişmelerden bahsedeceğim.
VERGİ VAR PRİM YOK
Geçmişte ticari faaliyette bulunmuş vergi mükellefi olmuş binlerce vatandaş, ya ihmalden, ya da cazip bulmadığı için Bağ-Kur kaydını yaptırmamış. Sistem de onları resen kaydetmediği için yıllarca süren hizmetler 'hiç' hükmünde olmuş. Bu insanlar için iki önemli tarih var. 04.10.2000 ve 01.10 2008. İlk tarihe kadar Bağ-Kur kaydı yaptırmayanların hizmetleri 2008'den sonra geçerli sayılıyor. 2000-2008 arasında eğer bir kayıt yaptırmışlarsa 2000'den sonra sayılıyor.
YARGI KARARI
Bu konuda çalışma yapılacağı konuşuluyor. Ortada bir haksızlık var. Yüz binlerce insanı mahkemelerde süründürmeden bir düzenleme ile bu konu rahatlıkla çözülebilir. Hem de borçlanmalarla önemli bir kaynak elde edilir.
http://www.sabah.com.tr/yazarlar/erdem/2015/02/28/bagkurlunun-yuzu-gulsun
