Bir yargıcın “Fişlemeye (nota) hayır başlığı ile adalet.org sitesinde bir kaç cümleyle dile getirdiği konu gerçekte birkaç kitaba konu olabilecek yargı sistemimizi ve Yargıtay gerçeğini özetlemektedir.

Not sistemi kalkınca hakimler Yargıtay’ın bozma kararlarına karşı direnme kararı vermeye başlamışlar. Bu tespit bir yargıca ait. Not sisteminde hakimlerin aldığı notlar tayin ve terfilerini etkiliyordu. Not sisteminde temel kriter hakimlerin kararlarının Yargıtay’ca bozulma oranına dayanıyordu. Bir hakimin kararı Yargıtay tarafından ne kadar az bozulursa notu o kadar yüksek oluyordu aksi halde ise notu aynı şekilde düşüyordu. Bu sistem hakimleri Yargıtay’ın görüşüne uymaya zorluyordu. Hakim kendisi aksi kanaatte olsa bile Yargıtay’ın görüşüne göre karar oluşturmaya çalışıyordu. Bu sistemde on binlerce yargıç kararları ile adalete ve adil yargılanmaya katkı verme yerine beyinlerini “Yargıtay bu konuda ne diyor, ne demiş” e kilitliyorlardı. Bu sistem azınlıktaki bir avuç yargıcın on binlerce yargıç üzerinde dikta oluşturması ve gelişmenin önünü kapatmasına yol açıyordu. Hakimler acaba bu konuda Yargıtay ne demiş, ne der diye düşünürken hakimlerin bu durumunu çok iyi bilen avukatlarda Yargıtay kararlarının peşine düşüyordu. Bu sistemde ne avukatların ve ne de hakimlerin davalar üzerinde kafa yormasına gerek kalıyordu. Yargıtay kararını bulduysan davayı çözdün, bundan başka bir şey yapmana gerek yok, yan gel yat..

Bendeniz kendi bloğumda bu durumu yorumladığım için dört yıldır yargılanıyorum. Önce hakaretten yargılandım. 3. Yargı paketi ile yayın yolu ile işlenen hakaret suçlarında soruşturma ve kovuşturmalar ertelendiği için dava ertelendi. Bu kez müşteki hakim hakaretten ceza almadığımı görünce iftiradan suç duyurusunda bulundu. Bu durum biraz tirajı komik değil mi? Mahkeme önce iddianameyi kabul etmedi, ağır ceza mahkemesinin kararı ile bu kez hakkımda iftira davası açıldı. Suç görevde işlenmiş bir suç olmadığı için dava ağır ceza yerine asliye ceza mahkemesinde açıldı.

Şimdi bir yargıç isyan ediyor; ““taşraya eziyet edememenin verdiği rahatsızlık nedeniyle kramp geçirenler…” diye...

Not sistemi yargıç ve avukatları tembelliğe itmekle kalmıyor hukukun gelişmesinin önünü tıkıyor, adalet ve adil yargılanma hakkı bir avuç yargıcın ellerine teslim ediliyor, on binlerce hakim, avukat ve savcı adeta robotlaştırılıyor. Bu durum Jüristokrasinin bir başka çeşidi olsa gerek. Bir avuç  yargıç on binlerce hukukçuya hükmediyor, onların görüşlerini, kanaatlerini yok sayıyor.

Bütün hukukçular “fişlemeye (nota) karşı birleşmeli”

 Yargıçın adalet.org'daki yorumu

FİŞLEMEYE (NOTA) HAYIR

Yargıtaydan gelen yoğun talep nedeniyle HSYK tarafından yeniden not sistemine geçilmesi için çalışma başlattığı yönünde duyumlar geliyor.Yargıtay daireleri DİRENME kararlarındaki artışı not verilmemesine bağlıyorlarmış(taşraya eziyet edememenin verdiği rahatsızlık nedeniyle kramp geçirenler,yakında psikiyatri servisini boylayacaklar varmış).Rahatsılıklarını anlayışla karşılıyorum.Meslek hayatlarında bir direnme kararı/mütalaası vermeden Yagıtay üyesi olmalarının vicdan azabını çekiyorlar.Açıklamaktan utandıkları gerçek neden ise kitaplarının(tetkik hakimlerine hazılattıkları) satışındaki düşüklük.Yapılmak istenen kelimenin tam manasıyla fişlemedir. Zaten not verilen belgenin adı "not fişi" idi.Fişlemenin ne şekilde kullanıldığını(görevi kötüye kullanmak suretiyle)yazsam destan olur.Fişlemenin getirilmesi YARGININ FİŞİNİ ÇEKMEKTİR.