Bir kasaba, kasabada  bir kilisenin bulunduğu bir tepe.. Kasabada sürekli cinayetler işleniyor, hiçbirinin katili bulunamıyor, çünkü hiç kimse tanıklık yapmıyor..

Kilisenin bulunduğu tepeye yaklaşmak  çok tehlikeli.. Herkes bu tepede büyük bir hazinenin bulunduğuna inanıyor.. Kasabadaki güçlerden biri hazineye ulaşmayı denediğinde o taraftan birileri cinayete kurban gidiyor.

Genel olarak tepeye yaklaşmamak üzerine uzlaşma var gibi.. Soğuk savaş döneminde, süper devletler arasında oluşan detant gibi.. Ama arada bir bu uzlaşma bozuluyor ve cinayetler işleniyor.

Kasabanın belediye başkanı büyük güçlerden biri..

Sanki bu kasaba simgesel olarak dünyayı temsil ediyor.. Büyük hazinenin bulunduğu tepe sanki Ortadoğu..

 Yazar neyi hayal etmiş bilemeyiz..

Romanın kahramanı arada tanrı ile konuşuyor..

“ben adam öldürünce katil oluyorum, sen öldürünce olmuyorsun..”

“insanları günaha sevk eden şehveti sen yarattın, sonradan elçilerini gönderdin insanlara iyilikleri öğütlemek için..”

Gibi diyaloglar Roman kahramanı ile tanrı arasında..

Kahramanımız kasabada bir yabancı.. Yazar olduğunu herkes biliyor ve ona saygılı davranıyor..

Zühal ile çılgın bir ilişkisi var.. ancak Zühal belediye başkanına aşık.. Zühal açık yürekli bir kadın..

“onunla sevişirken seni, bazen seninle olurken onu düşünüyorum..” diyor.

Zühal ile buluşamadığı zaman kasabanın ünlüsü Sümbül’ü çağırıyor.. Sümbül kasabanın güçlülerinin birçok zaaflını iyi biliyor.. Bizimki fırsat buldukça bu zaafları Sümbül’den öğreniyor.. Bazen Sümbül anlatıyor, bazen de elinde olmadan ağzından kaçırıveriyor sırları..

Kahramanımız internet dünyasında dolaşıyor, kasabadaki insanlarla farklı nicklerle sohbetler ediyor, onların sırlarını öğreniyor.

Grup seksi öneren çiftler ..teyze ile aşk..neler..neler..

Romanın bir yerinde devreye İsa giriyor.

Galiba insanlık yaratıldığından beri durum hiç değişmemişti.

“İsa mabede girince, yazıcılar ve Ferisiler zina suçu işlemiş bir kadın getirdiler. Aralarında dediler: Eğer onu kurtarırsa, bu Musa’nın kanuna aykırıdır ve böylece onu suçlarız; eğer mahküm ederse, bu kendi akidesine aykırıdır, çünkü o merhameti tebliğ etmektedir. Bu şekilde İsa’ya varıp dediler: Muallim, bu kadını zina ederken bulduk. Musa böylesinin recm edilmesini emretmişti; sen ne dersin?

Bunun üzerine İsa eğilip, parmağıyla yerde bir ayna yaptı ve içinde herkes kendi kötülüklerini gördü. Cevap için sıkıştırırlarken, İsa doğrulup parmağıyla aynayı gösterdi ve dedi:

Aranızda günahsız olan ona ilk taşı atsın.

Ve yeniden eğilip aynayı çizdi.

Bunu gören insanlar, en yaşlısından başlayarak bir bir çıktılar, çünkü kirli işlerini görünce utanıyorlardı.

İsa tekrar doğrulup kadından başka kimseyi göremeyince dedi: Kadın seni ayıplayanlar nerede?

Kadın ağlayarak cevap verdi: Rab, gittiler; eğer beni bağışlarsan, Allah sağ ve diridir ki, bir daha günah işlemeyeceğim.

O zaman İsa dedi: Allah’ı teşbih ederim! Huzurla yoluna git ve bir daha günah işleme, çünkü Allah beni, seni mahküm etmek için göndermedi.”

Hazreti İsa, Zuhal’i Hamiyet’i, Sümbül’ü Kamile Hanımı taşlatır mıydı?

Aranızda kim ilk taşı atacak?

“SON OYUN”

Ahmet Altan

Önder Süflalı