Malatyamız ve de Türkiyemiz bugün, deyimin tam karşılığı olarak, tarihsel bir gün yaşamıştır.  Bu gün, yani 7 Ağustos, Büyük Türk Milletinin inşallah bir çıkış, ilerleyiş ve olumsuz siyasal davranışlardan kurtuluş günü olacaktır.  

15 Temmuz’da Devletimizin kalbine kurşun sıkmaya kalkan Türkiye Düşmanı dış güçlerin işbirlikçisi darbeci hainler, doğru yönlendirilen Kahraman Milletimizin çevikliği ve yürekliliği karşısında sapık yollarında ilerleyememiş, dağılmışlardır.  Bu kahramanlığın şehitlerine Yüce Allah’tan rahmet, gazilerine şifa diliyorum.                                                                                                                                                                                                                                                      

Her siyasal görüşten, her kökenden, her inanıştan halkımız 15 Temmuz’daki, birlik ve yiğitliğini sürdürmüş ve bugün, bu meydanda ve diğer tüm ilerimizdeki alanlarda doruğa çıkarmıştır. İnşallah bu doruk düzeyi aşağı düşmez ve yeni doruklara doğru yükselerek sürer.

Bunun için, seçilerek Devleti ve Milleti yönetme yetkisini kazanan siyasetçilerimiz, bir başka deyişle iktidar partisi yetkilileri başta olmak üzere, iktidar adayı muhalefet partilerimizin yöneticilerinin arı gibi sokan sivri dillerini yumuşatmaları, doğruya doğru, eğriye eğri demeleri, hazinesinin başına geçmek istedikleri Devletlerine, oyunu alıp yönetmek istedikleri Milletlerine zarar verecek plan, eylem ve söylemlerden uzak durmaları gerekmektedir. Siyasilerimizin, tercihini kazanmak için yurttaşlarımızın saflığından, temiz kalpliliğinden yararlanmak yoluna başvurmamaları, onları aldatmamaları;  Yüce Peygamberimizin, ‘Bizi aldatan bizden değildir.’ sözünden ayrılmamaları gerekmektedir. İmam Abdal Musa’nın çocuklarına verdiği onuncu öğütte dediği gibi, ‘Halka kuyu kazan yöneticiler bir gün gelir kazdıkları kuyuya düşerler ve böylece kendi cezalarını kendi elleriyle vermiş olurlar.’ sözünü unutmamalıdırlar. Siyasetçilerimizin, Yüce Halkımızın bilgisizliği üzerinden değil, öngörüsü, sezgisi ve sağduyusu üzerinden siyaset yapmaları gerekir. 

Fakir Milletimizin vergileriyle yapılmış okullarda okuyan, sanat olanaklarından, spor olanaklarından, seyahat olanaklarından en çok yararlanan okumuşlarımız, aydınlarımız, gazetelerde yazan, televizyonlarda konuşanlarımız, kürsülerde ders, salonlarda konferans verenlerimiz, Milletimize borçluluk duygusu içinde hareket etmeleri gerekmektedir.

Vatandaşlarımız da etnik kökenlerine, mezheplerine ve hangi siyasal partilere oy verdiklerine bakmaksızın, birbirleriyle arkadaşlıklarını, dostluklarını, komşuluklarını, ticari, ekonomik alış-verişlerini sürdürmeleri, aralarına sokulmaya çalışılan fitne, ayrı-gayrılık tohumlarını fark etmeleri ve bunları elleriyle, tekmeleriyle savuşturmaları, toprağa düşüp yeşermesini önlemeleri gerekmektedir.

Bunlar yapıldığı takdirde daha iyi, daha adaletli, daha akılcı yönetileceğiz ve bu birlik, bu dirlikten çıkacak büyük enerji ile hiçbir kötücül, hiçbir hain, hiç bir darbeci karşımıza çıkamayacak ve ‘Yurtta Barış, Dünyada Barış’ içinde sonsuza dek yaşayacağız.

En derin saygılarımla sunarım. 8.8.16

Av. Selahattin Sarıoğlu/CHP Battalgazi Merkez İlçe Başkanı