Çok Saygıdeğer Malatya Basınına:

GELİŞMELERİN PİYONU DEĞİL VEZİRİ OLMALIYIZ

“Türkiye’nin, gerilik zincirini kırarak aydınlanmasını ve kalkınarak fakirlikten kurtulmasını yüksek çıkarlarına aykırı gören dış güçler, Ülkenin her kurum ve kuruluşu içerisine yerleştirdiği etkin insanları eliyle farklı etnik kökenden oluşma Türk Milleti’nin en büyük gücü olan birlik ve bütünlüğünü zayıflatmak ve dağıtmak ve doğrultusunu istedikleri yöne çevirmek için kanlı, kansız çeşitli projeleri uygulamaktadırlar.

Bu projeler kimi zaman Kürtler, kimi zaman da Aleviler üzerinden hayata geçirilmektedir. 2 Temmuz 1993’te, Sivas’ta malum dış güçler, içerdeki maşaları eliyle, kafaları karartılarak en kanlı olaylarda dahi kullanılmaya elverişli duruma getirilmiş yığınları çeşitli yöntemlerle harekete geçirerek, Pir Sultan’ın, Aşık Veysel’in memleketi Sivas’a bir kültürel etkinlik için gelmiş bu ülkenin seçkin evlatlarını sanatçılarını, ozanlarını yaktılar. Süregelen Madımak yangınlarıyla adeta pişen Alevi canlar, bilsinler ki bu yangınlar, yalnızca kendilerinin değil, yüreğinde ışık olan tüm insanların bağrını yakmıştır ve sızısı daha dinmemiştir.

Bilinmelidir ki, Türkiye’yi bugünkü havasız bozuk düzene getiren yol Madımak’taki aydınlara atılan taşlarla döşenmiş; insanının beyinleri o yangının dumanlarıyla karartılmıştır. Olan biteni anlama yetisine sahip kişilere düşen ara vermeden bilinçlenme, ara vermeden sağduyu, ara vermeden barış, kardeşlik için uğraşmak, mücadele etmek, gelişmelerin piyonu değil veziri olmaktır.

Türkiye, yöneticilerini bu oyunların bir parçası olan veya olacak olan kişiler içinden değil, o sinsi projeleri sezecek ve geliştireceği alternatif planlarla boşa çıkaracak yurtseverler içinden seçmelidir. Yüreğimi, yüreği yanan tüm canların yüreklerinin yanına koyuyorum. En derin saygılarımla sunarım. 02.07.2014


Av. Selahattin Sarıoğlu
Malatya Barosu Önceki Başkanı
Malatya Çağdaş Avukatlar Derneği Başkanı