Prof. Dr. Tayfun Uzbay'ın kitabı "Görünmeyen Beyin" Destek Yayınları'ndan çıktı.

Uzbay'ın kitabı "Psikopatların beyninin karanlık taraflarında neler var? Düşünce gücüyle başka beyinleri yönetmek mümkün mü? Beynimizi yeniden inşa etmek mümkün mü? Genetik mirasımız kaderimiz mi? Erkek beyni, kadın beyni: Ne kadar farklı?" gibi sorulara yanıt arıyor. 

Beynin gizemleriyle ilgili birçok bilimsel araştırma ve doğru bilinen yanlışların konu edildiği kitapta "Beynimizi bağırsaklarımız mı yönetiyor?" sorusu da tartışılıyor.

İşte Tayfun Uzbay'ın kitabından "Beynimizi bağırsaklarımız mı yönetiyor?" sorusunun tartışıldığı o bölüm:

"Beyin tek başına tüm vücut kitlesinin %3-4’ünü oluşturmasına karşın tek başına tüm vücutta üretilen enerjinin yaklaşık %25’ini kullanır. Yukarıda sıraladığımız tüm organlar beyne göre çok daha büyük bir oranı oluşturmalarına karşın kullandıkları enerji beyinle karşılaştırıldığında daha düşük kalır. Bağırsaklar yüzey alanı veya büyüklük olarak beyinden çok daha büyüktür ve beyinle karşılaştırıldığında daha fazla sinyal üretir. Ancak, beynin bağırsaklar tarafından kontrol edildiği, duygu ve düşüncelerle ilişkili anomalilerin ve mental hastalıkların bağırsaktaki mikroorganizma dengesinin bozulmasından kaynaklandığını kesin bir dille iddia etmek, hatta şizofreniye bunun neden olduğunu net bir dille savunmak popülist bir yaklaşımdır. Beynin strese maruz kalmasının ve duygu durumunun bozulmasının immün sistemi olumsuz şekilde etkilediği, mide ülserinden kalp hastalıklarına, kanserden ciddi enfeksiyonlara kadar birçok hastalığa neden olduğu birçok bilimsel veri ile kanıtlanmış durumda. Bağırsaklarda oluşan toksinlerin beyne geçerek aralarında şizofreni ve otizmin de bulunduğu ciddi mental hastalıklara neden olabileceği ya da bu hastalıklarla bağırsak mikrobiyatasındaki bozulma arasında bir ilişki olabileceği de olasılık dahilindedir. Ancak bu ilişkinin hastalığın kesin nedeni olabileceği ve mikrobiyatanın düzeltilmesi ile hastalığın kesin olarak tedavi edilebileceği iddiası gerçeği yansıtmıyor.

Yakın tarihlerde yayımlanan bilimsel değerlendirmeler beynin gelişim sürecinde bağırsak ve beyin arasında bir etkileşim olabileceğini, bunun doğuştan kazanılan immün sistemin yeterliliği üzerine etkilerinin olabileceğini, buna yönelik tedavi yaklaşımlarının bazı ruh hastalıklarının bazı belirtilerini hafiflettiğini kabul ediyorlar; ancak kesin tedavi konusunda henüz yeterli kanıt olmadığını ve detaylı başka çalışmalara ihtiyaç olduğunun da altını çiziyorlar. Örneğin, Kanada’da Calgary Üniversitesi Psikiyatri Bölümü’nden Profesör Glenda MacQueen de bu iddialara temkinli yaklaşmaktan yana. MacQuenn beyin konusunda birçok önemli araştırma makalesi yayımlanmış önemli bir bilim insanı. Bu yılın ilk aylarında önemli bir tıp dergisindeki yazısında [MacQueen G ve ark. The gut microbiota and psychiatric illness, J Psychiatry Neurosci 42(2): 75-77, 2017] beyin-bağırsak ilişkisinin heyecan verici olduğunu, bunu aydınlatmak için halihazırda farklı tıp alanlarından uzmanların katılımıyla büyük ölçekli çalışmaların başlatıldığını; ancak bunların sonuçlarını görmek gerektiğini söylüyor.