Rahmi Ofluoğlu

MHP Kürt sorununa yaklaşımı ve HDP’ye karşı tavrı nedeniyle muhalefetin olası koalisyon seçeneklerinin tamamını dışlamaktadır.

MHP HDP ile görüntü verdiğinde önemli bir varlık nedenini kaybedeceğini düşünmektedir. Aynı nedenlerle de bölücülükle suçlamakta olduğu AKP ile de olası bir koalisyonu istememektedir.

Kandilin tutumunu hesaba kattığınız da MHP’nin çözüm noktasında sıkışmış olduğu açık.  KCK son açıklamasında “çatışmaların her an başlayabileceğini” söylemekte ve çatışmaların başlamaması için önerilerde bulunmaktadır. KCK’nın önerileri:

Apo’nun özgürleşmesi barışın olmazsa olmazı olarak ileri sürülmektedir. KCK kendi ifadeleri ile esir önder Apo’nun ateşkese karar veremeyeceğini, HDP’nin de ateşkese karar vermek gibi bir konumu olmadığını söylemekte ve ateşkese sadece kendilerinin karar verebileceğini belirtilmektedir. KCK ayrıca barış süreci için meclisin devreye girmesini istemekte ve eğer tahkim edilmiş bir ateşkes yapılmazsa çatışmaların her an başlayabileceğini ileri sürmektedir.

KCK’nın açıkladığı bu müzakere koşullarını kurulacak hükümetin gözardı etmesi çok zordur. İşte bu nedenlerle MHP kendi varlık nedenini ortadan kaldıracak bir barış sürecinin öyle veya böyle içinde veya yakınında bulunmak istemiyor.

AKP’nin politikaları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isteklerine göre dizayn edildiği için AKP hükümet kurulmasına değil kurulamamasına endeksli. AKP koalisyon kurulamasın ya da başarısız olsun ki başkanlık sistemi haklılık kazansın ve muhtemel bir seçimde halk ülke koalisyonla yönetilemiyor gerekçesi ile AKP’ye oy versin istiyor.

Koalisyon konusunda kırmızı çizgisi veya açmazı olamayan tek parti CHP, HDP de koalisyon yapılabilir pozisyonda..

AKP koalisyon hükümetinin kurulamamasını, kurulsa da başarısız olmasını istiyor.

Bütün bunlar 7 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkan üç önemli problem olduğunu gösteriyor; birinci problem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kafasındaki yönetim biçimi ve iktidarı bırakmama düşüncesi, ikincisi Kürt sorununa endeksli MHP milliyetçiliği, üçüncüsü de Kürt sorunu..
Gerçekte Kürt sorunu Türkiye’de bütün sorunların anasıdır. Kürt sorununu çözemeyen bir Türkiye’nin mutlu bir geleceği olamaz.

Buradan çıkan sonuç; koalisyonu kurma görevinin muhalefete düştüğü, muhalefetin ise MHP’nin Kürt takıntısı yüzünden koalisyonu kurmakta zorlanmasıdır.

Bugün yaşanan sorunlar geçici değildir, Kürt sorunu çözülemediği sürece kalıcı sorunlardır. Yapılması gereken şeffaf bir çözüm sürecinin başlatılması, CHP’nin Kürt sorununda daha açık olması ve netleşmesidir. Halk gerçeği öğrenirse sorun daha kolay çözülür, aksi halde Türkiye bugün olduğu gibi hep gelip Kürt sorununa takılacaktır.

Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamadaEğer siz bir partiyi ve yurttaşları yok sayarsanız demokrasiye olan inancı sarsmış olursunuz. Halkın her kesimi elbette ki istediği partiye oy verecektir. Ama sonuç, hepimizin kabulü olması gerekir. Bu halka duyduğumuz güvenin de bir sonucudur. Eğer tasada ve kıvançta beraber olacaksak, ülkenin çıkarlarını savunacaksak, hiç kimseyi ötekileştirmememiz gerekiyor” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun sözünü ettiği parti HDP’dir. HDP’yi yok saymak isteyen de MHP’dir.

“Biri dama girmiyor, biri damdan çıkmıyor” atasözünün tam da yeridir.

Sonuç olarak AKP bu aşamada çözümsüzlükten yana, MHP ise gelecek seçimin hesabında.

Bu durumda tek başarılı olacak olan MHP’nin sayesinde AKP olacaktır.  

CHP ve HDP’ye düşen halka gerçekleri anlatmaktır, başka çıkış yolu görünmüyor.