Sayın Kılıçdaroğlu

CHP  nin kurucusu ve önderi Atatürk ile başlayan partinin demokratikleşme  süreci İnönü ve Ecevit  dönemlerinde başlatılan ön seçim sistemiyle parti içi demokrasinin omurgasını oluşturmuştur. Uygulatılan ön seçim sistemiyle parti içi demokrasinin 12 Eylül öncesinin kanlı zemininde dahi verilen yüzlerce şehide rağmen parti ön seçimden asla vazgeçmemiş,demokratikleşme sürecinden taviz verilmemiştir.

Modern cumhuriyetin ikonlarından İnönü ve Ecevit genel başkan olmalarına rağmen örgütün demokratik denetiminden kaçmamış, örgütün terazisinde tartılmaktan imtina etmemişlerdir.

12 Eylül sonrası nispi demokrasi sürecinde kurulan SHP dönemlerinde dahi parti içi demokrasi uygulanmasına rağmen 1994 de yeniden açılan CHP de kontenjan adaylara ağırlıklı olarak yer verilmesi ile parti demokrasinin oksijenini eksik solumuştur.

Sayın Kılıçdaroğlu Genel Başkanlığa geldiğiniz Kurultayda partinin demokratik denetime açılacağı ve ön seçim sözü vermenize rağmen gelinen noktada Genel Başkanlığınız dönemlerinde girdiğimiz seçimlerde kendi subjektif tutumunuzun önde olduğu görülmektedir.2015 Haziran seçimleri aday yoklamasında ise olumlu bir yaklaşım olarak bu tercihlerinizin yüzde ellisini örgütle paylaştığınız bilinmektedir.

Sayın Genel Başkanımız kontenjanla ilgili kanaatlerinizi  “politikaya zaman bulamamış bilim ve kültürle ilgili değerler için düşündüğünüzü “ açıklamalarınızdan öğrenmiş bulunuyoruz.Oysa bu kontenjanları partinin üst yönetimlerine tahkim ettiğiniz, kendi çevreniz için kullanacağınız gerçeği CHP liler tarafından bilinmektedir.Bu tercihlerinizin kapsamı alanı içinde İl Başkanlığı yapmış veya yıllardır MKYK görevlerinde bulunmuş partinin üst yöneticileri de bulunmaktadır.Bizler partimizin lideri olarak sizden talebimiz Atatürk ile başlayan İnönü ve Ecevit ile devam eden CHP nin demokratikleştirilmesi sürecine uygun olarak tüm MKYK üyelerinin ön seçime katılması doğrultusundadır.

Ayrıca toplum ve devlet bütünlüğünün ifadesi olan ulusal kavramını kurucu CHP lilerin hayata geçirdiği ilke olarak da parti tüzüğünde kayıt altına alındığı hepimizce bilinen bir gerçekliktir. Bu nedenle partinin temel ilkeleri olan “laiklik ,ulus devlet,bağımsız ekonomi” gibi kavramlara hakaret eden ve aşağılayanların kontenjan hakkından faydalandırılmaması gerekmektedir.Böyle bir tavırla izlenen doğru bir strateji bir yandan kitlelere olumlu bir mesaj verirken diğer yandan var olan sinerjiyi ikiye katlamış olacaktır.Hepimizin tarihe karşı sorumluluk taşıdığı bilinmektedir.Biz bu sorumluluğumuzu sizinle paylaşmak amacıyla bu mektubumuzu tarafınıza sunuyoruz.