Kandil HDP’nin %13.5 oy almasını ve Selahattin Demirtaş’ın popülaritesinin yükselmesini kendi geleceği için bir tehdit olarak gördü. HDP bu seçim başarısı ile Türkiye partisi olma doğrultusunda ciddi bir hamle yaptı. HDP  7 Haziran seçim başarısı ile haksızlığa uğrayan, ötekileştirilen Kürtlerin, Alevilerin ve buna benzer toplumun bütün kesimlerinin desteğini kazanmaya aday bir sol parti potansiyeline sahip olduğunu gösterdi. HDP’nin böylesi gelişmesi Kandili son derece rahatsız etti.

Çünkü HDP giderek başta Kürtler olmak üzere haksızlığa uğrayan herkesin umudu olabilirdi. HDP’nin umut durumuna gelmesi halinde Kürtler Kandil yerine HDP ve Parlamentoya itibar etmeye başlayacaklardı ve PKK-KCK Kürtlerin desteğini kaybedecekti.

Oysa Kürtlerin bütün kazanımları, Kürt dili ve kimliği üzerindeki baskı ve yasakların kısmen kalkması, Kürtçe edebiyatın, müzüğün özgürleşmesi, Kürtçe savunma hakkı, Kürtçe isimlerin serbest bırakılması, Kürtçe radyo tv gibi bütün hakları Kürt halkı PKK’nin silahlı mücadelesi ile elde etmişti. PKK-KCK bu yüzden Kürt halkı nezdinde itibar kazanmıştı.  PKK-KCK, HDP’nin yıldızının parlamasını, Kandil’in ışığını etkisizleşmesini kabul edemezdi…

7 Haziran seçimleri ile HDP Sarayın hesaplarını bozmuş, 7 Haziran seçim kampanyasında Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş “Seni başkan yaptırmayacağız” demiş ve yaptırmamıştır.

Bu nedenlerle HDP hem Kandil’in hem de Sarayın şimşeklerini üzerine çekmiştir. Bu yüzden terör kararı paralel bir karardır. Saray kendi nedenleri ile teröre yol vermiş, Kandil kendi nedenleri ile terörü başlatmıştır.  Kısaca terör Sarayın da Kandil’in de işine gelmektedir.

Bu arada Fuatavni’yi es geçmeyelim; Fuatavni seçim öncesinde ve seçim sonrasında Twitter paylaşımlarında Hakan Fidan'ın KCK içindeki MİT hücrelerini harekete geçireceğini sürekli iddia etmişti. 

Şunu da gözardı etmemiz gerekir; HDP’nin gelişmesi orta ve uzun vadede CHP’yi de olumsuz etkiler. HDP sol çıkışları ile CHP ve CHP’nin solunu etkileyebilir.

Sarayın başkanlık hırsları olmasaydı, 7 Haziran seçimleri sonrası HDP Saray ve MHP tarafından dışlanmasaydı, koalisyon seçeneklerinde HDP de hesaba katılsaydı Kandil zora girebilirdi. Saray ve MHP’nin elbirliği ile HDP’yi dışlaması Kandil’in ekmeğine yağ sürmüştür.

Yapılacak bir erken seçimde HDP’ye  stratejik olarak , Sarayın başkanlığını engellemek için oy verenler, Sarayı sonunda Kürt sorunu yoktur demesi üzerine AKP’den HDP’ye kayan seçmen AKPKK’nin inadına HDP diyebilir.

Sarayın işi yapılacak bir erken seçimde de çok zor…

Rahmi Ofluoğlu