62. gününe giren ve bugüne kadar AKP cephesinde umursamazlıkla karşılanan açlık grevleri giderek tehlikeli bir hal alırken, Başbakan Erdoğan’ın açlık grevi eylemine yönelik saldırıları da tüm hızıyla sürüyor. Erdoğan Endonezya gezisinden dönüp memleketi Rize'ye giderken Of’ta yaptığı açıklamada, açlık grevlerine ilişkin yine nefret kusarak, "Bu açlık grevleriydi, ölüm oruçlarıydı bunlar şantajdır, bunlar blöftür, bunlar şovdur. Şimdi de milletvekilleri yapıyorlarmış. Ne yapıyorlarsa yapsınlar. Bizim görevimiz bellidir. Biz sağlıkla ilgili gerekli müdahaleyi yaparız" dedi.

İlk önce "Başbakanımız bilir" dediler...
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, geçtiğimiz gün çeşitli siyasi partilerden temsilcileriyle açlık grevlerinin sonlandırılması için yaptığı görüşmede, kendisini ziyaret eden heyetin taleplerine "bunlar beni aşar, Başbakanımız bilir" yanıtını vermişti.

Hak-Par, KADEP, ÖSP, DDKD, Azadi İnisiyatifi ve Dicle Fırat Diyalog Grubu’ndan temsilcilerin oluşturduğu heyetle önceki gün görüşen Sadullah Ergin, "Öcalan'a tecridin kaldırılması beni aşar, Başbakanımız bilir" demiş, açlık grevlerinin artık tehlikeli bir aşamaya ulaşmasına karşın Başbakan'ın ülkeye dönüşünün bekleneceğini belirtmişti. Ergin ayrıca 28 Şubat sürecinde kendilerinin de ülkede büyük sorunlar yaşadığını, Başbakan'ın kızını okula gönderemediğini söyledi.

Böylesi kritik bir eşikte Bakan Ergin'in söylediği bu sözlerin ne anlama geldiği anlaşılamazken, Ergin bir bakan olarak hiçbir insiyatifinin olmadığını bir kez daha gözler önüne sermişti.

Arınç nefreti gizleyemedi: "Telef olacaklar"
Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in geçtiğimiz günkü açıklamasında yer verdiği "Başbakanımız bilir" ifadesinde somutlaşan Başbakan Erdoğan'ı bekleme haline, Başbakan'ın yurda dönüp ayağının tozuyla yaptığı ilk nefret dolu açıklamanın ardından son veren AKP hükümetinden bir başka isim de Bülent Arınç oldu. Sürmekte olan açlık grevlerine ilişkin bir açıklama da dün, Başbakan Erdoğan'ın hemen ardından, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'tan geldi.

Açlık grevi eyleminin gündeme getirdiği demokratik taleplerin AKP hükümeti tarafından dikkate alındığını iddia eden Arınç, "Her demokratik talebin hükümetimiz tarafından dikkate alınacağını, konuşulacağını, tartışılacağını, parlamentonun bazı konularda karar verme yetkisini üzerinde taşıdığını ifade etmiştik. 'Bu haklar elde edilene kadar açlık grevine devam edeceğiz' demenin hiçbir ahlaki, hiçbir mantıki, hiçbir makul temeli yoktur. Dayanağı da yoktur. Bu talepler konuşulur, tartışılır, baştan reddedilmez. Bizim hükümetimizin tavrı budur. Biz hiçbir şeyi reddetmek, inkâr etmek politikasını gütmedik" diye konuştu.

"İfade etmek istedikleri hususları biliyoruz. Bunların farkındayız. Bu konularda da Türkiye gerçeğini dikkate alarak, demokratikleşme ve özgürlükler konusunda adım atacağımızı bütün Türkiye'nin bildiğini ifade etmek istiyorum" diyen Arınç, daha sonra, genelde hayvanlar için kullanılan "telef olmak" tabirini açlık grevi eylemcileri için kullanarak şöyle konuştu:

60. günden sonra greve devam etmek isteyenlerin vücut bütünlüklerinde hayati anlamda tehlikeler meydana gelebilir. Bunu hiçbir zaman arzu etmiyoruz. Biz insancıl bir yaklaşım içindeyiz. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' düşüncesini kendisine ilke edinmiş bir hükümetin, bir siyasi partinin açlık grevinde bulunanların telef olması konusunda hiçbir düşüncesi ve öngörüsü olamaz. Umarım ki bugün, en geç yarın bu grevi bitirirler.

Erdoğan yurt dışı gezisinden döndüğü gün polis Aysel Tuğluk'a tekme attı...
Başbakan'ın yurda dönüşünde çözüm için adım atılacağı söyleminin sahteliğine bir kanıt da, yine Başbakan Erdoğan'ın yurda döndüğü gün açlık grevi eylemine yönelik saldırılar oldu.

Polisin açlık grevine destek amacıyla yapılan eylemlere sert saldırıları dün, Diyarbakır'da Aysel Tuğluk'un bir sivil polis tarafından tekmelenmesi ile doruk noktasına çıktı.

Açlık grevi için birçok ilde yapılan destek eylemleri Diyarbakır ve Bitlis'te polis saldırısıyla karşılandı. BDP Diyarbakır İl Örgütü öncülüğünde Demokratik Toplum Kongresi (DTK) binasına yapılmak istenen yürüyüşe saldırıda bulunan polis, BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk ile BDP'li vekil ve DTK Daimi Meclis üyelerinin bulunduğu DTK binasına gaz bombasıyla saldırdı. Atılan gaz bombaları binanın camlarını kırarak içeri girerken, açlık grevindekilerin yaralandığı ve fenalık geçirdiği, saldırı sırasında en az 1 kişinin de gözaltına alındığı bildirildi.

Bitlis'te de tutsakların açlık grevi eylemine dikkat çekmek amacıyla cezaevine doğru yürüyen halka polisin gaz bombaları ve coplarla yaptığı saldırıda, aralarında BDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu ile İHD Bitlis İl Başkanı Hasan Ceylan'ın da bulunduğu çok sayıda kişi yaralandı.

Tuğluk: "Erdoğan yalan söylüyor"
DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, dün Diyarbakır'da "Kürtler artık 'kırıntılarla' yetinmeyecek. Kürtler, kandırılmayacak da. AKP, sorunu zamana yayarak çözebileceğini sanıyor ama bu oyuna gelmeyeceğiz” diye konuştu. Tuğluk, açlık grevleriyle ilgili hükümetten kendilerine ulaşan herhangi bir yetkili olmadığını belirterek sözlerini "Zaten Türkiye'de başbakanın tek kişilik iktidarı var. Mesajları o veriyor. Bugün de, 'taleplerin büyük bölümü kabullendi' demiş. Taleplerin hiçbiri karşılanmış değil. Erdoğan yalan söylüyor. Anadilde savunma hakkı bile 3 yıldır 'KCK'li tutsakların direnişiyle gündem olmuştur. Dolayısıyla AKP, açlık grevindekilerin talepleri için hiçbir adım atmamıştır" diye sürdürdü.

"İdamdan mı korkacağız?"
Tuğluk, Erdoğan'ın son günlerde sık sık gündeme getirdiği "idam" konusunun Kürtlere şantaj olduğunu belirtti. Aysel Tuğluk açıklamasına "AKP, Kürtlerin haklarını tanımama temelindeki inkar ve imha siyasetine devam ediyor. Geçmiş hükümetlerden tek farkı; araç ve yöntemleridir. Açlık grevlerini gündeme alacağına, idamdan söz ediyor. Kürtlere idamı işaret ederek, şantaj yapıyor. Açıkça, Kürtler tehdit ediliyor. 'Fazla ileri gitmeyin; gerekirse idamı bile gündeme alırız' diyerek; bizleri hizaya getireceğini sanıyor. Oysa Kürtler çok badireleri atlattı ve hepsini mücadeleleriyle aştı. Bugün de böyle olacak. Bizleri idamla, ölümle korkutacağını hiç sanmasın" diye devam etti.

(soL-Haber Merkezi)