İngiltere’nin AB’den çıkışı için “Güzel bir tevafuk oldu” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Türkiye bir defa kendini rahat hissetmeli. Benim için varsa yoksa AB dememeli... Şanghay 5’lisi içerisinde Türkiye niye olmasın?”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan ve Özbekistan ziyaretleri sonrası Semerkant’tan dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

“İngiltere’de Brexit yaşanırken, bizim de AB ile ilişkilerimiz yeni döneme girdi. Bu konuda son durum nedir?” sorusu üzerine Erdoğan şunları söyledi:

Putin değerlendiriyor

“Brexit bana göre güzel bir tevafuk oldu. Yani, Avrupa’da diğer ülkelerde bu tür şeyler olabilir... Fransa’da da sesler geliyor... İtalya’dan geliyor. Geçenlerde bizimle ilgili Dışişleri Bakanları bir araya geldiler. Önce hırsla bir araya geldiler. Daha sonra Avusturya’nın dışında hiçbirisi Türkiye ile müzakerenin dondurulması, şu olması, bu olması noktasında fikir beyan etmedi. Bu tabi önemli bir şey. Mesele şu: Türkiye bir defa kendini rahat hissetmeli. Benim için varsa yoksa Avrupa Birliği dememeli... Benim kanaatim bu. Yani, bazıları eleştiriyor olabilir ama, ben de kendi kanaatimi söylüyorum.

Mesela, ‘Şanghay 5’lisi içerisinde Türkiye niye olmasın?’ diyorum. Bunu sayın Putin’e olsun, Nazarbayev’e olsun, şu anda Şanghay 5’lisinin içerisinde olanlara da söyledim. Başlangıçta 5 ülkenin kurduğu Şangay İşbirliği Örgütü’ne daha sonra Özbekistan, Pakistan, Hindistan gibi ülkeler de dahil oldu... İran da girmek istiyor. Sayın Putin, ‘Bunu değerlendiriyoruz’ gibi bir ifade de kullandı. Temenni ederim ki orada olumlu bir gelişme olması halinde, yani Türkiye’nin Şanghay 5’lisi içerisinde yer alması, bu konuda çok daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır diye düşünüyorum.

‘AB 53 yıldır oyalıyor’

“İlklerdeniz, ama 53 yıldır oyalanıyoruz. Mesela Başbakanlığımın ilk yıllarında liderler zirvesine biz çağrılırdık. Daha sonra çağırmamaya başladılar. Niye? Orada her şeyi açık, net söylüyorduk da ondan... O günden bugüne, bakın 28 üye var, (eski Fransa lideri) Sarkozy’nin ilk göreve geldiğinden itibaren, mesela fasıllarda açma-kapama olayında, sadece açmak var, kapama yok. Kapama olmayacaksa, açmayı yapsan ne olur, yapmasan ne olur? Bize bunu da yaptılar...

Hakeza vize noktasında da, Latin Amerika ülkelerine vize serbestisi var, ama Türkiye’yi hala oyalayıp duruyorlar. Geçen gün arkadaşlarla da konuştuk. Yıl sonuna kadar sabredelim, yıl sonuna kadar oldu, oldu... Yoksa biz bu geri kabulü falan, bu dosyayı kapatalım... Şurada mülteciler konusunda 3 milyar Euro bu yıl için haziran itibariyle vereceklerdi. Vermediler. Artık 11’inci aydayız. Yıl sonu geliyor. Güya ikinci bir 3 milyar Euro da söz konusuydu. Şimdi onu da ne yaptıklarını göreceğiz. Gördükten sonra bu konuda da kararlı bir şekilde adımımızı atmış olacağız.”

ÖSO Menbiç’e yönelecek!

- El-Bab konusunda YPG ile karşı karşıya gelmemiz söz konusu olabilir mi?

“El-Bab’a 2 kilometre kaldı. Afrin’in güneyinden orada El-Bab’la arayı kapatma gibi bir gayretleri var. Bizim de Özgür Suriye Ordusu’nun, tamamiyle El-Bab’a girip oradan batıya değil doğuya, Menbiç’e yönelmesini istiyoruz. Çünkü, Menbiç’ten PYD ve YPG’yi çıkarmak gerekiyor. Bu kararlılık görülünce ABD, ‘Tamam, buradan YPG çıkacak’ dedi. Bu sözün tutulmasını bekliyoruz. Zaten şunu bilmemiz lazım. Menbiç Arap toprağıdır. Yüzde 90-95 Araptır... Orası PYD ve YPG’nin olamaz.”

Aralık ayında ABD ziyareti

- Türkiye gündeminde ABD Doları’nda anormal sayılabilecek bir yükseliş var.

“ABD’deki yeni yönetimin işbaşına gelmesiyle birlikte burada olumlu bir gelişme olacağı kanaatindeyim. Çünkü, yeni yönetim faiz politikalarında bizimle aynı istikamette düşünüyor. Aralık ayı içerisinde belki ABD’ye gitmemiz söz konusu olabilir. Chicago’da Amerikalı Müslümanların yıllık buluşmasına katılma ihtimalim var. ABD’ye gidecek olursam, eğer ayarlanabilirse, Sayın Trump’la da bir görüşme yapabiliriz. Bu yeni süreçte döviz kurunun o baskıcı durumundan sıyrılmak mümkün olabilir diye düşünüyorum.”

Darbe sizin askeri liselerden çıktı

“Mesela kimileri bana diyor ki, “Askeri liseler kapatılmamalıydı”... Ben tabi kendilerine izah ettim. ‘Kusura bakmayın. Bu darbe sizin kurduğunuz askeri liselerden çıktı. Onlar harp okullarına girdi, oralardan çıktı’ dedim. Şimdi askeri değil de düz liseden gelen generallerimiz yok mu? Genelkurmay başkanımız yok mu? Necdet Paşa (Özel) düz liseden gelmedir. Hulusi (Akar) Paşa düz liseden gelmedir. Askeri liseleri kapattık ama, harp okullarının ihtiyacını diğer liselerden karşılıyoruz. Havuz geniş ve bu havuzda farklı eğitimler söz konusu olduğu için bana göre bakış açıları da farklılaşacak. Tek düze bir bakış olamayacaktır.”

FETÖ sitemi: Arkadaşlar toz kondurmuyordu...

- 15 Temmuz’dan sonra hükümet ve bürokratlar FETÖ’yle tam anlamıyla mücadele verebiliyor mu? Mücadele hangi noktada? Bu sıkıntı ne zaman atlatılabilecek?

“17-25 Aralık ile 15 Temmuz iki farklı süreç. Zaten 17-25 Aralık sürecinde tüm arkadaşlarımız bizi tam anlamış olsaydılar 15 Temmuz belki olmayabilirdi. Fakat anlayamadılar. Anlayamadıkları gibi bu alçaklara o dönemde toz kondurmayan; onların böyle kötü niyetlerinin olmadığından bahseden arkadaşlarımız da vardı. Halbuki ben Başbakanlığımın ilk dönemlerinden itibaren bu dershaneler meselesine olumsuz yaklaşan birisiyim. O zamandan itibaren gelen bakan arkadaşlarıma (Milli Eğitim Bakanlarını kastediyor) hep bunu söylemişimdir. ‘Gelin bu dershaneleri kapatalım’ diyordum. Yani, ya okul, ya dershane... Yani, millet niçin iki yükü birden çeksin. Böyle bir şey olamaz. Yani, biz devlet olarak kendimizi inkar ediyoruz.

Demek ki sen kaliteli, başarılı öğrenci yetiştiremiyorsun, onun için dershanelerin önünü açıyorsun. İlla takviye verilecekse, takviyeyi de sen yap devlet olarak. Nitekim şimdi yapıyoruz. Maalesef Nabi Avcı’nın Milli Eğitim Bakanlığı dönemine kadar bunu gerçekleştiremedik. Nabi Bey’le birlikte olan süreçte, ‘Artık bu işi halletmemiz lazım’ dedik.

Tepkilere rağmen dershane meselesini halletmeyi hamdolsun başardık. Peki dershaneler kapatılınca bir şey mi kaybedildi?Bizim çocuklarımızın geleceği mi karardı? Elbette hayır. Tam tersine, milyarlarca lira bu alçaklara gideceğine, çoluk çocukları için her şeyini feda eden garip gurabanın, fakir fukaranın cebinde kaldı.”
 

Zaten soruları çalıyorlar’

“Dershanelerin kapatılması vatandaşlarımızın yararına olmuştur. Ha, yapıyorsan gel okul yap. Buna giriyorlar mı, girmiyorlar. Dershanecilik işlerine geliyordu: Okullardan başarılı olanları al, dershanende onları şöyle göstermelik pudrala, sorular zaten çalınıyor. Soruları çalıyorlar, ondan sonra da yok şu kadar başarılı öğrenci... YGS’de şu oldu, TEOG’da bu oldu. Her şeyi hırsızlık üzerine bina etmişlerdi. 15 Temmuz, bahsettiğimiz arkadaşların da bunları tanımalarını sağladı. Onlar da, insanlarımızın çoğu da bunların ne olduklarını anladı.

‘Bylock bal gibi de var’

“Mağduriyet iddiasıyla, bazıları özellikle MİT’i yıpratmanın gayreti içerisindeler. Bylock meselesinin aslında hikaye olduğunu ileri sürenleri kast ediyorum. Bylock hikaye değil, bal gibi de var... MİT’in bunu ortaya çıkarınca, hepsi iyot gibi ortaya çıktı. Deşifre oldular. Kim kimdir öğrenildi. Yüzde 10’luk bir hata payı bile olsa, yapılan iş neticesinde çok ciddi kişiler yakayı ele verdi. Bu onları ciddi manada rahatsız etti. Ha, deniliyor ki 100 bine yakın görevden alınma var. Belki daha da fazla olacak. Mesela, Doğu Almanya ile Batı Almanya’nın birleşmesi sırasında 600 bin kişiyi görevden aldılar. Bizde böyle bir adım atıldığında niye rahatsız oluyorsunuz?”

(Vatan)