Yargının paralel örgüte karşı sessiz kaldığını ifade eden Başbakan Erdoğan 'Hakimlerimiz, savcılarımız bu paralel yapıya daha ne kadar tepkisiz kalacak. Bu ülkenin cesareti olan yürekli hakim ve savcılarına sesleniyorum. Cesaretinizle bu paralel yapının temsilcilerini siz çökertin. Bize düşen neyse biz bunu yapacağız' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam İstanbul Kongre Merkezi'nde, Avukatlar Haftası Programı ve Hukuk Okulu 2. Sertifika Töreni'nine katıldı. Burada hukukçulara seslenen Başbakan Erdoğan, hakim ve savcılara devlet içinde yuvalanan paralel örgütü bitermeye çağırdı. Başbakan 17 Aralık'ın darbe girişimi olmadığını iddia edenlere de 'Bal gibi de darbe girişimidir cevabını verdi. Başbakan satır başları ile şunları kaydetti:

YARGI VESAYETİ VAR

27 Mayıs müdahalesinin etkisi asla ve asla o günle, o dönemle sınırlı kalmamıştır. 27 Mayıs'ı yapanlar sonraki yılları da etkileyecek şekilde bir vesayet sistemi kurmuşlardır. Bu vesayet düzeninin bir ayağı olarak da yargı bürokrasisi kullanılmak istenmiştir. Yargı, adeta yasama ve yürütmenin üzerinde bir erk olarak konumlandırılmıştır. Şu anda bunu halen yaşıyoruz.Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi, HSYK gibi kurumlar çoğu zaman adaletin hızlı ve güvenilir şekilde tecelli etmesini bir kenara bırakmış, siyaseti sınırlandırmak, siyaseti kendilerince hizaya sokmak gibi bir vazife yüklenmişlerdir.

17 ARALIK BAL GİBİ DARBE

Biz, 17 Aralık'ta yapılan operasyona 'darbe' dediğimizde içeriden ya da dışarıdan birileri bunu kabullenemiyorlar. Evet... 17 Aralık operasyonu bal gibi darbe girişimidir. Yargı eliyle yapılmak istenen bir müdahale girişimidir. Delilleri ortaya koyuyoruz. Binlerce, on binlerce insanın hukuksuzca dinlendiğini anlatıyoruz. Nihayet kendilerinin de dinlendiğini fark edince Adana'da bazı yürekli hakim ve savcılarımızın olaya el attıklarını görüyoruz.

ASLA MÜSADE ETMEYECEĞİZ

Bu ülkenin vicdanı ve cesareti olan yürekli hakim ve savcılarına sesleniyorum. Bu işte size çok önemli görev düşüyor. Allah'a olan sevdanızı ortaya koyun, vicdanınızın sesini duyun, cesaretinizle bu paralel yapının temsilcilerini siz çökertin. Bize düşen neyse biz bunu yapacağız. Kararlılığımızla... Bu millet için, bu vatan için yapacağız. Çünkü biz bir meşrebin, bir mizacın bu ülkede egemen olmasına asla müsaade edemeyiz.

ÜZERLERİNE GİDECEĞİZ

Şimdi buradan soruyorum. Yargı buna daha ne kadar sessiz kalacak? Hakimlerimiz, savcılarımız Türkiye adına gerçekten çok ciddi bir tehdit olan bu paralel yapıya karşı daha ne kadar tepkisiz kalacak? Ben yine sesleniyorum. Tüm hukukçularımıza açık açık çağrıda bulunuyorum. Kime şantaj, tehdit varsa gelsin izah etsin. Devlet olarak tüm imkanlarımızla biz bunların üzerine gideceğiz. Hiç kimse korkmasın. Yargı mensupları özelliğinde cesur olmalı. Bütün kurumlarımızdan bu paralel yapı ürünlerini temizlemeye başladık. Temizliyoruz. Asla durmayacağız. Sonuna kadar üzerine gideceğiz, tabi ki hukuk içinde.

Yargı kendi sınırına çekilecek

Yasama, yürütme ve yargı, demokratik bir ülkede hangi sınırlar içinde hareket ediyorsa, inşallah o sınırlara çekilecek. Siyasetin yargıya müdahale etmesine her zaman karşı olduk. Yargının da siyasete müdahaleden artık elini çekmesi için ne gerekiyorsa bunu cesaretle yapacağız. Bunu yargı için yapacağız, adalet için, ülkemiz için, milletimiz ve istikbalimiz için yapacağız. Yaşanan acı tecrübelerden ders çıkararak 27 Mayıs'tan, 12 Eylül'den, 28 Şubat'tan, 17 Aralık'tan ders çıkararak, yargının siyaseti engelleyen değil, siyasete güç veren bir konuma gelmesi için reformlarımızı yapacağız.

İdam edilirlerse cinayet olur

Mısır'da şu anda tüm dünyanın yakından izlediği, Türkiye'nin de yakından ve kaygıyla takip ettiği bir süreç yaşanıyor. Verdikleri oyların peşine düşen çok sayıda Mısırlı kardeşimiz katledildi. Bu yetmezmiş gibi 529 Mısırlı kardeşimiz için de idam kararı verildi. Mısır'da yerel mahkemenin verdiği kararın uygulanmayacağını, hukuk tarihine geçecek bir cinayetin işlenmeyeceğini, bu kararın bozulacağını ümit ediyorum veya ümit etmek istiyorum. Ancak bir kez daha altını çiziyorum. Vicdanı, cesareti olmayan, halkını köle gibi gören, üzerinde efendileri olan bir hukuk sistemi, her an cinayet işlemeye hazır bir hukuk sistemidir. Bangladeş'te olduğu gibi. Bunun örnekleri çok.