AKP neden barış sürecini başlattı?

O zaman başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan barış süreci ile aldığı riski ifade etmek için “baldıran zehri içtik”  derken Diyarbakır konuşmasında “her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım” demişti. Böylesine ciddi, böylesine arzulu başlayan barış süreci neden bitti, masa neden devrildi?

Önce PKK barış sürecine neden evet dedi?

PKK, Rojova ve Kobani ile meşguldü. Suriye iç savaşının daha başlangıcında Suriye Ordusu Kobane’den çekilerek bu bölgeyi PYD kontrolüne terk etti. Esat Suriye Ordusu’nu Kobane’den çekerek Erdoğan’ın hoşuna gitmeyecek bir iş yapmıştı. PKK Suriye iç savaşının kendisine verdiği bu fırsatı iyi değerlendirdi ve bu bölgede özerk yönetimler kurdu. Sonraki dönemde Kobane’nin İŞID’a karşı korunması gerekiyordu.  PKK ve Suriye kolu PYD, Kobane özerk yönetimlerine büyük önem veriyordu ve güçlerini bu bölgeye kaydırmak için Türkiye’de çatışmasız bir ortama ihtiyaçları vardı.

AKP ise akan kanı durdurduk sloganı ile sempati ve oy topluyordu. AKP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı %52 oy barış sürecinin sayesinde mümkün olmuştu.

PKK ve PYD Kobane ile meşgulken devlet  boş durmuyordu. Sınırlarda akıllı karakol yapımı ve PKK’nin geçiş yollarında baraj inşaatları devam ediyordu. Karakol ve baraj inşaatları PKK’yi rahatsız etmiş ki HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bu inşaatlara karşı açıklamalar yapmış ve literatüre askeri baraj sözcüğünü eklemişti.

KCK 12 Temmuz’da yaptığı açıklamada “devletin askeri amaçlı barajlar ve kalekollar yaptığını, barış sürecinin bittiğini, barajların KCK’nin hedefinde olduğunu”  söylüyordu.

AKP barış süreci ile toplumun her kesiminden sempati ve oy toplarken savaş lobilerinin de şimşeklerini üzerine çekti. Türkiye’de PKK’ye karşı güvenlikçi önlemler isteyen, savaş yanlısı, azımsanamayacak sayıda, %35 civarında taraftarı olan bir savaş lobisi mevcut. Ayrıca devlet içerisinde de bu savaş lobisinin uzantıları mevcut. Bu nedenlerle Erdoğan ve AKP için barış sürecini devam ettirmek kolay bir iş değildi. Recep Tayyip Erdoğan bu güçlükleri bildiği için daha sürecin başında “baldıran zehri içtik” deme gereğini duymuştu.

7 Haziran seçimleri ve barış süreci

HDP’nin bir üst akılla 7 Haziran Seçimlerine parti olarak girme kararı Erdoğan’ın bütün hesaplarını altüst etti. Erdoğan ve AKP seçim kampanyasında HDP’yi hedefe alarak baraj altında kalması için çaba gösterdi.

Demirtaş’ın “seni başkan seçtirmeyeceğiz” demesi Erdoğan’ı çok kızdırmıştı.

Erdoğan ve AKP’ye rağmen HDP barajı geçerek % 13 oy alınca Erdoğan’ın başkanlığı yalan oldu.

Diğer taraftan kalekollar ve “askeri barajlar” da PKK’yi endişelendiriyor ve kızdırıyordu.

Devletin barış sürecine rağmen kalekol ve “askeri baraj” yapımını sürdürmesi hiç şüphesiz sürece karşı açık bir güvensizlikti. Buradan çıkarılacak sonuç tarafların daha başından itibaren sürece inanmadığı,  herkesin kendi hesapları için barış sürecine evet dediğidir.

7 Haziran seçimleri sadece bardağı taşıran son damla olmuştur.

Seçim öncesinde ve sonrasında Facebook fenomeni Fuatavni paylaşımlarında hep savaş çıkarılacağını, Fidan’ın KCK içerisindeki MİT hücrelerini harekete geçireceğini söylüyordu. KCK içerisindeki MİT hücrelerini bilemeyiz ama çatışmaları başlatmak için bu hücrelere zaten gerek yokmuş.

 PKK Kobane ile meşgulken devlet bu tarafta PKK’nin yollarına duvarlar örüyordu.

Barış süreci şimdilik bitti, yeniden başlaması AKP’nin yaptıracağı seçim anketlerinin sonucuna bağlı.

 Rahmi Ofluoğlu