Başbakan Erdoğan, kuvvetler ayrığının kendilerine engel olduğunu belirterek, “Bu fakirin üzerinde 6 yıldır ısrarla durduğu bir şehir hastaneleri projesi vardır. Biz bu şehir hastaneleri projemizi ne yazık ki bürokratik oligarşi ve yargı sebebiyle hala hayata geçiremedik” dedi.

Başbakan Erdoğan Konya Ekonomi Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada “bürokratik oligarşiden” şikâyetçi oldu.

Başbakan Erdoğan: Osmanlı ve Mevlana'nın torunu olduğumuz için Suriye ile ilgileniyoruz

İşte Erdoğan’ın ilginç açıklamaları:

Ah şu bürokratik oligarşi...
“Yaşadığımız sıkıntıların ardından sistemin içindeki ne yazık ki yanlışlar. Sistem düzgün kurulmadığı için umulmadık yerde umulmadık şekilde bürokratik oligarşi karşınıza dikiliyor. Umulmadık yerde yargı ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Yasama-yürütme-yargı bu ülkede öncelikle bu milletin menfaatini düşünmemiz lazım ardından da devletin menfaatini düşünmesi lazım. Ama benim yapacağım yatırımı bir kelimeden dolayı 3 ay, 6 ay erteletirsen bu 1-2 seneye giderse o zaman bu ülkenin kaybının bedelinin, ne tarihe hesabını verebilirsiniz ne de bu toprağın altında yatanlara hesabını verebilirsiniz. Bu fakirin üzerinde 6 yıldır ısrarla durduğu bir şehir hastaneleri projesi vardır. Biz bu şehir hastaneleri projemizi ne yazık ki bürokratik oligarşi ve yargı sebebiyle hala hayata geçiremedik. "

Sedyenin suçlusu bürokratik oligarşi
"Artık biz sedye üzerinde bir hastanenin kampüsünde dışarıda hastalarımızın taşındığını görmek istemiyoruz. Ama bunu hala aşamadık. Bunu hala bitiremedik. En başarılı olduğumuz alanlardan birisi olmasına rağmen sağlıkta bunu aşamadık. Niye? İşte bürokratik oligarşi ve yargı, bunlara takılıp kalıyoruz. Dışarıdan bakanlarda zannediyor ki, ‘326 milletvekiliniz var yine bahane’ diyor. Ama kuvvetler ayrılığı denilen olay varya o geliyor sizin önünüze bir engel olarak dikiliyor. Diyor ki ‘senin de bir oynama sahan var’ diyor. Şimdi Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı’nın tek sığındığı şey bu zaten. ‘yapın’ diyor, ‘Yaptınız da biz mi engel olduk’ diyor. Zaten yasama noktasında engel olabileceğin kadar engel oluyorsun, bağırıyorlar, çağırıyorlar, işte 3 saatte bitecekse, 6 saatte bitiyor ama er veya geç bitiyor. Oradaki zaman kaybının hesabını vermek diye bir durumu yok, çünkü onların sırtında küfe yok. Küfe bizim sırtımızda, onların sorumluluğu, aşkı yok. Biz bu millete aşığız böyle bir farkımız var.”

(soL - Haber Merkezi)