ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, Ankara’ya ilk atandığında Mısır’da görev yaparken fazla hükümet yanlısı diye kongre vetosuna takılmıştı. Ankara’ya geldikten kısa süre sonra basın özgürlüğü ile ilgili sözleri nedeniyle Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Acemi Büyükelçi” sözleriyle özetlenen eleştirileriyle karşılaştı ve Ankara’daki görevinin Mısır’dakinden farklı olacağını da yansıttı. Büyükelçi Ricciardone, dün söylediği sözlerle de muhtemelen son yıllarda siyaset gündemine damgasını vuran tutukluluk süreleri konusundaki tartışmayı başka bir boyuta taşıyacak.

Ricciardone, gazetelerin Ankara temsilcileriyle buluşmaya karar verdiğinde henüz Büyükelçiliğe yönelik saldırı gerçekleşmemiş, ABD vatandaşı Sarai Sierra’nın cesedi bulunmamıştı. Gündemde, Suriye, Kuzey Irak, terörle mücadele gibi konular vardı, ancak iki talihsiz olay görüşmede gündemin ilk sırasına oturdu.

Büyükelçilik taşınacak

ABD elçiliğinin hem sokağa çok yakın olduğunu, hem yetersiz kaldığını belirten Büyükelçi Ricciardone, yeni büyükelçilik için bir arazi bulduklarını ve bina için hükümetle birlikte çalıştıklarını belirtti. “korkunç saldırı” diye nitelediği olayın hedefinin hem ABD, hem Türkiye olduğuna inanan ve zaiyatın daha kötü olmadığına şükreden Büyükelçi Ricciardone, ‘bizi koruyan kahraman’ dediği güvenlik görevlisinin ölümüne ve işten çıkarıldığı için çaya davet ettiği gazeteci arkadaşımız Didem Tuncay’ın yaralanmasına çok üzülmüş. Türkiye’nin dayanışma ve dostluk mesajları, en çok da sokakta, restoranda kendisini çevirip “geçmiş olsun”, “başanız sağolsun” diyen insanlar kendisini çok duygulandırmış.

FBI 40 saat sonra Ankara’daydı

Türkiye ve ABD istihbaratının, Adalet Bakanlıkları ve kolluk kuvvetlerinin olaydan sonra yoğun bir işbirliği içinde olduğunu vurgulayan Ricciardone, Türkiye’deki mevzuat ve soruşturma olanaklarından da memnun. Büyükelçi Ricciardone, “Nasıl önlenebilirdi?” sorusunu sormakla birlikte saldırıyla ilgili bir zaafiyet aramadıklarının altını çizdi. Büyükelçi, “DHKP-C’nin yeniden aktif olduğuna dair genel uyarılar aldık. Ancak saldırıyla ilgili özel bir istihbarat bize ulaşmadı” dedi. Ricciardone, bölgedeki bir ülkedeki patlama olayıyla ilgili soruşturma görevinde olan bir FBI ekibinin, olaydan 40 saat sonra pazar akşamı Ankara’ya vardığını anımsatarak, “Türkiye’deki Adli Tıp uzmanlarıyla birlikte çalışmaya başladılar. FBI ekibi ve Türk polisi, kullanılan patlayıcıların cinsi, tetikleme sistemleri gibi konularda toplanan delilleri birlikte değerlendiriyor” diye konuştu.

DHKP-C’ye dava

Büyükelçi Ricciardone, toplanan delillerin ABD yargısı tarafından da değerlendirileceğine işaret ederken, “ABD dava açar mı ?” sorusuna şu karşılığı verdi: “Olabilir. Kanıtlar üzerinde birlikte çalışmamız gerekiyor. Bunu kamuoyuyla paylaşmayabiliriz. Türkiye ile birlikte yapabiliriz. ABD mevzuatı, ülke dışındaki kişileri yargılama yetkisine sahip. DHKPC de ABD adalet sistemine karşı eylemde bulundu. Şimdi diğer ülkelerle birlikte çalışacağız. Sadece istihbarat konusunda değil, mahkemede kullanılacak, kabul edilebilecek kanıtları toplamada da.. Bu gruba karşı uluslararası işbirliği desteğini artırabileceğimizi umuyorum. Bildiğim kadarıyla 1990’dan beri ABD’ye karşı suç işliyorlar. Terörist listemizde var.” Ricciardone, terörle mücadele konusunda Türkiye ile ABD ve Avrupa arasında zaman zaman ortaya çıkan farklı yaklaşımları değerlendirirken çok tartışılacak sözler sarfetti.

‘Davalar uzun sürüyor’

Türkiye’de terör mevzuatının uluslararası tanıma uygunluğu konusunda sorunlar olduğunu düşünen ABD elçisi, Türk devletine yapılan saldırılarda net olan Türk mevzuatının, uluslararası terörizm sözkonusu olduğunda belirsizleştiğini savundu. Kara parayla mücadele yasası konusundaki tartışmaları örnek veren Ricciardone, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın uzun tutukluluk sürelerine ilişkin eleştirilerine de gönderme yaparak şunları söyledi: “Başbakan, Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı da adli sisteminizde doğru gözükmeyen hususlara değindiler. Çok uzun süredir hapiste olan milletvekilleri var. Suçları bile belli değil. Kısa süre öncesine dek kendilerine ülkeyi koruma görevi verilen askeri liderler de aynı şekilde hapiste. Eski YÖK başkanı da dahil, profesörler de tam anlaşılamayan suçlamalarla demir parmaklık arkasında. 16 yıl önceki çalışmalarla ilgili belirsiz suçlamalar. Barışçıl gösteri yapan öğrenciler de demir parmaklık arkasında. Hukuki sistemin sonucu bu şekilde olursa, kafalar karışırsa, bu insanlar terörist olarak yorumlanıp kafalar karışırsa Avrupa ve ABD mahkemelerinin buna karşılık vermesi zor olur.”

Hükümetin, TBMM’nin yeni anayasa ve reform paketleri konusunda yoğun çalışmalar yürüttüğünü anımsatan Ricciardone, sözlerini şöyle tamamladı: “İnsanlar düşünce suçlarından dolayı hapse girmesin. Başarılı olmak zorundasınız. Bizde size elimizden geleni yapacağız.” Hâkimlerin işine karışmak istemediğini söyleyen Ricciardone, mahkemelerde hüküm öncesi uzun süren davalar ve şeffaflık eksiklği gibi sorunlara Başbakan’ın da değindiğini anımsattı.