T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

 

E. 2014/13733

K. 2014/18628

T. 24.12.2014

 

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

 

KARAR : Davacı vekili, müvekkili tarafından mevcut ticari ilişki nedeniyle dava dışı B.....AŞ emrine keşide edilen çekin anılan şirketin elinde iken çalındığını, müvekkilinin davalı şirkete borcu olmadığını, çekin arka yüzündeki ciro imzasının dava dışı lehtar şirkete ait olmadığını, bu durumda ciro zinciri kopmuş olduğundan davalının çekin yasal hamili olmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, icrada haciz tehdidi altında ödenen paranın istirdadına, %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

Davalı vekili, müvekkilinin çekin meşru hamili olduğunu, çekin müvekkiline borcu olan Selami Yılmaz tarafından devredildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

 

Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve İstanbul 22. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan menfi tespit davasında alınan ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; çek lehtarı dava dışı şirketçe İstanbul 22. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde davalı-hamile karşı aynı çek nedeniyle açılan menfi tespit davası kapsamında alınan rapor ile çekteki ciro imzasının dava dışı lehtar şirkete ait olmadığının tespit edildiği gibi kaşenin dahi aldırtılan rapora göre o şirketin kaşesi olmadığı dolayısıyla çek hamiline karşı borçlu olmadığı açıkça anlaşılmış bir çekten dolayı iş bu davada keşideci olan davacının da da borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile icra takibine konu çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı lehine %20 kötü niyet tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

 

Dava, davacının keşidecisi olduğu dava dışı şirketin lehtarı olduğu icra takibine konu çekte lehtar imzasının sahte olduğu iddiasıyla davalı-takip alacaklısına karşı İİK'nın 72. maddesi hükmü uyarınca açılan borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Bilindiği üzere kambiyo senetlerinde imzaların istiklali ilkesi geçerlidir. Başka bir anlatımla beyanlar birbirinden bağımsızdır. Bu nedenle davacı keşideci kendi imzasını inkar etmediğinden lehdarın imzasının sahte olduğuna dayanarak sorumluluktan kurtulamaz. 6762 sy. TTK'nun 730/3.maddesi yollaması ile çeklerde uygulanması gereken TTK'nun 589. maddesi de sahte imza sebebi ile çekteki diğer imzaların sıhhatine halel gelmeyeceği hükmünü içermektedir. Bu durumda imzaların istiklali prensibi gereği davacı keşidecinin, dava dışı çek lehtarının çekteki ciro imzasının sahteliğini ileri süremeyeceği gözetilmeden yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

 

SONUÇ :  Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin hancın istek halinde iadesine, 24.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.