2016 Torba Kanun Tasarısı Meclis’te… İşte 24 maddelik torba kanun tasarısının madde madde tam metni…

T.C.

BAŞBAKANLIK

Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü

Sayı : 31853594-101- 23/06/12016

Konu : Kanun Tasarısı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulu’nca 21/3/2016 tarihinde kararlaştırılan “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

Ahmet DAVUTOĞLU
Başbakan

GENEL GEREKÇE

Tasarı; 64 üncü Hükümet Programında ve 2016 Yılı Eylem Plamnda yer verilen bazı konuların hayata geçirilmesi için gerekli düzenlemeleri ihtiva etmektedir.

Bu kapsamda;

– 65 yaş aylığı alan vatandaşlarımızın kimin yanında yaşarsa yaşasın, maaşlarını almaları ve maaşlarında kesinti ve duraksama olmamasının sağlanması,

– Kanal İstanbul için yasal düzenlemenin yapılması,

– Kentsel dönüşüm kapsamına girmek şartı ile izinsiz yapılara elektrik, su ve doğal gaz bağlanması,

– Sosyal destek alan vatandaşlarımızdan istihdam edilenlerin işveren sigorta priminin desteklenmesi,

– Gençlerin genel sağlık sigortası prim borçlarının silinmesi,

– Sermaye piyasalarında kurumsal yatırımcıların teşvik edilmesi,

hususlarına ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır.

Ayrıca Tasarı ile;

– Uygulamada zorunlu trafik sigortası olarak adlandırılan sigorta teminatının içeriğinde meydana gelen tereddütlerin giderilmesi amacıyla zorunlu trafik sigortası teminat içeriğinin sigortacılık ilkelerine ve değişen şartlarla uyumlandınlması,

– Sendika ve konfederasyonların ilgili mevzuatına göre belirlenen şehit yakınlan ve gazilere ayni ve nakdi yardımda bulunabilmesi,

– İşçilerin yıllık izinlerini her defasında altı günden az olmamak üzere beş defada kullanabilmesine imkan sağlanması,

– Kayıtdışılıkla mücadelede etkinliği artırmaya yönelik olarak 2.610 adet sosyal güvenlik denetmeni ve sosyal güvenlik denetmen yardımcısı kadrosunun ihdas edilmesi,

– Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığının, yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılmaya teşebbüs edilen işlemlerin, işleme konu malvarlığının aklama veya terörün finansmanı suçu ile ilişkili olduğuna dair şüphe bulunması halinde, yetkili makamlara intikal ettirmek üzere yedi işgünü süreyle askıya almaya yetkili olması,

– Anayasa Mahkemesinin iptal kararı üzerine riskli alanların sınırları içinde olup riskli yapılar dışında kalan diğer yapıların, değerleme çalışmalarında yapının riskli olmadığının gözetilmesi ile riskli yapıların bulunduğu taşınmazlarda ve rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerinin iki yıl süre ile geçici olarak durdurabilmesi ve uygulamanın gerektirmesi halinde bu sürenin bir yıl daha uzatılabilmesi,

-Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından üzerinde konaklama amaçlı turizm tesisleri yapılmak üzere adlarına kamu arazisi tahsis edilen belgeli yatırımcılar ve işletmecilerden; 1/1/2016 tarihi ile 31/12/2016 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken kira, kesin tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni bedelleri ve hasılat payları ile ecrimisillerin ödemesinin bir yıl süreyle ertelenmesi,

– Terörizmin finansmanı suçuyla mücadelenin daha etkili yürütülebilmesi için ihtiyaç haline gelen şirket yönetimine kayyım tayini, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ve teknik araçlarla izleme tedbirlerinin terörizmin finansmanı suçu bakımından da uygulanabilmesi,

– Anayasa Mahkemesi kararı üzerine 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin murakıp ve uzmanlara ilişkin hükmünün yeniden düzenlenmesi, öngörülmektedir.

MADDE GEREKÇELERİ

MADDE 1- Madde ile, yaşlı aylığının bağlanmasına ilişkin olarak yapılan muhtaçlık hesaplamasında, hane içinde kişi başına düşen ortalama gelir tutarı yerine aylık başvurusunda bulunan kişinin kendisi ile eşinin gelir tutannın hesaplanması suretiyle muhtaç olup olmadığına karar verilmesi öngörülmektedir.

MADDE 2- Madde ile, yaşlı aylığından yüzde yetmiş ve üzeri engelli aylığına geçişlere ilişkin olarak yapılan muhtaçlık hesaplamasında, tüm engelli aylıklarında geçerli olan hane içerisinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının dikkate alınması öngörülmektedir.

MADDE 3- Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan hukuki sorumluluk rizikosu için borçlar hukuku hükümlerinden ayrı olarak yaptırılan bir sorumluluk sigortasıdır. Motorlu araç işletilmesi ve bu faaliyete bağlı olarak yaptırılan zorunlu sorumluluk sigortasının genel hükümlerden ayrı olarak özel esaslarla düzenlenmesi dikkate alınarak bu sigorta kapsamındaki tazminatlara uygulanacak kurallar öncelikle söz konusu özel esaslara bırakılmış, özel esaslarda kural bulunmayan durumlarda genel esasların uygulanacağı açıklığa kavuşturulmuştur.

MADDE 4- Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası bir sorumluluk sigortasıdır. Bu sigortada araç işletenin sorumluluğu güvenceye alınmakta, zarar görenlere genel hükümler yanında özel kurallara bağlı olarak sigorta güvencesi sunulmaktadır. Söz konusu sigorta işletenin sorumluluğunu konu almakta olup, işletenin sorumluluğunun varlığına bağlı olarak güvence sunmaktadır. Uygulamada zorunlu sorumluluk sigortasının açıklanan içeriğinde görülen tereddütlerin izalesi amacıyla teminat kapsamı dışında kalan haller açıklığa kavuşturulmaktadır.

MADDE 5- Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortasında dikkate alman belgeler anılan sigorta kapsamındaki tazminatların gerektirdiği değerlendirme sürecine ve içeriğine göre çeşitlilik arz etmektedir. Mevcut hükümde çok sınırlı olarak yer alan belge düzeninin değişen şartlara uyumlaştırılması için düzenleme yapılmıştır.

MADDE 6- Madde ile, yapılacak su yollarına kanuni statü kazandırılması amaçlanmaktadır.

MADDE 7- Madde ile, yapılacak su yoluna isabet eden Hazine ve özel idareye ait arazi ve arsaların, kamu gereksinimi ve kamu yararı nedeniyle ilgili belediye ve özel idareler tarafından satılamaması ve başka bir maksat için kullanılamaması amaçlanmaktadır.

MADDE 8- Madde ile, yapılacak su yollarının düzenleme ortaklık payından karşılanması amaçlanmaktadır.

MADDE 9- Ülkemiz çok mühim bir afet riski altında olmasına rağmen, mevcut yapıların büyük bir kısmı muhtemel afetlere karşı dayanıklı olmadığı gibi yapılaşmanın büyük bir kısmı da imar mevzuatına aykırı ve mühendislik hizmeti alınmadan inşa edilmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 184 üncü maddesinde imar mevzuatına aykırı olan yani, yapı ruhsatiyesi olmayan yapılara elektrik veya su bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişilerin cezalandırılacağı hükme bağlandığından, belirtilen yapılarda fiilen ikamet edilmesine rağmen bu yapılara elektrik veya su gibi hizmetler verilememektedir. Ancak, 6306 sayılı, 5393 sayılı ve 5366 sayılı Kanunlar kapsamında yürütülen kentsel dönüşüm ve yenileme uygulamaları neticesinde imar mevzuatına aykırı olan yapıların dönüşümünün gerçekleştirileceği gözetildiğinde, kentsel dönüşümün teşvik edilmesi amacıyla, dönüşüm ve yenileme uygulamalarına muvafakat verilmesi kaydıyla, yapı ruhsatiyesi veya yapı kullanma izni bulunmayan yapılara, geçici olarak elektrik, su ve doğal gaz bağlantısı yapılması öngörülmüştür. Bu madde ile kapsamdaki yapılara geçici süreyle elektrik, su ve doğal gaz bağlanmasına imkan sağlandığından, Kanunun bu hükmünü yerine getiren kişilerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 184 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre ceza sorumluluğundan da bahsedilemeyecektir. Ayrıca, geçici abonelik tesisinden itibaren beş yıl süre sının konulmuş olup, kentsel dönüşüm uygulama sürecinin gecikmesi halinde, beş yılı geçmemek üzere uygulama süresince ilave süre verilmektedir. İmar mevzuatına aykırı olarak yeni yapılaşmaya sebebiyet vermemek için bu madde hükümlerinin 1/11/2015 tarihinden önce yapılmış yapılara uygulanması hükme bağlanmıştır.

MADDE 10- Madde ile, kapsamı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca belirlenen sosyal yardımlardan yararlanmakta olan kişileri istihdam eden işverenlere sigorta primi desteği verilmek suretiyle, bu kişilerin iş hayatına kazandırılarak istihdamlarının sağlanması amaçlanmıştır.

Sosyal Yardımlar ile İstihdam Bağlantısının Etkinleştirilmesi çalışmaları kapsamında 2011 yılından itibaren Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) İl Müdürlükleri ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları arasında yapılan protokol ve yetkilendirmelerle tüm vakıflarda İŞKUR Hizmet Noktası oluşturulmuş ve vakıflarda hane dosya sayılarına göre görevlendirilen istihdam görevlileri İŞKUR portalımn kullanımı hakkında eğitilerek yetkilendirilmişlerdir. Bu kapsamda; sosyal yardım alan kişilerden çalışabilir durumda olanların, vakıflardaki istihdam görevlileri tarafından İŞKUR sistemine iş arayan kayıtları yapılabilmekte, bu kişiler durumlarına uygun aktif işgücü programlarına ve işgücü taleplerine yönlendirilebilmektedir. Ayrıca, İŞKUR’a kayıtlı olan sosyal yardım yararlanıcılarına sunulan hizmetler de istihdam görevlileri tarafından sorgulanabilmektedir. Bu itibarla, istihdam edilmeleri amacıyla İŞKUR’a yönlendirileceği ifade edilen kişilerin çeşitli nedenlerle İŞKUR’a gelmemeleri ihtimaline karşın işe yerleştirilmek üzere kayıt işlemlerinin vakıflardaki İŞKUR hizmet noktalarından da yapılabilmesi bu kişilerin takip edilmesini kolaylaştıracak ve mesleki eğitimi ya da teklif edilen işi üçüncü kez kabul etmeyenlerin durumları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından İŞKUR veri tabanından daha hızlı sorgulanarak sosyal yardımları herhangi bir gecikmeye yol açmadan vermeden kesilebilecektir.

MADDE 11- Milli ekonomimizin gelişmesine katkı sağlayacak olan, İstanbul İli Avrupa Yakası Projesini gerçekleştirecek olan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca, kanuni süreçlerin gecikmeksizin tamamlanarak planlama ve koordinasyon faaliyetlerinin bir an önce hayata geçirilebilmesinin teminini sağlamak amacıyla bu düzenleme yapılmıştır.

MADDE 12- Madde ile, sendika ve konfederasyonların ilgili mevzuatına göre belirlenen şehit yakınları ve gazilere ayni ve nakdi yardımda bulunabilmesi sağlanmaktadır. Kapsam dahilindekilere yapılan tüm yardımlar dikkate alınarak yardımların dengeli dağılmasını teminen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile koordineli yapılması öngörülmüştür.

MADDE 13- Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından üzerinde konaklama amaçlı turizm tesisleri yapılmak üzere adlarına kamu arazisi tahsis edilen belgeli yatırımcılar ve işletmecilerden; 1/1/2016 tarihi ile 31/12/2016 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken kira, kesin tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni bedelleri ve hasılat payları ile ecrimisillerin ödemesinin bir yıl süreyle erteleneceği düzenlenmektedir. Ertelenen söz konusu

alacakların, ilk taksiti 2017 yılı Eylül ayında, müteakip taksitler de izleyen yılların aynı ayında ödenmek üzere üç yılda ve üç eşit taksitle herhangi bir zam ve faiz uygulanmadan tahsil edileceği, süresinde ödenmeyen taksitlerin ise ilgili mevzuatı gereği zam ve faiz uygulanarak tahsil edileceği hususu düzenlenmektedir.

MADDE 14- Yıllık ücretli izinlerin en çok üçe bölünebilmesi ve bir bölümünün on günden az olamaması, ülkemizde genel tatil ve ulusal bayram günleri arasındaki birkaç günlük yıllık izin kullanımı ile ortalama dokuz günlük tatiller yapılabilmesi nedeniyle uygulamada sorunlara yol açabilmektedir. Madde ile, yıllık iznin bir bölümünün altı günden az olmamak üzere kalan kısmının tarafların anlaşması halinde beşe bölünebilmesine imkan sağlanması amaçlanmaktadır.

MADDE 15- Sorumluluk sigortası, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda zorunlu mali sorumluluk sigortası olarak düzenlendiği için, aynı konuda mükerrer düzenlemenin ortadan kaldırılması amacıyla 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununda düzenleme yapılmaktadır.

MADDE 16- Ülkemizin önemli sorunlarından biri de kayıtdışı istihdam olup bugüne kadar verilen mücadele ile kayıtdışı istihdam seviyesi azaltılmış olmakla birlikte istenilen seviyelere ulaşılamamıştır. Kayıtdışı istihdam doğrudan sosyal güvenlik sistemim ve dolaylı olarak da ülke ekonomisini etkilemektedir. Bu öneminden dolayı 2023 hedefleri doğrultusunda hazırlanan 10 uncu Kalkınma Planında da (2014-2018) bu konuya yer verilmiştir.

Kalkınma Planının Kayıt Dışı Ekonominin Azaltılması Programı başlığında; kayıtdışı ekonominin önemli sorun alanlarından biri olduğu ve kayıtdışı ekonominin azaltılmasının orta ve uzun dönemde ekonomik istikrar, gelir dağılımı ve istihdam gibi birçok makroekonomik unsurun iyileşmesine, ekonomide verimlilik düzeyi ve rekabet gücünün yükselmesine, ayrıca kamu gelirlerinin artmasına katkıda bulunacağı belirtilmiş olup, söz konusu planda programın hedefleri ise kayıtdışı ekonominin GSYITye oranının beş puan azaltılması tarım dışı sektörlerde kayıtdışı istihdam oranının beş puan azaltılması belirtilmiştir. Planda belirtilen hedefi gerçekleştirmek için denetim ve yaptırımların daha etkili kılınmasını gerçekleştirmek için denetimlerin nitelik ve niceliğinin artırılması da Programın bileşenleri arasında yer almıştır.

Ayrıca, Kayıt Dışı Ekonominin Azaltılması Programı Eylem Planının (Ocak 2015) Kayıtdışılıkla mücadele denetimlerin daha nitelikli hale getirilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması başlığındaki (40) numaralı eylemde ise; “Kayıt dışı istihdamla ilgili denetimlerde etkinliğinin artırılması amacıyla, tüm denetim sürecinin elektronik ortamda yürütülmesini sağlayacak otomasyon programları hazırlanacak ve denetim kapasitesinin artırılması amacıyla SöK’da görev yapan denetmen sayısı 5000’e çıkarılacaktır.” politikası yer almakta olup, Aralık 2017’ye kadar eylemin gerçekleştirilmesi öngörülmüştür.

Bilindiği üzere; kayıtdışılıkla etkin mücadelede denetim faaliyetleri özel önem arz etmekte olup, söz konusu fiili denetim faaliyetlerinin sosyal güvenlik il müdürlüklerinde görev yapan sosyal güvenlik denetmenleri aracılığı ile yerine getirilmektedir.

Bu amacı gerçekleştirebilmek için sosyal güvenlik denetmen ve yardımcısı kadrosunun ihdası amaçlanmaktadır.

MADDE 17- Maddenin yayımı tarihinden önce 60 mcı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortalılarının 25 yaşma kadar olan genel sağlık sigortası prim borçlarının silinmesi amaçlanmıştır.

MADDE 18- Mali istihbarat birimlerine veya diğer yetkili makamlara işlemleri askıya alma ve gerçekleşmesine izin vermeme yetkisi verilmesini öngören uluslararası düzenlemeler 198 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanması, Araştırılması, El Konulması, Müsaderesi ve Terörizmin Finansmanına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (m. 14 ve m.47) ile Avrupa Birliği 2015/849 No.lu Direktifidir (m.32/7).

Sözleşmenin 14’üncü maddesi; bir işlemin kara para aklama ile ilgili olduğu konusunda şüphe bulunması halinde, işlemi analiz etmek ve şüpheyi teyit etmek amacıyla, devam eden bir işlemi askıya almak veya sonuçlanmasını ertelemek için ivedilikle harekete geçilmesine imkan sağlayacak yasal ve gerekli görülebilecek diğer önlemlerin alınmasını gerektirmektedir. Diğer taraftan, Sözleşmenin 47 nci maddesinde bu yetkinin yabancı bir mali istihbarat biriminin gerekçeli talebi üzerine kullanılması da öngörülmüştür.

Benzer bir düzenlemeye 2015/849 Numaralı Avrupa Birliği Direktifinde de yer verilmiştir. Söz konusu düzenlemelere de uygun olarak aklama ve terörizmin finansmanı ile etkin mücadele edilebilmesi için işlemlerin askıya alınması ve gerçekleşmesine izin verilmemesi maddede belirtilen şekilde düzenlenmiştir.

MADDE 19- Madde ile, 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 27/2/2014 tarihli ve E.: 2012/87, K.:2014/41 sayılı Kararı ile iptal edilmesi üzerine, iptal gerekçeleri de gözetilmek ve uygulama bütünlüğünü sağlamak için; belirlenen alanların sınırları içinde olup riskli yapılar dışında kalan diğer yapılardan Bakanlıkça gerekli görülenlerin, değerleme çalışmalarında yapının riskli olmadığı gözetilmek kaydıyla 6306 sayılı Kanun hükümlerine tabi olması amaçlanmıştır.

MADDE 20- Madde ile, 6306 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 27/2/2014 tarihli ve E.:2012/87, K.: 2014/41 sayılı Kararı ile iptal edilmesi üzerine, iptal gerekçesindeki ölçülülük ilkesi gözetilmek suretiyle, riskli alan ve rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerinin iki yıl süreyle durdurulabilmesine ve gerekli hallerde de bu sürenin bir yıl daha uzatılabilmesine imkan tanınmaktadır.

MADDE 21- Madde ile, kuruluşların ilgili mevzuatına göre belirlenen şehit yakınları ve gazilere ayni ve nakdi yardımda bulunabilmesi sağlanmaktadır. Kapsam dahİlindekilere yapılan tüm yardımlar dikkate alınarak yardımların dengeli dağılmasını teminen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile koordineli yapılması öngörülmüştür.

MADDE 22- Madde ile, ülkemizde sunulan merkezi karşı taraf hizmetlerinin kanuni altyapısının sağlamlaştırılması hedeflenmektedir. Önerilen değişiklikler Türkiye’de yerleşik merkezi takas kurumlarmca verilen merkezi karşı taraf hizmetinin Avrupa Birliği sermaye piyasası otoritesi ESMA başta olmak üzere yabancı ülke sermaye piyasası otoriteleri tarafından kabul ve tanınmasını kolaylaştıracaktır. Halen Avrupa Birliğinde yerleşik finansal kuruluşların ve hatta bunların Türkiye’de yerleşik iştirak ve bağlı ortaklıklarının, Türkiye’de kurulmuş merkezi takas kuruluşları ile engellenmeden işlem yapabilmeleri, Türkiye’deki merkezi karşı taraf mevzuatı ve uygulamalarının ESMA tarafından tanınması şartına bağlıdır.

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 78 inci maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklik ile, organize para piyasasının, 6362 sayılı Kanunun merkezi karşı taraflara getirdiği düzenlemelere tabi kılınarak hukuki altyapıya kavuşturulması amaçlanmıştır.

Aynı maddenin ikinci fıkrasında yapılan düzenleme ile, ülkemiz açısından oldukça yeni olan “merkezi karşı taraf’ (central counterparty, CCP) hizmetleri uygulamasına ilişkin hukuki tereddütlerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Merkezi karşı taraf hizmeti ile ilgili takas kuruluşu tarafından alman teminatların mülkiyetinin takas kuruluşuna geçeceği hükme

 

bağlanarak söz konusu teminatların temerrüt yönetiminde kullanılmasında mülkiyetin naklinden kaynaklı doğabilecek tartışmaların engellenmesi amaçlanmıştır. Aksi kanunda öngörülmedikçe mülkiyeti takas kuruluşuna geçen teminatlara 6362 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin ikinci fıkrası ile dördüncü fıkrasının (a) bendinin ve beşinci fıkrasının uygulanacağı ifade edilerek söz konusu teminatların kullanılmasında uyulması gereken yöntem belirlenmiştir. Söz konusu fıkra ile üyelerin kendi müşterilerine ilişkin yükümlülüklerinden takas kuruluşunun sorumlu olmadığının açıkça vurgulanması, özellikle temerrüt durumunda muhatabın belirlenmesi anlamında hukuki altyapı oluşturulması hedeflenmektedir. Diğer taraftan eklenen hükümler 6362 sayılı Kanunun 79 uncu maddesinin üçüncü fıkrası ile birlikte değerlendirildiğinde tasfiye amaçlı netleştirme (close-out netting) gibi uluslararası uygulamada genel kabul gören temerrüt yönetim sürecine ilişkin esaslara kanun seviyesinde altyapı oluşturulması amaçlanmaktadır. Riskin fmansal sistemin tamamına yayılmasının ve sistemik bir hale gelmesinin önlenmesi amacıyla, teminatlar ve garanti fonu gibi kaynakların yanı sıra takas kuruluşunun sermayesinden tahsis edilen kısmın kullanılması, pozisyonların diğer üyelere taşınması veya resen kapatılması ve bu amaçla kar dağıtımının kısıtlanması dahil tüm imkanların kullanılması amaçlanmaktadır.

Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik ile, merkezi takas kuruluşları nezdinde merkezi karşı taraf uygulaması çerçevesinde yatırılan teminatların kullanımına, nemalandırılmasma, mülkiyetinin temerrüt yönetimi kapsamında merkezi karşı tarafa devrine ve teminatlara ilişkin korumanın şüpheye mahal vermeyecek şekilde sağlanmasına ilişkin hususlara, uluslararası prensipler ve uygulamalar esas alınarak açıklık getirilmesi amaçlanmaktadır. Merkezi takas kuruluşlarının temerrüt yönetimine tahsis edecekleri sermaye ve sermaye benzeri kaynaklan temin etmelerine imkan sağlanmakta ayrıca temerrüt yönetimi için tahsis edilen sermaye ve sermaye benzeri kaynakların amacı dışında kullanılması yasaklanmaktadır. Ayrıca 6362 sayılı Kanunda takas teminatları için tanınan bazı hakların takas mutabakatının kesinleşmesine kadar geçecek sürede değişim yapılacak kıymet veya nakit anaparası için de geçerli olduğu, ayrıca bu varlıklar için verilen takas talimat ve transfer emirlerinin iptal edilemeyeceği veya geri alınamayacağı tartışmaya yer bırakmayacak şekilde açıklatmaktadır.

Aynı maddeye eklenen dokuzuncu fıkra ile, bu madde kapsamında takas kuruluşları tarafından yürütülecek temerrüt yönetimine ilişkin usul ve esaslar ile alınacak teminatlara ve garanti fonlarına ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi takas kuruluşunun önerisi üzerine Sermaye Piyasası Kuruluna verilmiştir.

Maddeye ilave edilmesi önerilen onuncu fıkrada, takas kuruluşları tarafından bir piyasada verilen merkezi karşı taraf hizmeti için tahsis edilen kaynaklar, alman teminatlar ve oluşturulan garanti fonlarının amaçları dışında kullanılamayacağı ve teminat ve garanti fonu varlıklarının sermaye piyasaları ve para piyasaları için ayrı izleneceği hüküm altına alınarak bir piyasada oluşan risklerin diğerlerine de yayılmasının önlenmesi amaçlanmaktadır.

 

MADDE 23- Terörizmin finansmanı suçu yapısı itibarıyla çok büyük oranda örgütlü işlenen bir suç olup, aynı zamanda sınır aşan niteliği de bünyesinde barındırmaktadır. Bu nedenle klasik koruma tedbirleriyle terörizmin finansmanı suçuyla mücadelede tam bir başarı sağlanması mümkün olamamaktadır. 29/1/2016 tarihli ve 6665 sayılı Kanunla Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanması uygun bulunan Ülkemizin taraf olduğu 198 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanması, Araştırılması, El Konulması, Müsaderesi ve Terörizmin Finansmanına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinde de bu suçun soruşturulmasını kolaylaştıracak özel soruşturma tekniklerinin kullanılabilmesi için yasal ve gerekli diğer tedbirlerin alınması öngörülmüştür. Yapılan düzenlemeyle, terörizmin finansmanı suçuyla mücadelenin daha etkili yürütülebilmesi için ihtiyaç haline gelen şirket yönetimine kayyım tayini, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ve teknik araçlarla izleme tedbirlerinin bu suç bakımından da uygulanabilmesi amacıyla Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4 üncü maddesine hüküm eklenmektedir.

MADDE 24- Anayasa Mahkemesinin 22/10/2015 tarihli ve E.: 2015/1, K.: 2015/91 sayılı Karan ve 3/12/2015 tarihli ve E.: 2015/101, K.: 2015/111 sayılı Kararı ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 11 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan murakıp ve uzman ibarelerinin 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında bulunmadığından iptal edilmesi sonucu, iptal edilen düzenlemenin Kanunla düzenlenmesi amaçlanmaktadır.

MADDE 25- Yürürlük maddesidir.

MADDE 26- Yürütme maddesidir.

65 YAŞINI DOLDURMUŞ MUHTAÇ, GÜÇSÜZ VE KİMSESİZ TÜRK VATANDAŞLARINA AYLIK BAĞLANMASI HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE I- 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 1- Sosyal güvenlik kuruluşlarının herhangi birisinden her ne nam altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlananlar ile uzun vadeli sigorta kolları açısından zorunlu olarak sigortalı olunması gereken bir işte çalışanlar, nafaka bağlanmış veya nafaka bağlanması mümkün olanlar veya 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu hükümlerine göre harçlık ödenenler hariç olmak kaydıyla, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından muhtaç olduğuna karar verilen 65 yaşını doldurmuş Türk vatandaşlarına, muhtaçlık hali devam ettiği müddetçe (2.332) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımından bulunacak tutarda aylık bağlanır.

Birinci fıkra kapsamına girenlerden, her ne nam altında olursa olsun kendisine ve eşine ait her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle, kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutan asgari ücretin aylık net tutarının 1/3’ünden fazla olanlar ile aym tutardan fazla gelir sağlaması mümkün olan kimseler muhtaç kabul edilemez ve kendilerine aylık bağlanamaz.

65 yaşın tespitinde, doğum tarihlerinde yapılmış düzeltmeler nazara alınmaz.”

MADDE 2- 2022 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bu Kanunun 1 inci maddesine göre aylık bağlananlar; başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek kadar engelli olduklarım ilgili mevzuatına göre alınacak sağlık kurulu raporu ile kanıtlamaları ve birinci fıkranın (a) bendi ile üçüncü fıkradaki koşulları taşımaları halinde, bu kişilere birinci fıkranın (a) bendine göre aylık bağlanır.”

MADDE 3- 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 90- Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”

MADDE 4-2918 sayılı Kanunun 92 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.

“g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,

h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,

i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.”

MADDE 5-2918 sayılı Kanunun 99 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu” ibaresi “zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri” şeklinde değiştirilmiştir.

 

MADDE 6- 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasına “Bina” tanımından sonra gelmek üzere aşağıdaki tanım eklenmiştir.

“Su yolu; imar planı kararıyla yapay olarak oluşturulan ve deniz araçlarıyla ulaşımın sağlandığı su geçididir.”

MADDE 7-3194 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasına “yol,” İbaresinden sonra gelmek üzere “su yolu,” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 8- 3194 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin üçüncü fıkrasına “yol,” ibaresinden sonra gelmek üzere “su yolu,” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 9-3194 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 15- 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca riskli alan, 5393 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi uyarınca kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ve 16/6/2005 tarihli ve 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun uyarınca yenileme alanı olarak belirlenen alanlarda bulunan yapılardan yapı ruhsatiyesi veya yapı kullanma izni bulunmayan yapılara, dönüşüm ve yenileme uygulamalarına muvafakat verilmesi koşuluyla, geçici olarak elektrik, su ve doğal gaz bağlantısı yapılır. Bu yapılara geçici olarak elektrik, su ve doğal gaz bağlantısı yapılması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez.

Birinci fıkra uyarınca yapılan geçici abonelik süresi beş yılı geçemez. Ancak dönüşüm ve yenileme uygulamalarının uzaması halinde, beş yılı geçmemek üzere uygulama süresince geçici abonelik uygulaması devam eder.

Bu madde hükümleri 1/11/2015 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanır.”

MADDE 10- 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 5- İşe başladığı tarihten önceki son bir yıl içerisinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulu tarafından belirlenen nakdi düzenli sosyal yardımlardan en az bir defa yararlanmış olanların ikamet ettiği hanede 5510 sayılı Kanunun 60 mcı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında bulunanlardan Türkiye İş Kurumuna kayıtlı işsizler arasında olması kaydıyla, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında özel sektör işverenlerince istihdam edilen sigortalı için; 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinde sayılan ve 5510 sayılı Kanunim 82 nci maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin işveren hisselerine ait tutarın tamamı işe başladığı tarihten itibaren bir yıl süreyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından karşılanır. Bakanlar Kurulu bu süreyi bir yıl uzatmaya yetkilidir.

İşveren hisselerine ait primlerin karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak; işe alındıkları yıldan bir önceki takvim yılında işyerinden bildirilen aylık prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısının ortalamasına ilave olması, 5510 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermesi, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca karşılanmayan tutarı yasal süresi içinde ödemesi ve kapsama giren sigortalının işe alındığı işyerinden dolayı Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır.

Sosyal Güvenlik Kurumuna olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendirilmiş veya ilgili kanunlar uyarınca prim borçlarının yeniden yapılandırılmış olması, bu tecil, taksitlendirme ve yeniden yapılandırma devam ettiği sürece işverenlerin bu madde hükmünden yararlanmasına engel teşkil etmez.

Yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz.

Bu madde hükümleri, 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile bu işyerlerinin yaptırdığı her türlü alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurtdışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz,

İşverenler bu maddeyle sağlanan prim desteğinden aynı sigortalı için birinci fıkradaki süreleri geçmemek üzere yararlanır. Destekten yersiz olarak faydalanıldığmm tespiti halinde, yararlanılan teşvik tutarı 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi uyarınca gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte işverenden tahsil edilir.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulu tarafından belirlenen nakdi düzenli sosyal yardımlardan işe başladığı tarihten önceki son bir yıl içerisinde en az bir defa yararlanmış olanların ikamet ettiği hanede 5510 sayılı Kanunun 60 mcı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında bulunanlardan çalışabilir durumda olanlar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından bütünleşik sosyal yardım sistemi üzerinden Türkiye İş Kurumu sistemine kaydedilir. Bu kişiler Türkiye İş Kurumu tarafından mesleki eğitime veya diğer aktif işgücü programlarına tabi tutulur. Mesleki eğitimi veya aktif işgücü programlarını ya da Türkiye İş Kurumu tarafından teklif edilen işi üçüncü kez kabul etmeyenlerin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulu tarafından belirlenen nakdi düzenli sosyal yardımları, durumun bütünleşik sosyal yardım sistemi üzerinden Türkiye İş Kurumu veri tabanından tespit edilmesini takip eden aybaşından itibaren bir yıl süreyle kesilir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca karşılanan prim tutarları, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.

Bu madde kapsamına giren sosyal yardımlar ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türkiye İş Kurumunun görüşleri alınarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca belirlenir.”

MADDE 11- 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 1- 8/9/2012 tarihli ve 28405 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 13/8/2012 tarihli ve 2012/3573 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında belirtilen; İstanbul İli Avrupa Yakası Proje Alanları içerisinde yer alan mera, yaylak ve kışlak gibi orta mallarının vasıfları, Ulaştırma,: Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca bu Kanun hükümlerine bağlı kalmaksızın resen kaldırılır ve bu taşınmazlar Hazine adına tescil edilir.”

MADDE 12- 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“ı) Gerektiğinde, nakit mevcudunun yüzde onunu aşmamak kaydıyla ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile koordinasyon halinde, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga 64 üncü maddesi ve 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesinin sekizinci fıkrasında sayılanlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında

 

Kanunun ek 1 inci maddesi hükümlerine göre nakdi tazminat ödenmesi veya aylık bağlanması hakkı bulunanlara ayni ve nakdi yardımda bulunmak.”

MADDE 13- 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 19- İlgili mevzuatı uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından üzerinde konaklama amaçlı turizm tesisleri yapılmak üzere adlarına kamu arazisi tahsis edilen belgeli yatırımcılar ve işletmecilerden; irtifak hakkı tesis edilip edilmediğine veya kullanma izni verilip verilmediğine bakılmaksızın 1/1/2016 tarihi ile 31/12/2016 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken kira, kesin tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni bedelleri ve hasılat payları ile Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesisleri tarafından Hazine taşınmazlarının izinsiz kullanımlarından dolayı aynı dönemde tahakkuk ettirilerek tahsil edilmesi gereken ecrimisİllerin ödeme süreleri bir yıl ertelenir. Ertelenen alacaklar, bu sürenin sona erdiği tarihten itibaren üç yılda ve üç eşit taksitle herhangi bir zam ve faiz uygulanmadan tahsil edilir. Süresinde ödenmeyen taksitler ilgili mevzuatı gereği zam ve faiz uygulanarak tahsil edilir.

Birinci fıkra uyarınca ertelenen bedel ve paylardan bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilenler, ilgililerince talep edilmesi halinde iade veya erteleme süresinin sona erdiği tarihten sonra tahsil edilmesi gereken bedellere mahsup edilir.

Birinci fıkra kapsamında olan borçluların bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden dördüncü ayın sonuna kadar ilgili tahsil dairelerine başvurmaları şartıyla, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla vadesi geldiği halde Ödenmemiş olan ecrimisil borçları ile maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar (bu tarih hariç) hesaplanacak gecikme zamları; ilk taksit 2017 yılı Eylül ayında, müteakip taksitler de izleyen yılların aynı ayında ödenmek üzere ve taksit süresince herhangi bir zam ve faiz uygulanmaksızın üç eşit taksitte Ödenir. Şu kadar ki, süresinde ödenmeyen taksitler, taksit ödeme süresinden sonraki süreye gecikme zammı uygulanmak suretiyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir. Bu fıkra hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmaları şarttır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilmiş olan tutarlar red ve iade edilmez.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.” 1

MADDE 14- 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 56 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “on günden” ibaresi “altı günden”, “en çok üçe” ibaresi “en çok beşe” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 15- 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 3 üncü maddesinde yer alan “Sorumluluk sigortası” tanımı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı Kanunun 17 nci, 18 inci, 19 uncu, 20 nci, 21 inci, 22 nci, 23 üncü, 24 üncü ve 25 inci maddeleri ile 26 ncı maddesinin birinci fıkrasının (ı) ve (i) bentleri yürürlükten kaldırılmıştır.

“Sorumluluk sigortası: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda belirtilen zorunlu mali sorumluluk sigortasını,”

 

 

MADDE 16- 16/5/2006 tarihli ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 5- Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Sosyal Güvenlik Kurumuna ait bölümüne eklenmiştir.”

MADDE 17- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 69- Bu maddenin yayımı tarihinden önce 60 mcı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortalılarının 25 yaşım doldurdukları güne kadar olan genel sağlık sigortası primlerinin tahsilinden vazgeçilir. Bu maddenin yayımlandığı tarihe kadar söz konusu süreler için ödenmiş olan primler iade ve mahsup edilmez.”

MADDE 18- 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanuna 19 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“İşlemlerin ertelenmesi

MADDE 19/A- (1) Yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılmaya teşebbüs edilen ya da halihazırda devam eden işlemleri, işleme konu malvarlığının aklama veya terörün finansmanı suçu ile ilişkili olduğuna dair şüphe bulunması üzerine; Başkanlıkça şüpheyi teyit etmek, işlemi analiz etmek ya da gerekli görüldüğünde analiz sonuçlarını yetkili makamlara intikal ettirmek amacıyla yedi işgünü süreyle askıya almaya veya bu işlemlerin aynı süreyle gerçekleşmesine izin vermemeye Bakan yetkilidir.

(2) Bu yetki, yabancı bir muadil kuruluşun işlemin askıya alınması veya gerçekleşmesine izin verilmemesi yönündeki gerekçeli talebinde yer alan işlemler hakkında da Başkanlıkça aklama veya terörün finansmanı suçu ile ilişkili olduğuna dair şüphe görülmesi şartıyla mütekabiliyet ilkesi gözetilerek kullanılabilir.

(3) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 19- 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin mülga yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“(7) Bu Kanunun uygulanması için belirlenen alanların sınırları içinde olup riskli yapılar dışında kalan diğer yapılardan uygulama bütünlüğü bakımından Bakanlıkça gerekli görülenler, değerleme çalışmalarında yapımn riskli olmadığı gözetilmek kaydıyla bu Kanun hükümlerine tabi olur.”

MADDE 20- 6306 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin mülga birinci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“(1) Bakanlık veya uygulamayı yürütmesi halinde TOKİ veya İdare, riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini iki yıl süre ile geçici olarak durdurabilir. Uygulamanın gerektirmesi halinde imar ve yapılaşma işlemlerinin geçici olarak durdurulması bir yıl daha uzatılabilir.”

MADDE 21- 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 28 inci maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(7) Kuruluşlar, yönetim kurulu kararıyla ve nakit mevcudunun yüzde onunu aşmamak kaydıyla;

a) Yurt içi ve yurt dışındaki doğal afet bölgelerine doğrudan veya yetkili makamlar aracılığıyla konut, eğitim ve sağlık tesisleri kurulması amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarına,

b) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile koordinasyon halinde, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga 64 üncü maddesi ve 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesinin sekizinci fıkrasında sayılanlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun ek 1 inci maddesi hükümlerine göre nakdi tazminat ödenmesi veya aylık bağlanması hakkı bulunanlara,

ayni ve nakdi yardımda bulunabilir.”

MADDE 22- 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 78 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“(1) Kurul, merkezi takas kuruluşlarının, alıcıya karşı satıcı, satıcıya karşı da alıcı rolünü üstlenerek takasın tamamlanmasını taahhüt ettikleri merkezi karşı taraf uygulamasını, piyasalar veya sermaye piyasası araçları itibarıyla zorunlu tutabilir. Borsalar veya teşkilatlanmış diğer pazar yerleri de nezdinde işlem gören sermaye piyasası araçlarıyla ilgili merkezi karşı taraf uygulamasına geçmek üzere Kurula başvurabilirler. Merkezi takas kuruluşları organize para piyasalarında merkezi karşı taraf uygulamasına geçmek üzere Kurula başvurabilirler.

(2) Takas kuruluşlarının merkezi karşı taraf görevini üstlendiği takas işlemlerinde mali sorumluluğu, tesis edilecek limitler dahilinde ve üyelerden alınacak teminatlar ile diğer garantiler çerçevesinde belirlenir. Merkezi karşı taraf hizmeti çerçevesinde takas kuruluşları tarafından alman teminatların mülkiyeti takas kuruluşuna geçer. Mülkiyeti takas kuruluşuna geçen teminatlara aksi kanunda öngörülmedikçe 47 nci maddenin ikinci ve beşinci fıkraları ile dördüncü fıkrasının (a) bendi uygulanır. Takas kuruluşları, üyelerinin müşterilerine olan yükümlülüklerinden sorumlu değildir. Takas kuruluşları, merkezi karşı taraf hizmeti verdikleri piyasalarda temerrüt yönetimi kapsammda, üyelerin teminatları, garanti fonu ve kendi sermayelerinin yanı sıra, sigorta sözleşmeleri, karlardan kesinti yapılması, müşterilerin pozisyonlarının ve teminatlarının gerektiğinde resen veya temerrüt eden üyenin müşterilerinin talebiyle temerrüt eden üyelerin rızası da şart olmaksızın diğer üyelere taşınması, pozisyonların resen kapatılması, aynı tarafla olan borç, alacak, pozisyon, teminat, hak ve yükümlülüklerin netleştirilmesi ve Kurulca uygun görülecek diğer yöntemleri de kullanabilirler.

(3) Merkezi takas kuruluşları, temerrüt yönetiminde kullanmak üzere sermaye ve sermaye benzeri kaynak temin edebilir, teminat ve garanti fonu varlıklarım temerrüt yönetimi çerçevesinde likidite temin etmek için borçlanma amacıyla teminat gösterebilir. Merkezi takas kuruluşları nakdi teminatları nemalandırma veya menkul kıymetlerin saklanması amacıyla bankalar ve saklama kuruluşlarında kendi adlarına açılacak hesaplarda bulundurabilirler. Merkezi takas kuruluşları tarafından temerrüt yönetimine tahsis edilen sermaye ve sermaye benzeri kaynaklar hakkında da 73 üncü maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır. 73 üncü maddenin ikinci fıkrası ile 79 uncu maddenin birinci fıkrası, takas mutabakatının nihai olarak sonuçlanmasına kadar geçecek süre ile sınırlı olmak üzere, merkezi takas kuruluşu veya merkezi saklama kuruluşu nezdindeki takas ve mutabakat hesaplarına yatırılan veya transfer edilen anapara değişimli para ve/veya kıymet takası işlemlerine konu varlıklar hakkında da uygulanır.”

 

“(9) Bu madde kapsamında yürütülecek temerrüt yönetimine ilişkin usul ve esaslar ile takas kuruluşlarının merkezi karşı taraf hizmeti nedeniyle üyelerinden alacağı teminatlar ve bünyelerinde yer alacak garanti fonlarına ilişkin usul ve esaslar takas kuruluşunun önerisi üzerine Kurul tarafından belirlenir.

(10) Merkezi takas kuruluşları tarafından merkezi karşı taraf hizmeti sundukları her bir piyasa için tahsis edilen sermaye veya sermaye benzeri kaynaklar, alman teminatlar ve oluşturulan garanti fonları amaçları dışında kullanılamaz. Sermaye piyasalarına ilişkin olarak sunulan merkezi karşı taraf hizmeti kapsamında alman teminatlar ve garanti fonu varlıkları, para piyasalarına ilişkin olarak aynı kapsamda alman teminatlar ve garanti fonu varlıklarından ayrı olarak izlenir.”

MADDE 23- 7/2/2013 tarihli ve 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(7) Bu suç bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun;

a) 133 üncü maddesinde yer alan şirket yönetimi için kayyım tayini,

b) 135 inci maddesinde yer alan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması,

c) 139 uncu maddesinde yer alan gizli soruşturmacı görevlendirilmesi,

ç) 140 mcı maddesinde yer alan teknik araçlarla izleme,

tedbirlerine ilişkin hükümler uygulanabilir.”

MADDE 24- 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine “ve başkan yardımcısı” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile murakıp ve uzman unvanlı meslek personeline,” ibaresi, “bakanlık genel müdürü,” ibaresinden sonra gelmek üzere “murakıp ve uzman unvanlı meslek personeli için Başbakanlık uzmanlarına” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 25- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.