16-17 HAZİRAN 2015 tarihli gazetelerde İngiltere'de Magna Carta'nın 800 yılı kutlamalarının yapıldığı yazılıydı. Manga Carta’ ile kralın yetkileri kısıtlanmış ve yasaya bağlanmıştı. Benzer yönde bir düzenleme bu topraklara 593 yıl sonra 28 EYLÜL 1808 tarihinde geldi ama hemen hemen hiç uygulanma alanı bulamadı.

                Aynı tarihlerde basına yansıyan   Ülkemizde de bir kuruluş yıldönümü kutlamaları  vardı hem de Magna Carta’ dan daha  çok daha eski tarihlere giden bir kuruluş yılından başlıyordu.  Anılan yıl dönümü Türk Kara Kuvvetlerinin 2224 ncü kuruluş yıl dönümü idi. Doğru mudur? Yanlış mıdır?  bilemem Devletlularımız dediğine göre benim içinde doğrudur.  Kara Kuvvetlerimiz tam olarak M.Ö. 209 yılında kurulmuş. Ne kadar muhteşem, keşke her alanda faaliyet gösteren kurumlarımızın kuruluş tarihleri bu kadar geriye gitse ne güzel olurdu?

                 O zaman tarihte kısa bir yolculuğa çıkalım. Avrupa’ da ilk üniversiteler 13. Yüzyılda açılırken ülkemizde 1869 da açılmış birkaç yıl sonra kapatılmış ancak 1905 yılında tekrar kurulmuş,  akabinde imparatorluğun dağılma savaşları başlamış, önce balkan savaşları ardından 1914-1918 arası süren Birinci Dünya Savaşı, sonra Kurtuluş Savaşı nedeni ile doğru dürüst eğitim verememiştir.   O nedenle ülkemizde Üniversite eğitimi Cumhuriyetle başlamış dersek abartmış olmayız.   Bu tez son Osmanlıcıların itirazları ile karşılaşmakta hemen Fatih Medresesinden başlayıp Osmanlı’ da bir çok medrese olduğunu Cumhuriyetin bu eğitim kurumlarını yok ettiğini ileri sürmekteler. Derin tarih bilgim olmadığı için bu konuyu tartışmayacağım ama şu soruyu sormadan edemiyorum.  18 ve 19  ncu yüzyıllar Avrupa’da icatlar tarihi olmuştur.  Acaba kaç icat bizim medreselerimizde yetişen bilim adamlarınca gerçekleştirilmiştir.

                Yine Avrupa’da bugünün mahkemelerinin öncüllerinin kuruluş tarihleri 13, 14 ve en yenisi 15 nci yüzyıllara dayanmaktadır. Sokrates’in yargılanmasını ve Roma mahkemelerini saymıyorum bile.   Ülkemizde ise bugünün mahkemeleri nin öncüllerinin kuruluş yılları şöyledir.

ADLİ YARGI ;

·         1854 yılında Ceza davalarına bakmak üzere Vilayet Meclisleri kuruluyor, 1858’ de Meclis-i Ahkam-ı Adliye adını alıyor.

·         YARGITAY  06 MART 1868  yılında kuruluyor.

·         1867,1870 ve 1876 yıllarında ki düzenlemelerle imparatorluğun her yerinde görev yapacak Nizamiye Mahkemeleri  kuruluyor.

·         1879 yılında Nizamiye Mahkemeleri sulh, bidayet, istinaf ve temyiz derecelerine ayrılıyor.

İDARİ YARGI;

·         1864 yılında  Meclis-i idareler adı altında ilk derece idare mahkemeleri kuruluyor,

·         1868 yılında Fransız sitemine geçilerek günümüz Danıştay’ı  Şura-yı Devlet  Muhekamat Dairesi  adıyla kuruluyor.

ASKERİ YARGI;

·         1837 yılında Kanunname-i Ceza-i Askeriye ile asker kişilerin görevlerinden dolayı işledikleri suçlara bakmak üzere Divan-ı Harp adıyla ilk derece mahkemesi, Divan-ı Tecessüs adıyla temyiz mahkemesi kuruluyor.

·         Kurulmasaydı da ülkemizin ve insanlarımızın kaybedeceği hiçbir şey olmadığı ve ivedilikle kaldırılması gereken Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ise 12 Mart yönetimince  04 Temmuz 1972’ de kuruluyor.

Sayıştay  1876’ da kuruluyor.

Anayasa Mahkemesi  ise  1961 Anayasasında yer alması nedeniyle 22 NİSAN 1962 ‘ tarihinde kuruluyor.

         Öyle yada böyle tarih boyunca  mahkemeli yada mahkemesiz hep yargılayan veya cezalandırılanlar ile

hep yargılananlar  ve  cezalandırılanlar olmuştur.   Ancak   savunma  makamını  işgal  eden  biz  avukatların

öncülleri olan dava vekilliği kurumu ilk defa 1864 tarihinde Usulü Muhekamatı Ticaret Nizamnamesinin 28. nci maddesinde “ Tarafların mahkemeye bizzat gelmeleri veya VEKİL tayin etmeleri “ zorunluluğu  ile getiriliyor.  13 OCAK 1876’ da “Dava Vekilleri Nizamnamesi “ nin kabulü ile avukatlık mesleği ilk defa düzenleme altına alınıyor.   Ancak Cumhuriyet dönemine kadar azınlıkların davaları hariç hemen hemen  hiçbir yargılamada avukatlık bugünkü anladığımız anlamda temsil edilmiyor.

 

           Elbette bir tarihçi değilim. Derleme çalışmasında hatalı bilgi edinip yukarı yazmış olabilirim. O nedenle sürç-i lisan etmişsem affınıza sığınırım. Ama şurası kesin ki devletlularımızca övünülerek kutlanan Kara Kuvvetlerinin kuruluşunun üzerinde 2224 yıl geçmesine rağmen,  modern anlamda ilk derece ve temyiz mahkemelerinin kuruluş tarihleri 150-160 yıl geriye dayanmaktadır.  Aradaki savaşlar, darbeler, sıkıyönetimler, olağanüstü hal durumlarının beraberinde getirdiği askeri ve sivil vesayetle bir türlü tarafsız ve bağımsız olamayan, yerleşemeyen yargı ve  bir türlü yerleşemeyen demokrasimiz  bir tarafta, diğer tarafta ise   bu sistem içinde hak arama mücadelesi veren biz avukatlar, demokrasi ile yönetildiği algısı ile oyalanan yurttaş.

 

           İnsanlık tarihinde 800 ncü yılı kutlanan Magna Carta mı?  2224 yılını kutlayan Türk Kara Kuvvetlerinin yeri ve önemi vardır? Modern dünyadan yüzyıllarca geç kalmışlığımızı bizde zamanında Viyana kapılarına dayanmıştık, yeniden Osmanlı’yı bir ihya edelim küffar millet görsün  hamasetiyle mi yeneceğiz, yoksa Mustafa Kemal Atatürk’ün  dediği gibi tek bir şeye ihtiyacımız var çok çalışmak.   Elbette bilimin ışığında Mustafa Kemal’in yolundan giderek. Yeter ki Çetin Altan ustanın dediği gibi enseyi karartmayalım. 04.07.2015

 

 

Av. Kaya YELEK