Kurban bayramı, hayvan varlığımız
ve faizli borçla kurban kesmek

Önce birkaç kısa bilgi:
Bu yıl ne kadar olur bilemiyoruz ama, geçen yıl bu zamanlar yapılan beyan ve hesaplamalar, kurban bayramında tam “3 milyon 550 bin baş” hayvan kesileceği yönünde imiş.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar,
-Türkiye’de 4 günlük bayram döneminde kesilecek büyükbaş hayvan sayısının, 99 ülkenin sığır;
-Küçükbaş hayvan sayısının ise 134 ülkenin koyun varlığından daha fazla olduğuna dikkat çekmiş.

Verilen bilgiye göre:
Bir önceki yani 2015 yılı bayramında kesilen kurbanın 867 bini büyükbaş, 2 milyon 700 bini “küçükbaş” imiş.

Peki, bu büyük sayılar göz önüne alındığında; bizim “kurban” ama kendi hayvancılığımız açısından “feda” edeceğimiz bu hayvan sayısı, acaba hangi ülkelerin elindeki küçükbaş hayvan sayısından bile daha fazla?

Sayalım o zaman:
Norveç 2,3 milyon, Küba 2,2 milyon, Portekiz 2 milyon, Bangladeş 1,9 milyon, Sırbistan 1,7 milyon, Almanya 1,6 milyon, Bulgaristan 1,4 milyon, Macaristan 1,2 milyon, Hollanda 1,1 milyon, Ukrayna 1,1 milyon koyun varlığına sahip durumda.

Dikkat ettinizse, Türkiye’de kesilmesi beklenen küçükbaş sayısı Almanya’nın koyun varlığından 1,1 milyon daha fazla…
82 milyonluk Almanya’da 1,6 milyon koyun var. Türkiye’de 2,7 milyon küçükbaş sadece Kurban Bayramı’nda kesilecek.
Kurban edilen büyük ve küçükbaş hayvanların maddi değeri ise 7,5 milyar TL’nin üzerinde.
*
Diğer taraftan,
31 Aralık 2016 tarihli Resmî Gazete'nin 2.mükerrer sayısında yayınlanan Bakanlar Kurulu’nun "Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünce Kullanılmak Üzere Canlı Hayvan İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Karar" ile Et ve Süt Kurumu'na 31 Aralık 2017 tarihine kadar 500 bin baş canlı hayvan ithalatı için tarife kontenjanı açılmıştı.

Devlet, bu karara dayanarak 31 Aralık 2017 tarihine kadar 500 bin baş canlı hayvan ithal edecekti.
Nitekim, Tarım Bakanlığı’nın internet sayfasında yayınlanan habere göre (artık eski) Bakan Çelik: “Türkiye'nin kırmızı etle ilgili bir açığının olduğu gerçek, 100-150 bin ton kırmızı et açığı söz konusu. Bunu ithalatla, özellikle büyükbaş hayvanla gidermeye çalışıyoruz” demişti.
*
Bir başka taraftan:
Türkiye dış borç sıkıntısı içinde bir ülke…
Dış borç demek dışarıya faizli dövizle ödenecek para demek.
Neden ödenir bu?
Eski borçlarımızın vadesi geldi diye ödenir, faizi işler ödenir…
Nereden gelir bu?
İhracattan, turizmden gelir değil de bir taraftan da ithalata gider değil mi?

Giden gidiyor da gelecek olan öyle ihtiyacı karşılayacak kadar gelemiyor ne yazık ki:
2017 mayısı itibariyle dış borçlarımız 412,3 milyar dolar, gelen-giden döviz arasındaki fark olan “Cari açık” ise Mayıs 2017 itibariyle son bir yılda 35,3 milyar dolar.
Bir kısmı da bu hayvan ithalinden kaynaklanan döviz açığını kapatacak parayı “eller” bize “hatır için” vermeyeceklerine göre “faizle” alacağız değil mi?

Yani sözün özü;
Memlekette hayvan kıt yetmiyor, ama eldekini de kesip sonra dışarıdan alacaksın;
Paran yetmiyor, dışarıdan faizle borç alacaksın,
Devletin borcu bu milletin borcu olduğuna göre 80 milyonun borçlanmasıyla yani…
Sonra da “kurban kestik” olacak.

Peki şimdi “bir vatandaş tek başına” gidip bir yerlerden borç harç para bulup da kurban keserse Diyanet’in fetvalarına göre “günah” olur da, bir ülkenin “80 milyonluk halkı” dışarıya borçluyken, hatta o kurbanlıkları alırken bile o “yabancılara” borçlanılmış parayla “3 milyon 550 bin” hayvanı kurban ederse “Sevap” işlemiş sayılır mı?

-Haydi tek tek vatandaşlar olarak:
Bunun farkına varamadık, “Kimsenin de cebindekini bilemeyiz, üstelik arada da olacak o kadar” diyelim:
-Haydi “kurbandır” “kökünü kurutsak da, sonunda dışarıdan almaya mecbur kalsak da sevaptır keseriz” diyelim;
Ama bu toplumu inanç yönüyle yönetenler söylediğimiz gerekçeyle bu “birey” için geçerli olan fetvaların “millet” için de doğru olacağı yönünde bir fetva veremez, hükümet de bizi hem borçtan hem hayvan varlığımızı köreltmekten kurtaracak bu görüşü destekleyemez mi?


.