Yeni düzenlemeye göre; tutuklulukta 5 yılı dolduranlar tahliye olabilecek. Tahliyelerde adli kontrol sistemi uygulanacak. Tahliyelerde mahkemenin takdir yetkisi olmayacak. -Terör, organize suçlar da dahil olmak üzere, yargılamada 5 yılını dolduran herkes tahliye olabilecek. Adalet Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı tutukluluk sürelerinin kısaltılmasına ilişkin düzenlemenin ayrıntıları henüz netlik kazanmadı. Ancak Adalet Bakanı ve Başbakanın demeçlerinden hareket ederek bazı sonuçlara ulaşmak mümkün.

Adalet Bakanlığı bu konudaki düzenlemeyi hazırlarken temel aldığı veri Anayasa Mahkemesinin 5 yıllık (2+3) tutuklu süresini iki katına çıkaran Terörle Mücadele Kanunu 10. Madde hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi sonucu Hükümete tanınan sürenin azalması ve hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına uygun düşecek bir düzenlemenin yapılması gereği.

Ancak Adalet Bakanının bu düzenleme ile ilgili 7,5 yıllık bir süre öngörmesi daha sonra ise Başbakan’ın biz bu 7,5 yıllık süreyi 5 yıla çektik demesi bu düzenleme için yapılan tartışmaların satır aralarını da gün ışığına çıkartmaktadır. Demek ki çalışmada 7,5 yıl düzenlemesi önce 5 yıllık asıl ve uzatma süresine karşın 2,5 yıllık bir Yargıtay bekleme süresi öngörülmekteydi. Ancak daha sonra bu düzenlemeden vazgeçilerek 5 yılda karar kılındığı söylendi. Peki bunu nasıl okumalıyız?

DÜZENLEME KİMLERİ KAPSAYACAK

a) Düzenleme; ‘uygulamada “hüküm özlü” diye bir kavram ile nasıl olsa idare diyoruz sürdürelim’ anlayışını taşıyarak 5 yıllık sürenin sadece ilk derece mahkemesinde geçen süreyi mi işaret ediyor. Bu taktirde Ergenekon davası sanıklarının yararlanma olanağı bulunmamakta ve hukuka aykırı bir sürecin sona erdirilmesi konusunda siyasi iktidarın da çok istekli görünmediği ortaya çıkmış olmaktadır. 

b) Düzenleme, Anayasa Mahkemesinin Bireysel Başvuru yoluyla oluşturduğu içtihat nedeniyle 5 yıllık sürenin azami süre olduğunu işaret ediyor ve Yargıtay ya da ilk derece mahkemesi ayırımı yapmıyor, sonuçta nerede olursa olsun 5 yıllık süre aşılamaz diyorsa bu taktirde daha somut bir istençten söz edilebilecektir.

Ancak düzenlemede ne olursa olsun bu konularda, yani Yargıtay sürecinin nasıl değerlendirileceği ile ilgili somut bir hükmün yer alması gerekmektedir. 5 yıllık sürenin sadece Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi sürecini içermesi durumu elbette ucu açık bir Yargıtay süreci ile gene hukukumuzda yaşanacak yeni bir uzun tutukluluk zincirinin kurulması demek olacaktır. Böyle bir irade var ise. Yani Ergenekon davası sanıkları yararlanmasın diye birinci yol seçilmiş ise bu konuda  AÇIK bir düzenleme yapmak daha dürüst bir davranış şekli olur.

Ama Siyasi iktidarın bu konuyu giderek 17 Aralık Ve Sonrası yapılan Operasyonların unutturulması için bir afyon şırıngası gibi kullandığına tanık olmaktayız. Uzun Tutukluluk bataklığında çırpınan, hayatlarının en önemli evrelerini yaşamamış olan insanların sessizliği ve çaresizliği kulaklarımızı yırtarcasına şiddetlenmektedir.

Peki yukarıda belirttiğimiz ikinci şık, yani 5 yıllık sürecin Yargıtay ve ilk derece mahkemesi süreçlerinin tümünün kapsadığı somut bir biçimde düzenlemede yer alırsa ne olacaktır? Elbette bu düzenleme 2+1 olması gerekirken 2+3 olması gene de eleştirilen bir durum olmaya devam edecektir. Ancak hiç değilse elde yoruma kapalı, somut ve elle tutulur bir yasa metni olacaktır. Böyle bir düzenleme Bugünkü iktidardan beklenebilir mi?

Bence beklenemez ama gerçekleşirse şaşırtıcı olacaktır...

Av. Celal Ülgen

Odatv.com