Avukat Hasan Mollaoğlu, son yazısında 'tutuklama' konusuna değindi. Yeni mevzuatın Türkiye'de bu konuda iyileştirme sağladığını ifade eden Mollaoğlu, tutuklu yargılanma oranının bir çok Avrupa ülkesinden daha düşük olduğunu ifade etti. İşte Avukat Hasan Mollaoğlu'nun kaleminden Türkiye'deki tutuklu yargılanma konusu...

Marcel Lemond'un Adalet Bakanlığı ve TBB ile birlikte hazırladığı “Türk ceza adalet sistemi ihtiyaç değerlendirme raporu ve eylem için tavsiyeler” de diyor ki;

106 Son dönemde sağlanan iyileşmeye rağmen tutuklu yargılama henüz son çare olarak başvurulan bir tedbir niteliğine kavuşamamıştır. Sorun, bir husus hariç mevzuattan kaynaklanmamaktadır: Mevzuattan kaynaklanan sorunla ilgili olarak Uzman, “katalog suçlarla” ilgili özel uygulamanın kaldırılmasını tavsiye etmektedir (CMK, 100/3). Bunun yanında tüm ceza mahkemelerinde uzmanlaşmış “özgürlük hâkimlerinin” olması ve denetimli serbestlik merkezlerine (kaynak artırımına gidilerek) daha büyük bir rol verilmesi ile adli kontrolün geliştirilmesi faydalı olacaktır.

Yeni mevzuatın yürürlüğe girmesine müteakip durumda iyileşme sağlanmıştır: son istatistiklere göre Türkiye’de tutuklu yargılanma oranı (%23,3) pek çok Avrupa ülkesinden (örn. Fransa, Danimarka, Belçika, İtalya, Hollanda) daha düşüktür. Ancak çelişkili görünen bu istatistikler dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir: Uzmana verilen bilgiye göre, bu istatistikler yanıltıcı olabilmektedir (diğer ülkelerde olduğu gibi bu istatistikler hükümlü kişilerin sayılma yöntemine bağlıdır ve henüz sonuçlanmamış hükümler dikkate alınmaktadır). İstatistiki veriler tutuklu yargılamanın kötüye kullanılmasıyla ilgili her hususu kapsamak durumunda değildir. Hâkimlerin karar gerekçeleri hala sorunludur. 3. yargı reformu paketinde yapılan bir değişiklikle tutuklu yargılama kararlarında yeterli gerekçe sunulmasının sağlanması için ilave bir şart getirilmiştir. Ancak yine de, ihtiyaç tespit ziyaretlerinde açıkça belirtildiği üzere, tutuklu yargılama bazen şüphelinin polis tarafından yakalandıktan hemen sonra yani hüküm giymeden önce cezalandırılması için kullanılmaktadır

Adalet Bakanlığı, HSYK ve Türkiye Adalet Akademisi Başkanlığı’nın ortak değerlendirmesi: Paragraf 106: AİHM içtihatlarına göre, tutukluluk süresinin belirlenmesinde sanık hakkında ilk derece mahkemesi tarafından hüküm verilinceye kadar ki aşama dikkate alınmaktadır. Tutuklu oranlarına ilişkin istatistikler buna göre oluşturulmaktadır. Uzmana verilen istatistikler devletin resmi belgeleridir. Son yapılan kanun değişiklikleriyle bu oran daha da azalmıştır. Bu anlamda, Uzmanın bu değerlendirmesi kendi içerisinde çelişkilidir. Öte yandan, tutukluluğun sanığın hüküm giymeden önce cezalandırılması için kullanılmakta olduğu belirtilmiştir. Rapora yönelik genel değerlendirmeler bölümünde de değinilen eleştiriler doğrultusunda bu gibi sonuç yargı cümlelerinin ciddi bilimsel verilerle desteklenmesi ve araştırma sonuçlarına dayanması gerekir (Üçüncü ve Dördüncü yargı paketleriyle bildirilen düzenlemelerin olumlu sonuçları hakkında ve özellikle tutuklama ve adli kontrol ile ilgili Uzmanın değerlendirmelerinin aksi yönündeki bilgiler ve AB Türkiye 2013 Yılı İlerleme Raporu’nun ilgili bölümleri bkz EK 6). Yine son dönemde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmış olup uzun tutukluluk süreleri denetime tabi tutulmakta ve Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal kararı verilebilmektedir.

Türkiye Barolar Birliğinin değerlendirmesi: Paragraf 106: Uzun tutukluluk süreleri ve tutuklu yargılama ceza adalet sisteminin başlıca sorunlarından olup, özellikle kamuoyuna mal olmuş çok sanıklı davalarda tutuklama tedbirine sistematik şekilde başvurulmaktadır. Gerçekten, mevzuatta baştan beri tutuklama tedbirinin uygulanması belirli şartlara bağlanmışken; uygulayıcıların anılan şartları zorlama sureti ile yasal gereklilikler dışında “halkın adalet hislerini tatmin”, “iddia edilen suçlar CMK’nın 100. maddesinin 3. fıkrası kapsamına girmektedir.” vb. saiklerle tutuklama tedbirine başvurulduğuna sıklıkla rastlanmaktadır. Bu uygulamalar, tutuklama tedbirinin olası cezaya mahsuben peşin ceza olarak algılanmasına yol açmaktadır.

Lemond; Tutuklama kararı verildikten sonra, pek çok davada tutukluluk süresi, deliller ve tutukluluğun gerekliliği tekrar incelenmeden rutin bir şekilde uzatılmaktadır. Uzatma kararlarında, ilk kararda verilen gerekçeler tekrarlanmakta, kalıplaşmış ifadeler kullanılmaktadır. Pek çok davada hâkim ve savcılar, tutuklu yargılamalarda dava işlemlerinin hızlandırılması yükümlülüğünü yerine getirememekte ve tutukluluk süresinin uzatılması ile ilgili ek gerekçe sunulması gerektiğini kabul etmemektedirler.

CMK Madde 100 - Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.

Tutuklama nedenleri; Kaçma şüphesi, delilleri yok etme ve tanıklara baskı girişimi…

Ve katolog suçlarda işlendiğine dair kuvvetli şüphe halinde tutuklama nedeni var sayılabilir.

Kanun maddesi bu peki uygulama ne. Polis fezlekesi ile suçlanırsınız, savcı fezlekeye göre tutuklama ister ve sulh ceza hakimi genellikle tutuklar, Katolog suçlardan hakkınızda fezleke düzenlenmiş olması yeterlidir. Savcının ve hakimin fezleke ve eklerde ki somut delilleri ne kadar önemsediği veya irdelediği bunları gerekçelere geçirdiği veya toplu suçlarda yapabildiği tartışmalıdır. Savcı ve yargıçlarımızın özgürlükçü olmadıklarını da hesaba katarsak özgürlüklerin ne kadar teminat altında olduğu her zaman tartışılmalıdır.

Somut delil, kuvvetli şüphe, ölçülülük, copy-paste yöntemiyle sadece zikredilecek kriterler değil elbette, mantık ölçüsünde olaylara uygulama yani muhakeme etme savcının ve hakimin görevi hatta kolluğun.

Tartışma görevi hepimizin

1980-90 ve 2000 ler geride kaldı bize tuhaf gelen “ hukuka aykırı deliller” kavramını aştık uygulamada mesafe kat ettik .

Herkes için “Özgürlük” değerli bir olgu.

Sulh ceza hakimliği değişikliğinin ne getireceğini ise zaman gösterecek.


TUTUKLAMA


http://www.hukukajansi.com/tutuklama-makale,116.html