AKP içte büyük bir oy desteği, dışta ise uyumlu politikaları ile aldığı destekle iktidarını sürdürmektedir.  AKP ‘nin aldığı büyük oy desteği muhalefetin yetersizliğinden ve alternatifsizlikten kaynaklanmaktadır.  Ancak AKP iktidarının  sürmesinin temel dayanağı dış destektir.

AKP bu desteği nasıl elde ediyor?

AKP iktidarı temel dayanağı olan dış desteği; küresel güçlerin her isteğini harfiyen yerine getirmesine borçludur. Ancak dış güçlerin talepleri ile iç dinamikleri harmonize etmek her zaman mümkün olmaz..

Her olgu kendi içerisinde kendi inkarını taşır.. AKP özünde dünya görüşü, felsefesi ile gerçekte dış dünya ile uyuşması mümkün olmadığı gibi toplumun büyük çoğunluğunun AKP’nin öz felsefesine onay vermesi de mümkün değildir.. AKP içte ve dışta takiye yaparak iktidarını sürdürmektedir. AKP’nin özüne aykırı olarak oynadığı rol küresel güçlerin işine gelmektedir..

Bu oyun sonsuza dek süremez..  İç  dinamikler bu oyunu bozabileceği gibi iç dinamiklerle dış dinamikler arasında yaşanacak çatışmada AKP iktidarına son verebilir.. Bütün bunların aksi AKP’nin kurucu gücünün milli görüşten, gerçek anlamda liberal bir siyasete evrilmesi ile mümkündür..

İstanbul Barosu

İstanbul Barosu ve Yönetim Kurulu üyeleri Silivri Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesinde,  duruşma esnasında mahkemeye bir dilekçe veriyor ve “Adil Yargılanma” hakkına uyulmasını talep ediyor. Baronun bu eylemi ceza usulüne uygun olmayabilir. Siz bu eylemin biçimine karşı olabilirsiniz, hatta KOCASAKAL’ı sevmiyor olabilirsiniz, ancak siz demokrasiye inanıyorsanız bu eylemi rahatlıkla içinize sindirebilirsiniz, aksi halde adama göre suç uydurup elinizdeki yargı gücünü kullanırsınız..

Hiçbir demokratik toplumda şiddet içermeyen demokratik bir tepki yargı yolu ile boğulmaya çalışılmaz, bu bir zihniyet sorunudur.. Bu olay bile gösteriyor ki demokrasiye inanmayan bir felsefeye inanan zihniyetten bağımsız, tarafsız, adil bir yargılama yapması beklenemez..

İstanbul Barosu’nun mahkemeye verdiği ve adil yargılanma talep eden dilekçesi  yargı görevi yapanları etkilemeye teşebbüs olarak görülüyor ve  İstanbul Barosu yönetimi aleyhine 2 yıldan 4 yıla kadar hapis istemi ile dava açılıyor, olacak şey değil..  Madde metni şöyle:

Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs

MADDE 277 - (Değişik: 6352 - 2.7.2012 / m.90) (1) Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruşturmada, gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek veya bir haksızlık oluşturmak amacıyla, davanın taraflarından birinin, şüpheli veya sanığın, katılanın veya mağdurun lehine veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

1-Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruşturmada gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek,

Adil yargılanma talebi gerçeğin ortaya çıkmasını engellemiş,…

2- Bir haksızlık oluşturmak amacıyla, davanın taraflarından birinin, şüpheli veya sanığın, katılanın veya mağdurun lehine veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bak hele!.. İstanbul Barosu ve yönetimi bir dilekçe ile neler yapmış!… Mahkemeyi  birileri lehine veya aleyhine işlem tesis etmesi için beyanda bulunmuş.. Demek ki adil yargılanma talebinin böyle bir sonucu olmuş veya nerede ise oluyormuş veya teşebbüs aşamasında kalmış..

İstanbul Barosu’nu bu dilekçesinin,  bu özel yetkili mahkemeyi etkileme kabiliyeti olacağını düşünenler varsa, beri gelsinler.. Siz bir dilekçeden böylesine etkileneceksiniz … Size bugüne kadar binlerce dilekçe verildi, kılınız bile kıpırdamadı. Bu ne muazzam bir dilekçe imiş ki sizi böylesine etkiledi..

Savunma kendi barosunu savunmak için göreve

Savunmaya düşen görev, adil yargılanmayı ve  kendi barosunu savunmaktır .. Avukatlar  bu görevlerini 17 Mart günü olağanüstü genel kurul ve sonrasında topyekûn üstlenmelidirler.. Gün savunmanın, avukatlığın  günüdür..


Rahmi Ofluoğlu
(Hukukçu)