Hayır, bir bildiğim yok, kulağıma özel mahkemelerden ve cemaatçilerden bir şey fısıldanmadı! Sadece Erdoğan - cemaat arasındaki iktidar mücadelesini ve saflaşmayı görmek, cemaatin etki alanındaki özel yargının bugüne kadarki sert ve kararlı tutumunu izlemek, Fidanın başına gelecekleri görmek için yeterlidir.

Mahkemelerin önüne kim çıkarıldıysa, savcılıktaki görevlilerin istekleri doğrultusunda, içeriyi boyladı!

Fidanın, kendisi için planlanan yazgıdan hükümetçe kurtarılmasını önlemek için de, ifadeye çağrılma haberi aynı gün, komplonun merkeziİstanbuldan Hürriyete sızdırıldı. Yine aynı akşam, gazeteye, MİTle ilgili dosya da iletildi; bu dosyanın içeriği o gece TVye ve Twitter mesajlarına feci şeyler okuyorum biçiminde yansıdı.

Yani istenilen, ahhh ahh şu MİT ne haltlar yemiş ne haltlar dedirtmek ve tıpkı Ergenekon, Balyoz ve Odatv soruşturmalarında olduğu gibi, bazı iddialarla ortalığı sarsmak ve MİTçilerin tutuklanması için kamuoyu yaratmaktı.

Biliyorsunuz, Balyoz tutuklanmalarından Çetin Doğan ve arkadaşlarıFatih Camisini bombalayacaklardı! O zaman bu masalı paylaşanların bir kısmı aldatıldıklarını söylüyor!

MİT de şimdi tam Türkiyeyi bölüp parçalayacakken çok şükürbağımsız yargı imdada yetişecek ve Türkiyeyi kurtaracaktı!

Masal bu, yerseniz... Bu masalı yedirmek isteyenlere ve yiyenlere bakıyorum da, olayıkardeşim MİT suç işlediyse tabii ki ifade verecek, üstü mü kapansın yani, bağımsız yargıyı ellemeyin... Bu kadar sıradan bir olayı neden büyütüyorsunuz! gibi, Erdoğana tezgâhlanan altın vuruş denemesini, küçültüp küçültüp iğne deliğine sokacaklar neredeyse!!!

***

MİTe ve Hakan Fidan üzerinden Başbakana saldırı, şiddeti ve kullanılan araçlar bakımından, şüphesiz en ses getirici olandı!

Ama, bunun öncüsü, hükümeti parçalamak, bakanları ve milletvekillerini ele geçirmek ve Erdoğanı yalnız bırakmak açısından, belki de en önemlisi ise, Şike Yasasının reddedilmesi için kopartılan cemaat kıyametiydi! Erdoğan son anda yasayı geçireceksiniz talimatını vermeseydi, belki de bugün cemaat - Erdoğan savaşında başka bir yerdeydik, Erdoğanın bu son MİT darbesiyle çöküşünü seyrediyor olabilirdik! (İyi ve kötülüğünü hiç tartışmıyorum.)

Eğer, bu iki saldırının siyasi şiddet derecesini iyi kavrarsanız, Hakan Fidanın savcılık-mahkeme ve oradan da deliğe tıkılma olasılığının oldukça yüksek olduğunu anlarsınız...

***

MİT, cemaat, yargı, polis, Erdoğan, ABD, Suriye... Olaylar iç içe girmiş durumda, karmaşıklık az buz değil. Net görüş için iktidar kavgasını gözden kaçırmayacaksınız.. ve 2014te boşalacak üç koltuğun nasıl ve kimler tarafından doldurulacağı sorusunu ve bu konudaki saflaşmayı nirengi noktaları olarak ele alacaksınız.

Cemaat yandaşlarının, tarafsız hukukçu, Ankara bilmem ne enstitüsü başkanı veya elemanı, gazetecisi/yorumcusu, istihbarat uzmanı veya analizci olarak özellikle TVlerdeki tartışmalarda boy göstererek kafaları karıştırdığı bir gerçek.

***

Bunların en genel yalanı: “Kardeşim her taşın altında da cemaat arıyorsun!” Bunu söyleyenlerin gözlerine bakın, yalanı görürsünüz! Onlara göre, tabii bir cemaat var ama iktidar mücadelesi yaptığı, polisi ve bir kısım yargıyı güttüğü ise büyük yalan, bunu söylediniz mi bir komplo teorisi üretiyorsunuz!...

Bu gerekçe, kendini akıllı, herkesi kör ve âlemi sersem sanan, karşısındakini en aptal mat etme yöntemidir. En sıradan zekâya bile hakaret! Tabii ki her şeyin altında değil, ama aranması gereken yerde arayacaksınız. Sözde görünmez pelerin içinde hareket ediyorlar! Bir de yuvalandıkları AKP adlı bir kabuk var ya, bulundukları yerlerde cemaat diye bir levha da asmıyorlar ya!

***

Gelelim yargı bağımsız masallarına:

Kardeşim hepimiz bağımsız yargı istemiyor muyuz?! İşte! Herkesi sorguluyor, Başbuğu da içeri atıyor, bütün bir orduyu da gerektiğinde tutukluyor, suç işleyen herkesin yakasına yapışıyor; tabii ki ortada deliller varsa MİTi de Hakan Fidanı da sorgulayacak! Siyasi iktidarın bunu engellemesi yargıya müdahaledir! Yargı bağımsızlığı yok edilmektedir.

Beğendiniz mi? Bu bağımsız yargı(ları)nın ne kadar bağımsız ve tarafsız ve adaletli ve hukuka bağlı olduğunu Silivri davalarında görüyoruz. Sağcı polis şefi Hanefi Avcıyı bile aşırı solcu terör örgütü üyeliğinden içeri atacak kadar... Polis içindeki örgütlenmenin, savcı ve yargı işbirliği ile ortak yarattıkları hukuk ucubelerini bütün dünya seyretmeye başladı! Mustafadan terörist, Nedim ve Ahmetten Ergenekon Terör Örgütü üyesi çıkaracak kadar tarafsız ve adil”!

Gazeteci milleti dokunan yanar, dokunacağız yanacağız diye alanları doldururken, acaba cemaat ve yargı işbirliğini sergilemiyor mu? Avcı ve Şıkın kitapları devlet içinde ve poliste cemaat örgütlenmesi üzerine değil miydi? Doğu Perinçek ve arkadaşlarıdokundukları için içerideler!

***

Bu yapıyı, Erdoğan ve iktidar ortağı birlikte kurdular ve kullanıyorlar. Erdoğan bu alan yönetimini onlara bıraktı, çünkü doğrusu ortağıişini iyi yapıyor! Silivri ve Hasdala bakın, anlayın!

Ama ortak, eline geçirdiği bu aracı, Erdoğanı bertaraf edip iktidarı ele geçirmek için kullanmaya yöneldi!

MİT ve Hakan Fidan bunun aracıydı!

İki ayrı odak savaşıyor, ayrıca Erdoğanın Gülen Cemaatinden olmadığını belirtelim! Cemaat destekçi olarak kaldığı sürece Erdoğanın ortağıdır. Ama...

Yarın: Medyadaki kamplaşmayı görmüyor musun, a be kör!