İstanbul’da Abdi İpekçi Spor Salonu’nda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen “Roman Açılımı” sırasında, parasız eğitim istemlerini belirten bir pankart açtıkları için İstanbul 10 . Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 15 yıl hapis istemiyle yargılanan 3 sanıktan tutuklu bulunan ikisi, Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzel’in tahliye talepleri, savcının beraat istediği duruşmada da reddedilmiş ve duruşma 4.5 ay sonraya ertelenmiş.
Düşünebiliyor musunuz; üç genç, parasız eğitim istediklerini belirten pankart açıyorlar, başka eylem yok. Haklarında 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılıyor.
Bu gençlerin ikisi 14 aydır tutuklular. Savcı sanıkların anayasal haklarını kullanmaktan başka bir şey yapmadıklarını söyleyerek beraat talep ediyor, ama sanıklar tahliye bile edilmiyor.
Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzel 14 aydır tutuklular, duruşma 6 Ekim’e yani 4.5 ay sonraya ertelendiğine göre, edecek 18.5 ay.
Bu çocuklar gelecek celse beraat etseler ve de tahliye olsalar ne olacak? Zaten 4.5 yılın karşılığını yatmış olacaklar. Beraat çıkarsa adalet mi tecelli edecek?
Güldürmeyin!
İşte memleketimden bir adalet manzarası!
***
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ile ilgili haber geçen haftaki gazetelerdeydi, Hasan Pulur aldı, pazar günkü köşesine taşıdı.
Prof. Onur Hamzaoğlu, 2005 yılında TBMM Araştırma Komisyonu’nun isteği üzerine, Türkiye’de hava ve çevre kirliliğinin en yüksek olduğu, Kocaeli’nin Dilovası bölgesinde bir araştırma yapmış ve komisyon da bu rapora dayanarak 2006 yılında “bölgede kanserden ölüm vakalarının ortalamanın üç kat üstünde olduğunu” belirtilerek kapasite artışının durması gerektiğini söylemiş.
Ama aradan yıllar geçmiş, kapasiteler daha artmış, tabii onunla birlikte kirlilik de...
Nihayet Prof. Hamzaoğlu 2011 başında “annelerin sütünde, bebeklerin dışkısında, arsenik, cıva gibi metallere rastlandığı”nı belirten raporunu basınla paylaşmış.
Sen misin bunu yapan?
Birileri, Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu hakkında “Halkı korku ve paniğe sevk ettiği” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuş, savcılık da, şikâyeti yerinde bularak, Hamzaoğlu hakkında bir dosya hazırlamış ve fiilin niteliğini incelemesi için dosyayı Hamzaoğlu’nun bağlı bulunduğu Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü’ne göndermiş.
Kirlilik had safhaya vardığından Dilovası halkı korku ve paniğe kapılmasın diye bu tür raporları yazanları korku ve paniğe uğratacak bir soruşturma başlatılmış.
Alın memleketimden bir başka adalet manzarası daha!
***
İlhan Taşcı imzasını taşıyan 20 Mayıs Cuma günkü Cumhuriyet’in haberinde ise kompozisyonu değişen Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısının yeniden şekillendirilmesinden sonra, 25 yıldır gündeminde bekleyen CMK’nin 135. maddesinin iptaliyle ilgili başvuruyu ele alıp sonuca bağladığı bildiriliyordu.
Manisa 4. Asliye Ceza Mahkemesi görülmekte olan bir dava ile ilgili olarak hâkim ve savcı kararıyla telefon konuşmaları dinlenirken hakkında dinleme kararı bulunmayan üçüncü kişilerin de dolayısıyla dinlenme kapsamına alındıkları, bu şekilde dinleme, paranoyalı şizofrenik bir toplum yaratıldığı gerekçesiyle 2009 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu.
Mahkemenin gündemini saptamada tek yetkili olan Başkan Haşim Kılıç, referandum sonuna kadar konuyu gündeme almayarak savsakladı. Bu da “mahkemenin üye yapısının değişmesini bekliyor” söylentilerine yol açmıştı.
Taşcı haberinde, üye yapısının değişmesiyle, gündeme alınan başvurunun reddedilmesiyle, telekulağın önünde engel kalmadığını belirtiyordu.
İşte, memleketimden bir adalet manzarası daha.
Şimdi haklı olarak “ne oluyoruz” diye soracaksınız.
Ne olduğunu çok merak ediyorsanız. Size “en iyisi İlhan Taşcı’yı okuyun” derim.
Gerçekten İlhan Taşcı, “Yargının Siyasallaşma Günlüğü İlahi Adalet” adlı son derecede öğretici, tüyler ürpertecek kadar sürekleyici kitabında, nelerin, nasıl ve neden olduğunu açıklıyor. Bu eseri mutlaka okuyun!
Ali Sirmen/ Cumhuriyet