Antropolojik bulgulara göre, insanın bugünkü biyolojik yapısına ulaşmak için geçirdiği evrim milyonlarca yıl sürdü. İnsanın sosyal evriminin başlangıcı ise sadece otuz bin yıllık bir geçmişe sahip. İnsanların, toplu halde avlanmaktan yerleşik hayata geçişleri ise yaklaşık on beş bin yıl kadar önceye dayanıyor. Yazının bulunuşu ise çok daha yeni. En çok beş-altı bin yıllık bir geçmişe uzanıyor.

Uygarlaşma dediğimiz olgu, yerleşik hayata geçiş, teknolojik evrim ve daha çok yazının bulunuşuyla başladı. Ama uygarlaşma, sürekli gelişen çizgisel bir yol izlemedi. Dönemsel gel-git lerin sonunda bugünkü aşamaya gelindi. Örneğin parlak bir Antik Çağ sürecinden sonra, Ortaçağ denilen karanlık, uzun bir süreç yaşandı.

İnsanlığın uygarlaşma sürecinde yaşadığı en karanlık dönem, “Ortaçağ” olarak adlandırılıyor.

Ortaçağdan çıkışın adı ise “aydınlanma” . Aydınlanma; insanın özgürleşmesinin, aklını kullanmasının, dinin dünyayı yönetmesinin önüne geçmenin ve yurttaş olmanın siyaseti ve felsefesidir.

Aydınlanma doğru bilgiye akıl yoluyla ulaşma çabasıdır. YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.


Av. Başar Yaltı