Basınımız, 4. Yargı Paketi diye anılan Kanun Tasarısı’nı okuyucularına genelde doğru yansıtmadı.
Muhalefet partilerinin genel başkanları ve yöneticileri de basının yazdıklarını doğru zannedip halka yanlış görüş açıkladılar!
Meclis’e perşembe günü verilen ve 748 esas numarası alan, ‘İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ başlıklı tasarıyı, gazeteler ertesi günü, çeşitli başlıklarla verdikleri haberlerle okuyucularına tanıttılar. Gazetelerin adını belirtmeden, İstanbul baskılarının başlıklarını sunuyorum:
“Beklenti Büyük, Paket Küçük”, “Başbuğ’suz Paket Meclis’te”, “Boş Paket”, “4. Yargı Paketi Bekleneni Vermedi”, “Paketten Ceza Çıktı”, “Şaka Gibi Reform Paketi”, “Propaganda Suçuna Yeni Kriter”, “Hükümetin 4. Yargı Paketi Boş Çıktı”, “Propaganda Suçuna Şiddet Şartı”, “4. Paket Nihayet Meclis’te”, “En Kritik Madde 17”, “4. Paketten KCK’ya yine Tahliye Çıkmadı.”
Bu 12 örnek, iktidar veya muhalefette olsun, basınımızın ‘Yargı Paketi’ni nasıl karşıladığını göstermektedir. Haberlerin içeriği de tam ve doğru değildi; çarpıtmalar, eksikler, önyargılı yorumlar, yanlış bilgiler, maddenin numarasını belirtip tamamen yanlış yorumlar boldu!
Muhalefet partilerinin yöneticilerinin değerlendirmelerini buraya almaktan sıkılıyorum. Bir örnek olarak muhalefet önderlerinden birinin, tasarı açıklandıktan iki tam gün sonraki değerlendirmesini nakledeceğim: “Her gelen, yargı reformu diye geliyor, yargı reformu demek içerdeki tutukluların, kamu vicdanını rahatsız eden uygulamaların ortadan kaldırılması gerek. Bireysel hak ve özgürlüklerin genişletileceği söylendi ama 4. Yargı Paketi buna hizmet etmiyor!” 

Gelelim tasarıya:
İkisi yürütme maddesi olmak üzere 22 maddelik tasarının maddelerinin içeriğini şöyle özetleyebilirim: 

1- Kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkmadığı durumlarda, suç ve suçlunun övülmesi ceza olmaktan çıkarılıyor. 
2- Yürürlükteki maddeye göre suç işlemek amacıyla kurulan örgütün propagandası suçu, tasarıda şiddet veya tehdit yöntemlerini teşvik etmek amacıyla propaganda yapılmasına dönüşüyor. Yani mevcut maddeyle cezalandırılmak için ‘örgütün propagandasını yapmak’ yeterli görülürken tasarıyla propagandanın şiddet ve tehdit içermesi şartı getirilmiştir.
3- Terör örgütlerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru göstermeyen veya bu yöntemlere başvurmayan açıklamalarının basılması, dağıtılması suç olmaktan çıkıyor.
4- Genel olarak halkı askerlik hizmetinden soğutacak propaganda yapmak, vicdani ret suç olmaktan çıkıyor, yerine askerlik hizmetini yapmakta olanları firara veya askerlik hizmetine başlayacak olanları katılmamaya teşvik suç oluyor.
5- İşkence yapanlar için zamanaşımı işlememesi hükmü getiriliyor.
6- Kamulaştırma davalarının uzaması halinde, takdir edilen değere kanuni faiz işletileceği hükmü getiriliyor.
7- Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararlarının, Yüksek Askeri İdari Mahkemesi’ne tekrar gitmesinin ve baştan yargılanmasının yolu açılıyor.
8- Ceza Muhakemeleri Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Usulü kanunlarının 9 farklı maddesine iyileştirmeler getiriliyor.
Bu tasarı, yetersiz bulunabilir. Örneğin, yukarda 1 no’da bahsedilen hükmün, suçu övme dışında, söz ve yayınla ilgili suçları da kapsaması gerektiğini benim gibi yıllardan beri savunanlar çoktur; bu haliyle ifade özgürlüğü topal kalacaktır tamam; suç tanımına da açık ve yakın tehlike kriteri uygulanmalıdır doğru; tasarı eksiktir ama bu kadarı da reform niteliğindedir ve çok önemlidir! 

Tasarının reform özelliği de görülmeyebilir ancak “Pakette bir şey yok” anlamında başlık, nasıl konulur?
Nasıl bir ruh haliyle terör örgütü üyeliğinde ve propagandasında şiddet ve tehdit unsurları arayan, vicdani reddi suç olmaktan çıkaran, işkencecileri zamanaşımı dışına çıkaran tasarı haberine “Paketten ceza çıktı” başlığı atılmıştır!
Ceza muhakemesinde getirilen maddelerin hangi tutukluya ne kolaylıklar getirdiğini bilmiyorum ama maddelerin yargılamayı geriye götürmeyen iyileştirmeler olduğu açıktır.
Radikal, bu haberi doğru veren bir iki gazeteden biridir; onların dışında tasarı olduğundan farklı verildi. Gazete habercileri, yöneticileri ve patronları bu hatanın kaynağını sorgulamalı ve bulmalıdır!

Radikal/Tarhan Erdem