Kasap et, koyun can derdinde… İçinde bulunduğumuz şartlara uyarlarsak millet canı yanıyorken, bizimkinin derdi 400 milletvekili…

Hala 400 sayısını vererek milletin gözünün içine baka baka “400’ü verseydiniz bunlar olmazdı” diyebiliyor. Soruyoruz; 400 verilseydi ne olurdu? Barış mı olurdu, kan mı akmazdı,  analar mı ağlamazdı? Terör örgütü dağdan mı inerdi, askerin, polisin “fıtratı” mı değişirdi?

400’ü kim istiyordu? PKK terör örgütü istiyordu da 400 olmayınca mı bu savaş başladı? 400’ü kim istiyordu? Kim oyuncağını kaybettiği için mızıkçılık yapıyor? Sandıkta istediği olmayan kimdi? 400 olsaydı bunlar olmazdı sözü bir itiraf olduğu kadar yeni yapılacak olan seçim için de açık bir tehdittir. 

 “Vermediniz, ülkenin hali ortada. Vermediniz,  PKK ülkeyi kan gölüne çevirdi. Yine vermezseniz daha da beter olacak.”  demeye getiriyor…

 “Seni başkan yaptırmayacağız” dediler ve yaptırmadılar. Amaca ulaşıldı. Sandıktaki sonuçlar ortada. Başkanlık sitemi gelseydi eğer kimin istediği olmuş, kimin istediği olmamış olacaktı? Kim o zaman ülkeyi kaosa sürüklemiş olacaktı? Başkanlık sitemi bizim bilmediğimiz sihirli bir değnek mi? 

30 yıldır süren bu savaşı, bu çatışmaları durdurmak için önce barış süreci diyeceksiniz, sonra sonucu 400’e bağlayacaksınız. 400 milletvekiliniz ve onun sağladığı başkanlık sitemi bu savaşı nasıl durduracaktı? 400 ile bu kan nasıl duracaktı da olmayınca niye oluk oluk kan akıyor? Bunu da açıklar mısınız?

Kılıçdaroğlu bugün olanlara sosyal medya üzerinden “ne 400’müş be “ diyerek tepki gösterdi. Evet 400 önemli. Çünkü 400 milletvekili ona zaman kazandıracak, başkanlık sitemi getirilerek Cumhurbaşkanını bir kat daha koruma altına almış olacaktı.    

Her gün gelen şehit haberleri ile içimiz kan ağlıyor. Bu, vicdan sahibi herkes için çok zor bir süreç. Ancak şu an daha güçlü ve daha da dik durmalıyız.  Açıkça itiraf edilen karanlık bir oyuna boyun eğilmemeli, korkulmamalı ve sırf kendi istedikleri olmadığı için, kaybetmeyi göze alamadıkları için ülkeyi kan gölüne çevirenlere istedikleri verilmemeli.

Şehit olacağını düşünen polisimizin ardında bıraktığı vasiyet mektubunda  “Benim zaten zerre kadar güvenim yok bu hükümete, devlete.” yazmıştı. Bizlerin güveni var mı?