Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekili Halil Adıgüzel ile istinaf üzerine söyleşi
Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte istinaf mahkemelerinin 5 yıl ve daha az cezalara* ilişkin kararları temyiz edilemeyecek.
İstinaftan sonra temyiz edilemeyecek 5 yıl ve altı cezaların Türkiye’de ceza yargılamasının % 80’ini oluşturduğu belirtiliyor.
İstinaf Mahkemelerinin faaliyetinden önce Yargıtay ceza dairelerinin kararlarında bir adli hatanın varlığının tespit edilmesi halinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu kararlara karşı Yargıtay Ceza genel Kurulu nezdinde itiraz edebiliyordu. İstinafla birlikte 5 yıl ve altındaki cezalar temyiz edilemeyeceğinden ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bu kararlara itiraz yetkisi olmadığından istinafın esastan reddi veya istinafta verilecek kararlarda adli hata olması durumunda artık adli hatayı giderecek bir kanun yolu bulunmamaktadır.
Şimdiye kadar birinci derece mahkeme kararlarının % 64 ünün Yargıtay’ca bozulduğu düşünüldüğünde İstinafta mevcut boşluğun adil yargılamada yol açacağı olumsuz sonuçları tahmin etmek mümkün.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekili Halil Adıgüzel konu ile ilgili sorumuza verdiği cevapta istinaftaki bu boşluğu doğruladı ve sorunun çözümü için yasal düzenleme ihtiyacı olduğunu belirtti. Adıgüzel “5237 sayılı TCK yürürlüğe girdikten birkaç ay sonra değişiklik yapıldı. İstinaf yeni, uygulamada görülecek boşluklar yeni yasal düzenlemelerle giderilecektir” dedi.
Adıgüzel BAM’ların faaliyete geçmesiyle Yargıtay’ın artık içtihat mahkemesi olacağını belirtti ve hâlihazır durum için şöyle dedi:
“Halen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının elinde 642 bin dosya mevcut. Bu dosyaların Yargıtay’da sonuçlandırılması 3-4 yıl sürecektir, Yargıtay’ın içtihat mahkemesi işlevini tam olarak yerine getirmesi için bu geçiş döneminin tamamlanması gerekir.”
Yargıtay’dan emekli yüksek hâkim Ersan Ülker ile oğlu Av. Geçek Ülker’in ofisinde kısa bir sohbetimiz oldu.
Ersan Ülker istinaftaki boşluğun ciddi sorunları yol açacağını doğruladı. Ülker BAM’lar için;
“ Bazı Bölge Adliye Mahkemelerine Yargıtay’dan hâkimler atandı ancak birçoğunun kadro açısından yeterli olmadığını düşünüyorum. Mesela Ankara Bölge Adiye Mahkemeleri bu açıdan çok iyi ama diğer birçoğu için aynı şeyi söyleyemem” dedi.
Bölge Adliye Mahkemeleri önlerine gelen dosya için yapacakları işlemler;
Esastan ret,
Düzelterek esastan ret,
Bozma,
İstinafı kabul.
Ceza yargılamasında ciddi sorunları neden olacak olan verilecek esastan ret kararları olacaktır. Mahkeme bu kararları dosya üzerinden verecektir. Mahkeme dosya üzerinden yaptığı incelemede;
“İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan “ ret edecektir.
Diğer ret hali;
 “303 üncü maddenin birinci fıkrasının (c), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,”
İstinaf mahkemesinin 5 yıl ve daha az birinci derece mahkemesi kararları için esastan vereceği ret kararları ile hüküm kesinleşmiş olacaktır.
İlk derece mahkemeleri kararlarının %64’ünün Yargıtay’ca bozulduğu bilinmekle, Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle bu kararların %80’ini oluşturan 5 yıl ve altı cezalara* ilişkin kararlar Yargıtay incelemesine tabi olmayacak ve bu şekilde Bölge Adliye Mahkemelerinde kesinleşen dosyalar adil yargılamada ciddi sorunlara yol açabilecektir.
 
*5 yıl ve altındaki cezaları arttırmayan BAM kararları.


Rahmi Ofluoğlu
(Hukukçu)