Aralarında Ataol Behramoğlu, Yazgülü Aldoğan, Yalçın Bayer, Ali Dağlar, Mustafa Mutlu, Can Ataklı, Ruhat Mengi, Güngör Mengi, Soner Yalçın, Ataol Behramoğlu, Oktay Ekinci, Arslan Bulut, Selcan Taşçı, Rıza Zelyut, Hilmi Hacaloğlu, Barış Terkoğlu, Gürkan Hacır, İsmail Saymaz, Eren Eğilmez, Barış Yarkadaş gibi birçok gazetecinin katıldığı gecede Kocasakal baro yönetimi hakkında açılan davayı ve sonrasında yaşananları anlattı.

ADALET TALEP ETTİK

Kocasakal neden Balyoz davasında konuşma yaptığını şöyle anlattı:

"İstanbul 10. Ağır Ceza Davası’nda görülen davada meslektaşlarımıza söz hakkı verilmedi. Savunma hiçe sayıldı. Meslektaşlarımıza onlarca celse men cezası verildi. Savcının 'hoplama zıplama' gibi laflarına mahkeme sessiz kaldı. Deliller tartışılmadı. Meslektaşlarımız savunma imkanı kalmadığı gerekçesiyle cüppelerini bıraktılar. Meslek onuru ayaklar altına alınırken bir baro sessiz kalabilir mi? Biz salona girdik avukatlara ayrılan bölüme geçtik. Eğer bu bir suç idiyse neden mahkeme bir yaptırım uygulamadı. Aksine mahkeme başkanı bana söz verdi. Mahkeme başkanı ile aramızda geçen konuşmalar tutanakta mevcut. Bunun üzerine biz üç talepte bulunduk: Bir, Adil bir yargılama yapın. İki, usul kurallarına uyun. Üç, savunmayı kısıtlamayın, meslek onurumuzu zedelemeyin, zedelenmesine izin vermeyin."

İZİN ALINMADI

Bu taleplerinin ardından mahkemenin ve Konya Barosu'nun haklarında adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten suç duyurusunda bulunduğunu anlatan Kocasakal, "görev suçu değil" denilerek Adalet Bakanlığı’nın izni alınmaksızın ifadeye çağrıldıklarını söyledi. Bunun saçma olduğunu ifade eden Kocasakal, "Mesut Yılmaz ihaleye fesat karıştırmak suçlamasıyla Anayasa Mahkemesi’nde yargılandı. İhaleye fesat karıştırmak görevi kapsamında mı değerlendiriliyor" dedi.

SAVCI İZİNDEYKEN BAŞKA SAVCI

Soruşturma savcısı izindeyken dosyanın başka bir savcıya verilerek iddianamenin hazırlandığını söyleyen Kocasakal, haklarında yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs suçlamasıyla 4 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmasını da değerlendirdi. "Soruşturma adil yargılamayı etkilemeyi teşebbüs suçundan açılsaydı para cezası olacak maksat hasıl olmayacaktı" diyen Kocasakal, "Yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüsten açıldı. Emir veren talimat veren, nüfuz kullanan der yasada. Bizim öyle bir yetkimiz yok. Yargıya gerekeni söyledik diyenlere dava açsınlar" ifadelerini kullandı.

KARI KOCA BAKACAKLAR

Kocasakal, davaya ilişkin ilginç bir ayrıntı daha verdi. Mahkemenin Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görüleceğini söyleyen Kocasakal, davanın hakiminin iddianamenin sahibi Başsavcı'nın karısı olduğunu açıkladı. Kocasakal duruşmalara gideceğini söyledikten sonra "kim kimi yargılayacak orada göreceğiz" dedi.

Kendisinin başına gelenlerin tarihte örneğinin olmadığını, 12 Eylül yönetiminin bile Orhan Apaydın'ı bu suçlamalarla yargılamaya cesaret edemediğini söyleyen Kocasakal, "darbe mağduru olduğunu söyleyenler, mağrur ve zalim olmuşlardır, yaşadığımız ileri faşizmdir" dedi.

BİZ KAYBEDERSEK SİZ DE KAYBEDERSİNİZ

Avukatların kapılarının sabaha karşı kırıldığını, terörist ilan edildiklerini, polisin şiddetine maruz kaldıklarını söyleyen Kocasakal, "savcılar tutuklanan avukatlara soruyorlar 'sen neden hep böyle davaları alıyorsun' diye. Buna verilecek cevap 'sana ne'dir. Avukatı tereddüt içinde bırakılarak vatandaş savunmasız hale getirmek isteniyor." dedi.

17 Mart'ta Haliç Kongre Merkezi'nde seçimsiz bir genel kurula gideceklerini söyleyen Kocasakal, baskı ve sindirme politikalarına karşı yapılması gerekenleri hukukçularla tartışacaklarını söyledi. Kendisine "geçmiş olsun" diyenlere "geçmiş olsun demeyin biz kaybedersek siz de kaybedersiniz, vatandaş da kaybeder" dediğini söyleyen Kocasakal, tüm hukukçuları genel kurula katılmaya çağırdı. 

Odatv.com